3
Mayıs
2024
Cuma
SPOR

Şampiyon Fenerbahçe...


Türkiye, İzmir’de 13 Mayıs Pazar günü iki büyük olayı bir arada yaşadı. Bunlardan biri Türk ulusun şahlanışını yansıtan, İzmir Kordon’da denizde ve karada toplanmış bir buçuk milyonu aşkın insanın Cumhuriyete, devrimlerine yapılan saldırılara karşı çıkışı, diğeri de Fenerbahçe’nin İzmir Atatürk Stadında şampiyonluğunu ilan edişiydi. Kısacası iki mutlu ve anlamlı olay bir arada İzmir’de yaşandı ve kutlandı. İzmir’in tarih boyunca yaşadığı, öyle kolay kolay unutulmayacak olayları vardı. Yıllardan sonra onlara bir yenisi daha eklendi.. Sabahın erken saatlerinde İzmir Konak Meydanı ve çevresini dolduranların büyük çoğunluğu mitingin bitiminden sonra soluğu Atatürk Stadında aldılar. Acaba bu insanlar İzmirli ve Fenerbahçeli olmak ayrıcalıklıdır mı demek istediler?

İzmir son bir hafta içerisinde iki büyük olayı yaşamıştı. Bunlardan biri Türkiye Kupasının İzmir’de oynanışı, diğeri de 2006-2007 Türkiye süper Liginin yine İzmir’de noktalanışı idi. İzmirliler birkaç yıldır futbola hasret günler geçiriyor. İzmir’in Türkiye süper liginde oynayan takımı yok... Bir zamanlar Türkiye liglerinin tozunu attıran Altay, Karşıyaka ikinci ligde...Avrupa Kupalarında ilk çeyrek finale çıkma başarısını göstere Göztepe ise Amatör ligde...Altınordu, İzmirspor ve Yün Mensucat’ın adı bile yok... Bu bakımdan İzmirli sporseverler İzmir Atatürk Stadını doldurmuşlardı.

Turkcell Süper liginin bitimine iki hafta kala Fenerbahçe, Federasyonun verdiği ceza! nedeniyle şampiyonluk kulvarında en önemli maçlarından birisini İzmir’de oynadı. Sözcüğün tam anlamıyla ligin güçlü ekiplerinden Trabzonspor karşısında iki kez yenik düşmesine rağmen Tuncay ve Deivid’in golleriyle maçı 2-2 berabere bitirdi. Fenerbahçe-Trabzonspor maçı oynanırken başta Fenerbahçe yedek kulübesi olmak üzere tüm Fenerbahçeliler ellerinde telefonları ve radyoları ile kulakları Bursa’dan Sivas’tan gelecek haberlerdeydi. Ne var ki, Beşiktaş Bursa’da tam bir bozguna uğramış ve 3-0 yenilmişti. Galatasaray ise Sivas’ta maçım uzatma dakikalarında eski bir Fenerbahçeli olan Gürhan 09+3’te attığı gol ile 1-1 berabere kalmıştı. Fenerbahçe 2-1 yenik götürdüğü maçın sahanın en kötülerinden Appiah’ın yaptığı ortayı değerlendiren Deivid’in kafasıyla beraberliği sağlamıştı. Sanki kuruluşunun 100. yılında bir güç Fenerbahçe’yi ligin bitimine iki hafta kala şampiyon yapmıştı. Böylece Fenerbahçe beş puan önde girdiği 32. hafta da galip gelememesine karşı 17. şampiyonluğunu kazanarak 100. yılında mutlu sona ulaşmıştı.

Fenerbahçe’yi kutlarım...

Geçtiğimiz yıl talihsiz bir son hafta maçıyla şampiyonluğu Galatasaray’a kaptıran Fenerbahçe aynı hataya düşmemek için çok uğraştı. Ancak bu kez rakipleri puan kaybederek kendisine yardımcı oldular. Fenerbahçe şampiyon, ancak son maçında da buna layık bir futbol sergiledi mi? bence hayır, sergileyemedi... Gerçeği söylemek gerekirse Trabzon sahada rakibine oranla çok daha iyi idi. Ayrıca çok daha fazla koştu. Maçın dönem noktasında, Alex’in dışarı vurduğu penaltıya söylenecek söz bulunamıyor. Maçın başında kaleci Serdar’ın bacakları arasından yediği gole ise ne denir bilemiyorum. Ancak şunu da belirtmekte yarar vardır ki, bir kaleci için en tehlikeli top dizinin altından gelen ile önünde zıplayan toptur. Birisi bacak arasından, diğeri ise üzerinden aşıp içeri girer. Futbol oynayanlar bu kritik durumları çok iyi bilirler. Bu maçta Serdar ikisi ile de karşılaştı birinde gol yedi diğerinde ise son anda boyunun da yardımıyla topu tutabildi.

Trabzon maçından sonra önümüzdeki son iki hafta yapılacak Galatasaray ve Ankaragücü maçları Fenerbahçe yönünden artık önemini yitirdi. Galatasaray ikincilik için Beşiktaş’ın yitireceği iki puana bakacak. Ankaragücü ise orta sıralarda olmasına rağmen yine de bir puanı arayacak. Bu bakımdan son iki hafta Fenerbahçe için çok rahat bir hafta olacak ve belki de sürekli oynamayan bazı oyuncularına şans tanıyacak. Fenerbahçe bir bakıma lige noktayı koydu ve önümüzdeki yıl Şampiyonlar liginin hesaplarına yönelecek . Ancak bir gerçeği de dile getirmekte fayda vardır, Fenerbahçe bu kadrosu ile Şampiyonlar liginde başarılı olamaz. Yönetimin bunu görmesi şarttır.

Beşiktaş tüm umudunu Bursa‘ya bırakmıştı. Düşme hattından uzaklaşma çabası içerisinde tüm Bursa bu maça odaklanmış, geniş güvenlik önlemleri alınmıştı. Şehirde adeta kuş bile uçurulmamış, bir iki gün öncesinden 34 plakalı araçların kontrolü yapılmış, kimlik kağıdından Bursa doğumlu olanlara bilet satışı yapılmıştı. Beşiktaş yönetim ve futbolcuları aleyhte tezahürata maç boyunca uğramışlardır.

Beşiktaş bu sezon şampiyonluğu düşündü mü? Tigana’nın bunu düşündüğünü sanmıyoruz. Futbolcuları ve yardımcıları ile sürekli sorun yaşadı. Geçen yılın takımını değiştirdi. Beşiktaş bugünkü sıralamada şampiyonluğu kovaladı ise bunda en büyük pay Runje’dir. Tigana önümüzdeki yıl Beşiktaş’ta yok ama geride bir futbol takımından çok bir enkaz bıraktı. Sağ kanattaki sakatlıklar nedeni ile adı sanı duyulmamış İbrahim Kaş’a yer verdi. Bu genç oyuncu 3-0’lik hezimetin hazırlayanlardan oldu. Oysa Tigana’nın elinde Ali Güneş gibi deneyimli bir oyuncu varken, onu kadroya bile almayıp PAF takımına yollamıştı. Öte yanda Bursa, Engin İpekoğlu yönetiminde kısıtlı imkanlara rağmen çok iyi bir takım hazırlamıştı. Bu takımın oynadığı futbol ile yeri puan cetvelinde bugün olduğu yer olmamalıydı. Kısacası Bursa altın değerinde üç puanı hakkı ile almasını bildi.

Galatasaray 90+3 de yediği gol ile Sıvas karşısında Şampiyonlar ligi hesaplarını bir anda allak bullak etti. Geçtiğimiz hafta Antalya maçından sonra bu kez de Sivas ile 1-1 berabere kaldı. Ancak bu maç haftanın en süratli ve en güzel oyununu ortaya koymuştu. Ne var ki, Galatasaray-Sivasspor maçı Fenerbahçe ve Beşiktaş maçlarının gölgesinde kaldı ve pek az tarafından izlendiler. Galatasaray da Sivasspor da futbol olarak ortaya güzellikler sundular. Bu arada İliç’in attığı golün ofsayt olup olmadığı tartışılmalıdır.

Şampiyon belli oldu ama ligin dibi cadı kazanı gibi kaynıyor. Ankaragücü Antalyaspor’u, Konya V.Manisaspor’u 1-0; Gençlerbirliği Ç.Rizespor’u 2-1 yenerken Denizli Ankara’da Ankaraspor ile 1-1 berabere kaldı.

Sakaryaspor’un haftalar önce düşmeyi garantilemesinden sonra Kayseri Erciyesspor düşen ikinci takım olmamak için büyük çaba sarf ediyor. Türkiye Kupasında hafta içerisinde final oynayan ve Beşiktaş’a talihsiz bir golle boyun eğen Kayseri takımının kaderi son iki maça ve rakiplerinin alacağı puanlara kaldı. Ligin ikinci yarısında Bülent Korkmaz’ın teknik direktörlüğünde Erciyes ne tuhaftır ki, en büyük darbeyi yine bir diğer Kayseri takımından yiyor. Kayserispor kendi sahasında Gaziantep’e 2-1 yenilince rakibi biraz rahat nefes aldı ama Erciyes’i de bunalıma soktu. Oysa ikinci yarıda Erciyes Kayserispor’a yenilmese durum çok daha farklı olacaktı. Kaldı ki, önceki yıllarda her ikisi de ikinci ligde iken Erciyes birinci lige çıkma hakkını kazanmış, iki takım birleşmiş Erciyes’in yerine Kayserispor birinci ligin yolunu tutmuştu. Ne garip tecelli; her zaman söylenir; Vefa İstanbul’da bir semtin adı olmamalıdır...


erdem@kenthaber.com
Yayın Tarihi : 14 Mayıs 2007 Pazartesi 13:11:28


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?