18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

SÜNNET TARTIŞMASI BİTMİYOR

Gündemimiz Sünnet!..
Avrupa ülkeleri ile her türlü sorunumuzu hallettik (!), geride bir sünnet tartışması kaldı.
Bizde meşhur sözdür; âlem gider Mersin’e biz gideriz tersine…
Aynen öyle olmuş.
Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Köln Eyalet Mahkemesinin sünneti “yaralama suçu” olarak kabul edip yasaklamasına karşı çıkmış…
Tartışmaya açık bir konu; haklı da olabilirler, haksız da…
Avrupa Birliğinden sorumlu Başmüzakereci Bakandan, Müslümanların ve Yahudilerin cinsel organlarıyla ilgili görüş bildirmesini doğrusu yadırgadım. Hazır Almanya’ya gitmişken, onlara bizi Avrupa Birliğine neden almıyorsunuz, işi neden savsaklıyorsunuz diye hesap sormasını beklerdik. Ardından biz sizin istediğiniz her şeyi yaptık, Avrupa Birliğine giriyoruz diye Ankara’da birkaç yıl öncesi havai fişek gösterileri bile yapıp nutuklar atmıştık demeliydi.
Şimdi neden bizi yarı yolda bıraktınız demesi daha doğru olmaz mıydı?
Anlaşılan her şey bir yana itilmiş, dönüp dolaşıp erkeklerin cinsel organının ucunun neden kesildiğine gelmiş!..
Bu da nereden çıktı diye düşünenler olabilir. Geçtiğimiz Haziran ayında Köln Eyalet Mahkemesi'nin sünneti cezalık bir yaralama suçu sayması Bağış’ı nedense rahatsız etmiş ve bu konuda demeç vermeyi kendince zorunlu saymış. Almanya’nın “Süddeutsche Zeitung” gazetesinde yayınlanan "İnanç İçin Özgürlük" başlıklı makalesinde Bağış; din özgürlüğünün dünyada açıkça belirlenmiş bir dizi yasa ve uluslararası sözleşme ile korunduğunu hatırlattıktan sonra, sünnetin suç sayılmasının Almanya’daki Müslümanlar ve Musevilerin temel hak ve özgürlük alanlarından birine açık tecavüz olduğunu söylemiş: "Bir Alman mahkemesinin sünneti yaralama suçu olarak kabul edip yasaklaması, Almanya'daki Müslümanlar ve Musevilerin temel hak ve özgürlük alanlarından birine açık tecavüzdür. Bu bir vicdan özgürlüğü meselesidir. İnancın sınırlarını mahkemeler çizmemelidir. Bu karar, yasayla korunan dini uygulama özgürlüğüne karşı tam bir çelişki teşkil etmektedir.”
Almanya’da sünnet yasaklanır mı?
Bu karar, Federal Almanya Cumhuriyeti'nin temel hak ve özgürlüklere olan bağlılığının sorgulanmasına neden olur mu?
Din özgürlüğünü zedeler mi?
Sünnet Köln Eyalet Mahkemesi’nin kararına dayanarak bir yaralama olarak nitelenebilir mi?
Böyle bir karara varılması, kültürel ve tarihi bilgisizlik mi?
Sünnet Müslümanlarda ve Yahudilerin uyguladıkları tıbbi bir işlemdir. Geçmişte olduğu gibi sünneti tartışanlar, yapılmasının doğru olup olmadığını ileri sürenler vardır. Bu durumda da kuşkusuz ortaya bir takım çelişkiler çıkmaktadır. Sünneti yasaklamayı Müslüman düşmanlığı olarak niteleyenler de ortaya çıkabilir. Gerçi bu da çok saçmadır; Müslümanlık insanın cinsel organıyla mı kötülenir?
Sünnet, izlenen yol, yöntem, örf ve gelenek anlamında bir sözcüktür. Kur’an da sünnet sözcüğü on altı kez geçmektedir. Hadislerde ise “Resul-i Ekrem’in uygulayıp öğrettiği davranışlar olarak yer almıştır. Kısacası bugün anladığımız anlamdan çok daha farklı olarak dile getirilmiştir. Türkiye Diyanet Vakfı’nın İslam Ansiklopedisi’nde ayrıntılı bir “Sünnet” maddesine geniş kaynakçalarla yer verilmiştir.
Dini ve cinsel yönden konuya döndüğümüzde sünnet erkeğin cinsel organının ucundaki derinin alınmasıdır. Gelişmemiş toplumlarda ise kadınlara da buna benzer işlemler yapıldığı bilinmektedir. Sünnet ilkel toplumlardan başlayarak günümüze kadar gelmiş, zaman zaman çeşitli tartışmalara da yol açmıştır. Bazılarına göre tedavi edici, hastalıkları önleyici bir ameliyedir. Kökeni eski Mısır’a Sâmi topluluklarına kadar inmektedir. Yahudilikte ise Tanrı ile İbrahim nesli arasındaki bir akdin işareti olarak kabul edilmiştir.
Günümüzde de Asya toplulukları arasında yaygındır. Buna rağmen ortaya çıkan bazı münafıklar “Tanrının yarattığı her şey doğrudur, sünnet ile onu neden değiştiriyorsunuz” diyebilirler. Buna karşılık bazı kesimler insanların yaptırdığı estetik operasyonlara da karşı çıkarak “neden Tanrının yarattığı şekli değiştiriyorsunuz” demişlerse de sünnete karşı çıkamayarak tenakuza düşmüşlerdir.
Müslüman toplumlarında sünnet erkekliğe adım atış olarak nitelenerek eğlencelerle, bir şölen havasında kutlanmaktadır.
Avrupa’da Müslüman ve Yahudilerin çoğunlukla yaşadığı dikkate alınacak olursa onların örf ve adetlerine saygılı olunması da doğaldır. Bu konuda Köln Eyalet Mahkemesi’nin yorumu ne kadar yanlışsa bir siyasetçimizin bu konu üzerine balıklama atlaması da o derece yanlıştır.

 

Erdem Yücel/Kenthaber
Yayın Tarihi : 29 Ağustos 2012 Çarşamba 12:02:33
Güncelleme :29 Ağustos 2012 Çarşamba 12:26:48


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
mehmet altinyaldiz IP: 88.152.24.xxx Tarih : 1.09.2012 13:38:07

Adamlar müslümanlarla yani TÜRK'lerle dalga geciyorlar, bizim politikacilarda bunlardan medet umarak politika yapmiya calisiyorlar yahu biri cikipta dese siz bizi istemiyorsunuz bizde sizi hic istemiyoruz  defolun gidin dese ne olur ALLAH askin bunu neden diyecek bir babayigit cikmiyor koskoca TÜRKIYE'den hayret dogrusu............

Ha simdi diceksiniz ki senin ne isin var onlarin arasinda onuda söyliyeyim bizi buralara muhtac edip  buralara gönderenler utansinlar bunuda yapanlar bellii zaten dememe gerek yok buradaki sartlari saglayin bana bir gün durursam burada serefsizim, bunlarin insanlikla alakasi yok herseyleri para olmus birakin artik sunlarin arkasindan gitmeyi önünüze ve kendinize bakin ve ey yüce TÜRK MILLETI kendine gel eski kimligine geri dön ama onu yaptirmamak icin elinden gelen herseyi yapiyor bu avrupalilar ödleri kopuyor eski OSMANLI geri dönecek diye o günlerin geri gelmemesi icin bir nedenmi var kaynaksa kaynak , paraysa para, insansa insan, MÜSLÜMAN ülkelerin neyi eksik ALLAH askinda yahu bu  dogrultuda gidilirse eger onlar bizi degil biz onlari yönetiriz ama malesef bunu göremiyor bazi kendi cikarini düsünen insanlar toplumu ileri götürelim diye  bir siyaset politika yok bizimkilerde malesef en  bariz örnegi de bunun tansu ciller ve mesut yilmaz hiyarlarinin zamaninda oldu  benim sayfam beyaz yok seninki kara yahu bunlarla siz kac adim ileri gittiniz ve kac adim ileri gidebileceginiz düsündünüz siz böyle abuksabuk seylerle bu nasil bir yönetimdir anlamak mümkün degil iste böyle aptal aptal yönetirseniz koskoca yüce TÜRK MILLETINI böyle onun bunun oyuncagi oluruz iste biz sizlerin sayesinde bunlar kimya biliyormusunuz kendini aydin sanan aptallar bunuda neden söylüyorum mesela almanyada varsa 500 tane profesör bizim TÜRKIYE'de var 5000 profesör yahu ben sizim ne oldugunuza bakmam yahu  sizin ne ürettiginize ne is yaptiginiza bakarim ben sizim cebinizde nasil bir diploma olursa olsun banane kimene siz bu ünvanlari onun bunun yaninda hava atmak icinmi cebinize koyuyorsunuz üretin birseyler görelim bunlardan on kat daha fazla profesörümüz var ama malesef bunlarin mallari icin can atiyoruz araba olsun elektrikli esyalar olsun yada baska seyler olsun bunlarin malini kullaniyoruz onun icin benim karsima gecipte ben su profesörüm bilmem neyim demesin ne üretiyorsunuz onu anlatin bana sizin ne oldugunuz beni ilgilendirmez o sizde olan bilgiyi ben benim kütüphanemdeki kitaplari essegede yüklesem ondada olur o sizde olan bilgiler hatta daha alasi olur ama oda sizin gibi birsey yapamaz bunlarla siz kendinizi cebinizde ünvan var diye birseymi saniyorsunuz insanin ünvanina bakmak aptalliktir yaptigi ise bakilir insanin ana sunuda belirteyim ki okumus insana saygisizlik degil  amacim ama okuduklarinla  VATANA VE YÜCE TÜRK MILLETINE bir faydalari dokunsun önüne gelen profesör olmus bizim ülkemizde ama  icleri bos bir üretim yok malesef

SEYGI VE SEVGILERLE !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!