17
Mayıs
2024
Cuma
ANASAYFA

“Biz evleniyoruz oteli” neden olmasın?

Turizm temsilcileri 2005 ve daha sonrasını düşünüyorlar. İyi de ediyorlar.

Hatırlıyorum Antalya’da 1986-87 yıllarında, neredeyse bir elin parmaklarını geçmeyen sayıda turizmciyle aynı sayıda gazetecinin katıldığı, eh bir o kadar da bürokratın hazır bulunduğu sık sık toplantılar yapılırdı. Turizm Bakanı derseniz Antalya’dan çıkmazdı hiç.

“Ne etsek nasıl etsek de turizmi daha hareketli yapsak, daha çok insan çeksek” diye kafa yorardık hep birlikte. Bunun için araştırmalar yapılır, kafalar patlatılırdı. Biz gazeteciler de sayfa sayfa yazar çizerdik. Renkli gazetelerde ise bol bol üstsüz güneşlenen turist kadın fotoğrafları yer alırdı.

Geçtiğimiz hafta sonu bir akşam Antalya Kaleiçi’nde Gizli Bahçe’de Turizm Yazarları ve Gazetecileri Derneği (TUYED) ile Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB)’un toplantısında gazeteciler ve turizmciler buluşunca o eski günler ve sonraki gelişmeler geldi aklıma.

Konular aynı ama turizmci ve gazeteci sayısı bilmem kaç katıydı o günlere nazaran.

Otel mi eğitim kampı mı?

Şimdi bakıyoruz her otel aynı. Hangisine gidersen git, hizmet aynı, konuk profili de. Yemekler aynı, içecekler de. Sanki öğrenci yurdu yada eğitim kampı gibi yemek kuyruğu bir yandan. Bir bardak çay için sıra beklemeler, erken kalkıp havuz başında şemsiye ve şezlong kapma yarışları.

Bir çoğunuz bunları bilirsiniz. Tatile gelmişsiniz, bir sürü de para harcanmış, ama askeri kamp kuralları var sanki yazılı olmayan.

İşte ‘Herşey Dahil’ böyle bir hale geldi, getirdi tatil anlayışını. Bu durumdan turizmciler de şikayet ediyor. Ama tüm Akdeniz çanağında (İtalya, İspanya, Malta, Yunanistan, Portekiz vs) turizm hareketinin bu yöne kaydığı gözleniyor. Yani kurtuluş yok, bir süre daha böyle gidecek anlaşılan.

Nina Öger, Türkiye’nin güzelliğini göstermek için çaba harcanması gerektiğini savunuyor. “Neysek oyuz. Rol yapmayalım. Bizi böyle tanısınlar” diyerek Türkiye’ye gelen her turistin otelden çıkıp yakın bölgeleri gezmelerini istiyor, öneriyor.

Babası Türk, Annesi Alman Nina Öger devam ediyor:

“Bu ülke bize ne yapabilir değil, biz ülkemiz için ne yapabiliriz. Böyle düşünmemiz lazım. Türkiye’ye gelen her turist ülkemizde üretilen tüm peynir çeşitlerini tadabilmeli öğrenmeli.”

Anadolu turları azaldı

Türk turizmindeki bu yaygın durum sonucunda kültür ağırlıklı turları da bitme noktasına getirdi. Rakamlar hayli ilginçti; geçtiğimiz yıllarda bir sezonda 150 bin kişinin katıldığı turlara son yıllarda 12-13 bin kişi katılır olmuş. Otelden dışarıya çıkmaz olduklarını anlatıyor tur operatörü temsilcileri kısaca.

Gelen turist profilinin hep aynı olduğunu değişik hizmet konseptli otellerin yokluğundan söz ettiler. Yeni oteller de tema var ama hizmet şeklinde değişiklik yok örneğin. Mesela? diye soruyoruz, kimse örnek vermek istemiyor...

Ama’sı hakkında biz biraz fikir yürütelim...

Örneğin ‘Biz evleniyoruz’ oteli olmalı, sadece bekar bayan ve erkekler kabul edilmeli. Mesela sadece çocuklu ailelerin kabul edileceği bir otel. Ya da sadece gay’lerin gelebileceği bir tesis. Bunun gibi bir çok yeni fikirler çoğaltılabilir sanırım.

Eh TV programları da bu otellerden canlı canlı ve bol kanlı olarak verilir. Tüm dünyada da reyting rekorları kırılır. Üff ne reklam ama...

Ne dersiniz?

Yayın Tarihi : 29 Aralık 2004 Çarşamba 14:10:35
Güncelleme :29 Aralık 2004 Çarşamba 18:04:41


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Erhan ÖZTUNÇ IP: 81.213.71.xxx Tarih : 31.12.2004 12:38:25
HEHEHEEE HARİKASIN NEDEN OLMASIN O KONUDA EVDEN CIFTLIGE HER REZILLIGE BULASTIK ISIN KOTUSU RENKLİ KUTU BU REZILLIKLERI EVLERIMIZE TASIDI BIZ ISTEYKEN EVDEKI COCUGU KIM KONTROL EDECEK AKSAM EVE GELDIGIMIZDE HERSEYI SORMADAN ANLATACAK KADAR EVDEKI COCUKLARIMIZDA REZIL OLDU BIRAKIN BIR OTELIMIZ EKSIKDI ODA OLSUN AB YETKILILERINI ORDA AGIRLAR BURDAN ZEVCELER VERIRIZ AB GIRISIMIZ DAHA KOLAY OLUR HEM MUTA NIKAHI FALAN VARYA SORUNDA CIKMAZ ZINA FALAN DIYE