4
Mayıs
2024
Cumartesi
ANKARA

Çölaşan-Gökçek düellosu

Birbirleriyle ilgili çeşitli iddialar ortaya koyan Emin Çölaşan ile Melih Gökçek, canlı yayında karşı karşıya gelecek.
 
Bugüne kadar sürekli mahkemelik olan Hürriyet Gazetesi yazarı Emin Çölaşan ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek canlı yayında karşı karşıya geliyor. Mahkemelerde defalarca hesaplaşan Çölaşan ve Gökçek bugüne kadar hiçbir TV programında yüzyüze gelmedi. Birkaç kez bu ihtimal ortaya çıktı ancak gerçekleşemedi. Melih Gökçek’in ilk kez Ocak ayında gündeme getirdiği ve en son önceki gece tekrarladığı Çölaşan’ın maddi varlığıyla ilgili iddiaları aralarındaki tartışmayı yeniden alevlendirdi ve Çölaşan, dünkü yazısında Gökçek’le canlı yayında hesaplaşmak için “hodri meydan” diyerek TGRT’ye programa katılacağını bildirdi. Çölaşan Gökçek ve Çölaşan önümüzdeki Perşembe günü saat 22:00’de TGRT’de karşı karşıya geleceklerini yazdı.

Son kavga: Kuğulu Kavşağı
ÇÖLAŞAN: Dünkü yazısında Çölaşan, Ankara’da 7 aydır inşaat süren Kuğulu Kavşağı inşaatıyla ilgili bazı iddiaları yeniden gündeme getirdi. Çölaşan şöyle dedi: “İşin ihalesini 2002 yılı aralık ayında, bundan dört yıl önce yaptılar. Niçin? Çünkü 1 Ocak 2003’te yeni İhale Yasası yürürlüğe girecek ve bazı kısıtlamalar gelecekti. Yeni yasadan önce apar topar ihale yaptılar. Peki işi kime verdiler? Belediye’nin Belbeton isimli şirketine! Kaça? 7 trilyon 972 milyar liraya! Sonra Belbeton kimlere iş verdi? Örneğin Melih’in hacı arkadaşı Namık Tanık’a! Şimdi soruyorum: Bu işin toplam maliyeti, yani toprağa bugüne kadar gömülen para ne kadar oldu? Hangi şirketlere kaç para ödendi? Rusya ve Avusturya Büyükelçiliklerine kaç para ödendi veya ne verildi? (...)

GÖKÇEK: Çölaşan’ın iddialarına Gökçek katıldığı TV programında şu yanıtları verdi: ” Biz geçtiğimiz yıl Eskişehir Yolu, İstanbul Yolu, Havaalanı yoluna aynı anda başladık. Burayı da aynı anda tıkayamazdık. Bize bunun sorusu soruldu. Siz niye 2002 yılında ihale ettiniz de simdi yapmaya başladınız, diye. Simdi birkaç nedeni var. Birincisi Belediye Meclisi bu imar planlarının bazılarını iptal etti, ihale yapıldıktan sonra. Para sıkıntımız da vardı. Yetişemedik buraya. Ayrıca da imar planları değiştirildi. Bu arada bir sıkıntı yaşandı. Onun için biz burayı, bu senenin yazına atmak suretiyle yaptık ve isi bitirdik. Ben bu arada yine yeri gelmişken söyleyeyim, bir köşe yazarı (Emin Çölaşan), ısrarlı bir şekilde yazı yazıyor. Ayni yazarın 1 Kasım 2006 tarihli yazısı, bu suallerinin cevabini kendi kösesinde yazıyor. Projenin Büyükşehir belediyesi tarafından 27 Aralık 2002 tarihli ihale edildiği, ihale ilanının 12 Aralık 2002 olduğu. İhaleye 11 tane firmanın katıldığı. Belbeton şirketi tarafından kazanıldığı. İşin kapsamının 2002 fiyatlarıyla 7 trilyon 972 milyar lira olduğu öğrenilmiştir. Simdi ihaleyi alan, sorumlu olan, yapacak olan, muhatabınız Belbeton. Belbeton, alt taşeronlara bunlara yaptırmak suretiyle ihaleye çıkar. Mesele bu.

ÇÖLAŞAN: “Melih Gökçek, bürokratları, belediye müteahhitleri ve taşeronlarıyla birlikte hacca gitmiş. Dün gazetelerde ihramlı resimlerini de gördük. Allah kabul etsin. Allah tümünün günahlarını affetsin. Amin. Ancak kafamda bir soru var ki, yanıtını bulamadım! Bay Belediye Başkanı, hacca gittiğini herkesten saklıyordu. Soranlara ‘Ankara dışında’ deniyordu. Hacca gittiği gizli tutuluyordu. İnsan hacca gittiğini saklar mı! Ankara’yı düğüm eden, milyonlarca insanın yaşamını felç eden Atatürk Bulvarı inşaatındaki rezalet. Bu işi bir belediye şirketi olan Belbeton’a verdiklerini açıklamışlardı. Sonrası belli değil. Bitmeyen inşaatta Namık Tanık isimli müteahhidin NA-TA isimli şirketi çalışıyor. İşbilir müteahhit Tanık, belediye başkanı olan şahsın en yakınlarından biri. Sürekli iş almayı başarıyor. Hacca da birlikte gitmişler. Allah kabul etsin!

GÖKÇEK: Yine birisi hacca gitmemle ilgili bir yazı yazmış. Melih Gökçek hacca gittiğini neden sakladı diye. Arayan olursa yurtdışına gitti dersiniz dedim. Çünkü bu tür isleri din istismarı olarak nitelendiren insanlar var. Namık Tanık isimli Ankara’da meşhur müteahhit arkadaşımız vardır. Onunla gidildi diye bir haber. Tabii ima edilmek istenen onunla ekonomik ilişkim var gibi. Kastedilen doğrudan doğruya bu. Ayın 25’inde gittim. Bir hafta önce davetiye geldi. Halbuki Namık Bey aylar öncesinden Hacca gitmek için başvurmuş. Hac bir yerde yapılır. Beraber gitmediğimiz halde, gittim gibi gösteriliyor. Benim hiçbir bürokratım yanımda yoktu. Hepsini orada gördüm.

(...) Bunu kösesinde yazan arkadaşla ilgili bir dergi diyor ki, 9 milyon dolarlık banka hesaplarını açıklığa kavuştur. Biz köşe yazarının bu kadar serveti olduğunu iddia ediyor. Bu kadar paran var mi yok mu? Bu yazar arkadaşın bu kadar parası var mi? Ben kendisini hiç davet etmediysem son iki yıl içerisinde defalarca davet ettim. Buna cevap ver. (...)

ÇÖLAŞAN: Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olan Melih Gökçek isimli şahıs meydanı boş bulunca bol kepçe sallamış! ” Emin Çölaşan’ın 9 milyon dolar parası varmış... Emin Çölaşan’a yurtdışından üç kez para havalesi gelmiş, gönderen de bilinmiyormuş... “ Zerre kadar onuru ve haysiyeti olan bir belediye başkanı, söylediklerini herhalde kanıtlamakla yükümlüdür. (...)

GÖKÇEK: Cevaplarımın hiçbir tanesi köşesinde yayınlanmadı. (...)

ÇÖLAŞAN: Haydi aslanım, hodri meydan! Önümüzdeki perşembe gecesi TGRT Haber kanalında saat 22.00’de izleyin. El mi yaman bey mi yaman, görün. Hoşunuza gidecektir.

Elibol: Rayting yaklaşımı yok
Ankara Gündemi isimli programı Murat Odabaş ile birlikte hazırlayıp sunan Türkiye Gazetesi Ankara Temsilcisi Nuri Elibol şöyle dedi: “Her iki isim de gençlere örnek olması gereken, toplumsal sorumlulukları olan isimlerdir. Buna uygun olarak davranacaklarına eminim. Aksi halde açık söyleyeyim biz programı tatil ederiz. Bizim ’gerilim artsın rating sağlansın’şeklinde bir yaklaşımımız asla yok.”

İ. MELİH GÖKÇEK Dönerci ÇÖLAŞAN
ÇölaŞan ile Gökçek arasındaki gerginlik, Gökçek’in Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın ilk dönemine dayanıyor. Çölaşan, 1994 seçiminde başkan seçilen Gökçek’le ilgili yazıları ve Gökçek’in verdiği yanıtlar nedeniyle defalarca mahkemelik oldu. Gökçek davaların bir kısmını kazandı, ancak bir kısmını kaybetti.

Gökçek, Çölaşan’dan tazminat kazanması üzerine “döner partileri” verdi. Bir ara da evinin önüne dönerci ustası figürünü yansıtan bir heykel yerleştirerek “Dönerci Emin Çölaşan Heykeli” diye lanse etti.

Çölaşan, Gökçek’le ilgili yazılarında sürekli olarak Gökçek’in ismini “İ. Melih Gökçek” diye kullandı. Gökçek de dava açtı ve avukatının kaleme aldığı dava dilekçesinde “Emin Çölaşan müvekkilimin ismini yazarken sürekli ’İ. Melih’ yazmaktadır. Bu şekilde yazmakla muradının ne olduğunu bütün Türkiye bilmektedir” denerek Çölaşan hakaretle suçlandı. Çölaşan ise Gökçek’in bu tutumunu “Perde arkasında iki olasılık var. 1. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olan şahıs, isminden gocunuyor. 2. Bu şahıs ismini fırsat biliyor ve durumu kişisel kazanca, para kazanmaya tahvil etmek istiyor” diye yanıtladı.


ajanslar
Yayın Tarihi : 25 Mart 2007 Pazar 16:14:13


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
K. Mükremin BARUT IP: 85.99.163.xxx Tarih : 26.03.2007 10:08:57
DEĞERLİ ANKARA'LILAR BU GÜNE KADAR BU SAYFALARDA GÖKÇEK İCRAATLARI İLE İLGİLİ ELEŞTRİLERİM ÇIKTI. AMA BU SEFER FARKLI BİR ŞEYLER SÖYLEYECEĞİM. ÇÖLAŞAN, ŞÖHRETİ VE PARAYI ÖZAL HAKKINDA YAZDIKLARIYLA YAKALADI. RAHMETLİ ÖZAL'IN YAPTIKLARINI ANLATAN "TURGUT NEREDEN KOŞUYOR" ADLI KİTABI PEK ÇOK BASKI YAPTI. O KİTABIN SATIR ARALARINI OKURSANIZ, ÖZÜNDE, TURGUT BEYİN ANDADOLU GELENEKLERİNE UYGUN YAŞAM MODELİYLE ALAY EDEN BİR TUTUM GÖRÜRSÜNÜZ. ANNE-BABA PROFESÖR OLAN VE ANKRA'DA DOĞMA BÜYÜME BU KENTSOYLU BEYEFENDİ, KÖŞE YAZARLIĞININ KORUMA ZIRHIYLA İCRAATIN BAŞINDAKİLERE SALDIRIR DURUR. SALDIRIR DİYORUM, ÇÜNKÜ BUNLAR ELEŞTRİ OLMAKTAN ÇOK UZAKTIR. ONLARIN YAŞAM BİÇİMLERİYLE ALAY EDECEK KADAR İLERİ GİDER. ARADA BİR DOĞRU ŞEYLER SÖYLESE DE BU SNOBİYEN TUTUMU İÇİNDE SÖYLEDİKLERİ KAYBOLUR GİDER. BEN GÖKÇEK'İN YERİNDE OLSAM BU AÇIK OTURUMA ÇIKMAZDIM. BİR SEÇİLMİŞİN MUHATABI YA DA MUADİLİ BİR KÖŞE YAZARI OLAMAZ. GAZETECİLERİN KENDİ ARALARINDA BİR DEONTOLOJİK (MESLEK AHLAKI) KURALLARI VAR MI MERAK EDİORUM. YANİ ASILSIZ BİR HABER YAZAN, YA DA BİRİLERİNİN ONURU İLE OYNAYAN BİRİ İÇİN GAZETECİLER CEMİYETİ ONUR KURULU ÇALIŞTIRIYOR MU ? 26 MART 2007 ANKARA