15
Mayıs
2024
Çarşamba
ANASAYFA

Türkler Uzayda

Dünyada uluslar arası ilişkilerde onurlu politikaların uygulandığını, milli maçlar dışındaki milli heyecanların da coşkuyla yaşandığını ve hala geçerli kavramlar olduğunu göstermek için köşemde zaman zaman yabancı devletlerin uygulamalarından örnekler veriyorum.

Sonuçta, burada göstermek istediğim şey, o ülkelerin bahsi geçen konularda ne kadar ‘haklı’ oldukları değil; milli menfaatleri konusunda ne kadar ‘hassas’ olduklarıdır.

Bu seferki örneğimiz Çin’den:

Çin, ABD savaş gemilerinin bu Noel için Hong Kong’a yapmak istedikleri ziyarete, Amerikalıların tüm ısrarlarına ve baskılarına rağmen izin vermedi.

Bunun sebebi olarak da, ABD’nin Çin’in menfaatlerine aykırı olarak, Tayvan ve Tibet’e destek vermesini gösterdi.

Bilindiği üzere, ABD’nin burada gözettiği asıl amaç, gemilerinin ikmal yapması değil, artık Çin toprağı olan Hong Kong’da Çin’e karşı gövde gösterisi yapmaktı.

Ama, vuslatı başka bahara kaldı!

* * *

Biz ise ısrarla, 1 Mart tezkeresi konusunda ABD’ye verdiği sözleri tutamayanların duyduğu mahcubiyet sebebiyle; ülkemizi kana bulayıp, adeta ABD’nin eteklerinin altına kaçan bir terör örgütü için, yine ABD’nin istihbaratına muhtaç olduğumuz psikolojisine sokuluyoruz!

Artık altında ezilmeye başladığımız bir psikolojik harekatla, özellikle ABD’nin istihbarat sağladığı vurgulanmak suretiyle, sınır ötesi “nokta” operasyonu yapıldığı ve örgüte zayiatlar verildiği hususu hafızalarımıza işlenmeye çalışılıyor.

Oysa ki, o bölgede askerlik yapmış olan herkesin çok yakından da bildiği gibi; bu tür sınır ötesi operasyonlar o bölgede olağandır.

Ve belki de zaten, gün aşırı yapılmaktadır?

Öyle teferruatlı bir istihbarata falan gerek yoktur!

Bu haberlerde, yeni ve farklı olan bir şey de yoktur!

Bu konuyu daha önce işlediğimiz için; daha detaylı bilgi edinmek isteyenlere, “Aspirin Tedavisi” başlıklı yazımı okumalarını tavsiye ederim.

Gerçi o yazıma eklemek istediğim tek bir şey daha var:

Ben o zaman ipe un serileceğini tahmin etmiştim ama, sorumluların, dibimizdeki sorunlara ta uzaydan bakacağını da asla akıl edememiştim!

* * * 

Neyse;

Benim asıl değinmek istediğim konu şudur:

Bir yandan şehit cenazeleri kalkarken, diğer yandan da kimin elinde ne kadar elde kalmış demode silah varsa bize kakalamaya çalıştığını, milletçe, hüzünle izlemekteyiz!

Yıldız savaşları filmlerinde kullanılan türdeki silahlar, medya gündeminden bir türlü düşmek bilmiyor.

ABD nin sağladığı ve sağlayacağı, şu dillerden düşmeyen meşhur “nokta istihbarat” da yine medya tarafından kutsandıkça kutsanıyor!

Büyüklerimizden sıkça duyduğumuz bir atasözümüz vardır:

‘Kılavuzu karga olanın, burnu şeyden çıkmaz’ diye…

Ne olduğunu biliyorsunuz işte, bana söylettirmeyin!

* * *

Şehitlerimiz için yüreğimiz yangınlarda iken; bizi yönetenler, gözü yollarda, hala ABD’den istihbarat bekliyorlar!

Neymiş, “nokta”yı tutturmak için onlara ihtiyacımız varmış?

Daha önce de yazmıştım, kendi “üç nokta”ları Afganistan dağlarında fink atıyor ve her gün bunlara yeni tehditler savuruyorken; bu adamlar, bizim tek “nokta”mızı nasıl bulacaklar?

Peki; bu memlekette hiç mi istihbaratçı yok?

Olmaz olur mu?

MİT var, Asker var, Polis var!

Hem de, içlerinde ne cesur yürekler var!

Hem de senden ne bir lira para, ne de diplomatik koruma isterler.

Sal düşmanın içine, o ağzından düşürmediğin “nokta”sını, virgülünü sana bir günde çıkarsınlar.

Senin kendi istihbaratına, istihbaratçına ayıracağın kaynağın veya daha açıkçası güvenin yoksa, o zaman haklısın; tek yol kalıyor, o da ABD’ye gitmek!?

Bunlar bilemez çünkü(!)

Kime daha çok güveniyorsan, istihbaratı da ondan almalısın!

Ama tahminimi söylemeden de geçemeyeceğim:

Bu ABD bize asla ve kat’a işe yarar istihbarat vermez, çünkü şu anki konjüktürde işine gelmez.

Ama hadi verdi diyelim; niye doğru bilgi versin?

Seni, kendi çıkarından, niye daha üstün tutsun?

* * *

Şimdi, istihbarat konusunu isterseniz bir kez daha gözden geçirelim:

1- Kendi istihbaratçılarımızı, ‘tehlikeye atmamak’ için, bu istihbarat olayının dışında tutuyoruz, diyelim;

2- Havadan istihbarat yapmak için satın aldığımız insansız uçakların da, ‘nasıl kullanılacağını bilmiyoruz’, diyelim;

3- Ama; istihbarat illa ki havalı olmalı, mutlaka ‘uzaydan gelmeli’ diyen büyüklerimiz için bir tüyo daha vereyim:

ABD’li dostlarımızın acayip havalı ve pahalı ECHELON sistemine hiç gerek yok.

Vergilerimizle alınan TURKSAT uydularını da bir kenara bırakalım.

Şu anda uzayda fır fır dolanan ve Türk işadamlarının sahibi olduğu casus uydular var!

Şaşırmayın; Türk bu, uzayı kendi haline, başıboş bırakacak değildi ya?

Uyduyu dikerler kandilin tepesine, teröristlerin hareketlerini 24 saat canlı seyredersin!

BBG gibi!

Eminim; sizin terörü bitirmekte kararlı olduğunuzu görseler, para falan da istemezler.

Kapalı kapılar ardında talepleri mi olur?

Yok canım; Amerikalı değil ki bunlar, “Türk”; öyle ince ve hin hesapları bilmezler!

Merkezleri de öyle sizinkiler gibi, deniz aşırı falan değil, Türkiye’de.

ABD istihbaratına muhtaç olmadan(!) yerlerini öğrenmek isterseniz, bendeniz her zaman “bilgi vermeye” hazırım.

Uzayda falan aramaya gerek yok, hemen burda, İstanbul’dayım!

* * *

Yayın Tarihi : 4 Aralık 2007 Salı 11:41:57


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?