23
Mayıs
2024
Perşembe
ANASAYFA

Şu Çılgın Türkler, şu uçuk hatunlar, şu aydınlar

Bu günlerde, “kerametleri kendilerinden menkul” dişili, erkekli aydınların ve köşe yazarlarının , yazıp söyledikleri karşısında terbiyemi bozmamak ve kendilerine, adları adıyla hitap etmemek için, kendimi güç tutuyorum…

Mesela RADİKAL gazetesi Ek’inde (başka nerede olabilir ki?) , Ayşe Hür adında bir kadın, Turgut Özakman’ın, muhteşem “Şu Çılgın Türkler” eserine takılmış." ”Aydınların” bu kitabı ve kısa zamanda, 60’dan fazla baskı yapmasını çekemeyeceklerini, bu başarının sebebini de hiç anlayamayacaklarını biliyordum. Gazetenin adı RADİKAL ya; bunlar da “aydın” enteller ya; en olumlu güzel olayı bile meşreplerine göre ve Türklüğe karşı yorumlamaları beklenirdi.

Daha önce, “milliyetçiliğin iyisi mi olurmuş?” diyen bu “kadın”, bu yazısında da, kelimelerini dolandıra dolandıra, kitaba bu derece rağbetin “sosyo- psikolojik” sebeplerini “irdeliyor."

Daha önce de yazmıştım; bu “aydın”, entel yazarlar, meramlarını açık seçik ifade etmezler öyle laf kalabalığına boğarlar ki, insanlar ,bunlarda ,muhakkak anlayamadıkları bir hikmet ve keramet var zehabına kapılırlar. ! …

“Hanım” anlayabildiğim kadar, kitabın başarısını “tarihi ve milli, aşağılık ve büyüklük komplekslerimiz ikilemine” bağlıyor. Oysa sebep açık; ; ülkemizin gene iç ve dış tehditler karşısında bulunduğu şu sırada , Kitabın yazarı Özakman’ın ifadeleriyle, AB Sürecinde, eser , Kurtuluş Savaşımızın muhteşem öyküsü , dünyaya karşı “kırık duruşlumuz ve aşağılanmışlık haletimize” önleyici bir vuruş! Yoksa kompleks ürünü hiç değil-aksine bir meydan okuma! …Millet –gençler,Milli Mücadeleden dersler çıkarmak ve Mustafa Kemal ve arkadaşlarının canlı öyküsünden kuvvet ve ilham almak istiyorlar. O kadar basit; “sosyo-psikolojik” gerekçeler aramaya gerek yok . Ayşe Hür’ün değerlendirmeleri,aslında kendisinin ve benzeri ve “aydınların”,kişisel ve ideoloji komplekslerini yansıtıyor.

Hür hatun, Özakman’ın, tarihi olayları objektif olarak yansıtmadığını, “kutsal bir görevin ağırlığı altında ,seçilmiş zaferler yaratamaya koyulduğunu da” …ama bunların hangileri olduğunu belirtmeden ! ..Kadın, Türkiye üzerinde oynanmış ve oynanmakta olan büyük oyunları bilmediği ve bilmek de istemediği için ,ve Avrupalıların , Güneydoğu ve Kürtlerle olağan üstü, ahlaksız ilgilerinin maksadını merak etmiyor da, Avrupalıların bizimle uğraşmalarından haklı olarak kuşkulanmamızın Sevr gibi, “paranoya” olduğunu yazıyor.. Birinci Dünya Harbinden sonrası Almanyası ve Versay dayatması ıle Savaş sonrasındaki Osmanlı enkazı ve Sevr dayatması arasında paralellik, şu sırada Hitler’in KAVGAM kitabının n çok satmasıyla, “Şu Çılgın Türkler” eserinin çok basması arasında benzerlik gibi ancak şekli ve arızidir...

SEMIH İDİZİN İNCİLERİ

MİLLİYET Gazetesi'nde köşe tutan Semih İdiz’in zırvaları da aynı sakat mantığın, zihniyetin ve cehaletin ürünleri. Bunlar aslında, psikolojik vakalar! İdiz , Genelkurmay Başkanı Orgeneral Özkök’ün “AB yanlısı mesajlarını” överken şöyle yazıyor; “ Bugüne kadar yaşananların Türkiye’nin bir dış dürtü olmadan bir sonraki aşamaya geçme maharetine sahip olmadığını gösterir “ Asıl aşağılık kompleksi bu!

İdiz , Tanzimatın gerisindeki olay ve maksatları da hiç anlamamış. Aslında, “Tanzimat” ve “ıslahat” ta - AB kriterleri gibi, Avrupalılar tarafından, kendi ekonomik ,mali çıkarları için ve Türkiye’yi ekonomik ve mali olarak bağımlı kılmak, sömürmek, reformları kendi kendimize yapmamızı engellemek için dayattıkları koşullardı.

Avrupa’nın ,kapitülasyonlarla başlayan,bu karanlık maksatları sonunda “Düyunu Umumiye ye kadar vardı. Mustafa Kemal ve arkadaşları İzmir İktisat Kongresinde işte bu hegemonyaya karşı çıkmanın, kendimiz “övünüp ,güvenip çalışarak” çağdaş uygarlık düzeyine çıkmanın iktisadi yollarını aramaya başlamıştı! Cumhuriyetin altın yıllarında bu hamleler de yapıldı... Ta ki ,Batı bizi Lord Curzon’un Lozan ‘da dediği gibi gene IMF’e yalvarır hale getirmeyi başarana kadar. Semih İdiz yanılıyor; biz eğer kendi ayak seslerimizden korkmasak ve aşağılık kompleksine itilmesek ,Mustafa Kemal’in hep söylediği gibi, kendi çıkar ve değerlerimize göre yapabilecek büyük bir milletiz…Ama işte, bırakmıyorlar ve burnumuza AB halkasını takıp, kendi istedikleri yerlere götürmeye, posamızı çıkarmaya çalışıyorlar.

ASIL IHANET BELGESİ

Semih İdiz’in daha sonra yazdıkları, gülünç olmasaydı bir gaflet –hatta ihanet belgesi; sıkı durun,- şöyle yazıyor ; “Aslında Cumhuriyetimizi bile İngiliz güdümlü Yunan işgaline borçluyuz…Yoksa ne Ankara’da Meclis toplanır ne de ‘Atatürk gibi biri”, İstanbul’un o yozlaşmış siyasi ortamında etkin olabilirdi, ,Cumhuriyetimizi bir yerlere götürebilirdik…bunu da Batıdan ithal ettiğimiz siyasi, ekonomik ve hukuksal şablonlarla yaptığımız unutmayalım”

İşte, ben de ,bu sözler, bu aşağılık komplelisi – bu ,kendi kendimizi bu derece küçümsemek ve aciz ifadeleri ve daha da önemlisi, kendi tarihimizi , hata salt kronolojiyi iyi doğru bilmemek ve Mustafa Kemal in Nutuk’unu özümsememiş olmak karışsında , terbiyemi bozmamak için kendimi güç tutuyorum.

İdiz’in ters mantığına göre Cumhuriyeti, Kurtuluş Savaşını, Yunanlılara medyunuz…ve Vahdettin Olmasaydı ,”Mustafa Kemal diye biri” de olamayacaktı!

İdiz'e tavsiye ederim, NUTUK’U ve "Şu Çılgın Türkler" eserini okumasa bile ,Kronolojiye iyi baksın. Bır defa Bir defa , yenilgiden hemen sonra,1918’de düşmanların niyetleri belli olunca ülkenin her yanında Anadolu’da, Rumeli'de “Müdafaa-i Hukuk” Hukuk hareketleri kendiliğinden başlamıştı… Doğuda Kazım Karabekir Paşa'nın hareketi vardı.
Mustafa Kemal Mütteffıkler ülkenin bir çok yerlerini işgale başlamadan –Ytunanlılar İzmir ve civarını ..15 Mayıs’ta işgal etmeden çok önce İstanbulda kı evinde Kurtuluş planlarını yapmaya başlamış ve Samsuna doğru yola çıkmıştı.O, “İdiz’in dediği gibi, lalettayin ,sıradan, " Mustafa Kemal gibi biri” değildi! …İzmir’in Yunanlılar tarafından işgali Milli Mücadelenin çakmaklarından biridir, ama farzı muhal -eğer İzmir İşgal edilmeseydi de ,Mustafa Kemal Kurtuluş Mücadelesini başlatacak ve zafere götürecekti. . Böylesine yazarlar ve aydınlar oldukça düşmanlara ihtiyaç yok.!
Yayın Tarihi : 30 Ağustos 2005 Salı 13:08:49


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Ahmet Dulkadiroğlu IP: 85.105.10.xxx Tarih : 31.08.2005 15:20:07
Değerli yazara katılmammak mümkün değil.Tarihte anlı-şanlı 17 devlet kurmuş ecdadımızın kimsenin inayetine ihtiyacı bulunmamaktadır.Büyük Atatürk,Türk tarihinin yetiştirdiği en büyük dahidir.Devletimizin adına "Türk" diyen O"DUR.milli mücadele,Türk halkının isteyerek canı ve kanı pahasına kazanılmıştır.