Faşizm, kelime kökeni bakımından Latincedir. Fakat Roma faşizmine gelinceye kadar, temelleri aynı kalmakla birlikte değişikliklere uğramıştır. Peki, faşizmin temelini oluşturan düşünce neydi? Bu düşünce: Seçilmişliktir ki tanrı tarafından seçilmişliktir ve aynı zamanda aristokrasinin de temelini oluşturur. Mezopotamya’dan Anadolu’ya, Mısır’dan Yunanistan’a, kişiler değişir ama olaylar aynıdır nerede ise.
M.Ö. 5. bin yıldan sonra, Mezopotamya’da küçük köyler şeklindeki yerleşmeler, kentleşmeye doğru bir gelişme gösterdiler. Bu yerleşmelerin başında yönetici olarak, Çoban-Kral, Tanrı-Kral, Rahip-Kral şeklinde zamanla değişen statülerde krallar görülmüştü. Bunlar, üretim ve ticareti denetleyerek, sosyal ve ekonomik hayatı düzenlerken, tüm bu düzenlemelerin de dine ve tanrıların buyruklarına uygun olmasını da gözetmiş oluyorlardı. Böylece, ilk çağların sınıfsız (nispeten) daha yakın toplumsal yapısı yerine sınıflı ve hiyerarşik bir toplum düzenine yavaş yavaş geçilmekte idi. En belirgin örnek olarak, Sümer taş tabletlerinde okunmuş metinlerde, Tanrıça İnanna (İştar-Afrodit-Venüs-Aşk ve bereket) kendine eş olarak Dumuzi’yi (Kitabı Mukaddes’in Temmuz’u.*) seçer ve böylece Krallık tanrı(ça) tarafından kutsanarak verilmiş bir yönetim hakkı olur. Kral bu kutsal evlilik ile tanrısallaşır.
Tanrı Tarhundas-Kral Varpalavas |
İskender’in tüm savaşlara son verecek en büyük savaş peşinde olduğu da söylenebilir. Zira amacının da üstünlük tartışmalarının yaşanmadığı tüm kültürlerin karışıp kaynaştığı bir Dünya İmparatorluğu kurmak olduğu, fetihlerinin ardından gösterdiği uzlaşmacı tutumu kanıt olarak belirtilmektedir. Fakat şu da bir gerçektir ki, doğuya doğru gittikçe doğu hükümdarlarının keyfi ve istibdatlı davranışlarına da rastlanmaya başladığı bir gerçek olarak ortadadır. Kendinden sonra gelen komutanlar, imparatorluğu aralarında paylaşırken, aynı zamanda uzun yıllar (Roma fethine dek)sürecek savaşlara giriştiler. Bu savaşlarda da ilginç olan amaç, bütün İmparatorluğa tek başına sahip olmaktı. Hepsinin de iddiası birbiri ile aynıydı. Miras olan devletin kendisi tarafından daha iyi yönetileceği savı olarak mücadelelerine meşruluk katma çabası şeklinde idi. İskender de diğer krallar, imparatorlar gibi daha yaşarken tanrısallığını ilan etmiş bulunmaktaydı. Mısır’ın fethinde, Amon rahibinin tapınak avlusunda İskender’i Amon’ un oğlu olarak selamlaması ve bir süre sonra ‘da Didim ‘deki kâhinin Zeus’ un oğlu olarak İskender’i selamlaması, İskender in kendisi ve adamları tarafından bu düşüncenin kabul görülmesi siyasette kişisel veya toplumsal üstünlük iddialarının zaman içinde ne kadar değiştiğini göstermesi açısından önemlidir.
Büyük İskender
*- KRAMER, Samuel Noah; Tarih Sümer de Başlar. 1999
*- ŞENEL, Alâeddin; Siyasal Düşünceler Tarihi. 1999
görülüyorki kral öldü yaşasın yeni kral misali çoğullu tanrılar döneminde,de seçilen kıral ve tanrı ilişkileri soydan soya intikal hanedanlık misali aile bireylerini takip etmekde kral günümüzün peygamberi konumunda tanrılar ile ilişkileri sürdürülüyor (DİNSEL VE CİNSEL MÜNASİPETLER DAHİL )kabile saldırılarına bizzat değerli hazine varlıklarına ulaşabilmek için tanrıların katıldığı bir iletişim varlığı görülüyor bu da gösteriyorki insanlar zaman içinde tanrıları kendileri görebiliyor birebir ilişki kurabiliyor DÜNYA İDNLER TARİHİNİ İÇEREN bir kitapda okumuştum zamani insanları tanrısal gücü var olduğuna inandıkları tanrıları öldürüp etlerini yerlermiş maksat tanrısal gücün bu vesile ile kendilerine geçmesini sağlamak öldürülen tanrının etini yerlerse dolayisi ile güçlerinide bünyelerine alacaklarmış buna inanıyorlarmış. oysaki varsayalım öyle olacak bu yolla tanrısal bir güce kavuşacaklar akabinde diğer kabile fertlerinin kendilerini bu neden ile öldürüp yiyebileceklerini düşünüp idrak edemiyecekkadar APTALCA BİR UYGULAMA DEĞİLMİ ? AAAHHHHH AZİA NESİN AHHHH NE BÜYÜK İNSANDIN SEN. dinler tarihini yüzeyselde olsa bir kurcalamak nekadar büyük aptalca bağnazca uygulanan din adına işlenmiş insanlık nezdinde suçların vahşetlerin tanığı konumuna düşersiniz. buda gösteriyorki insanlar ruhani dunyada bazi dinsel ilaveleri kendi yorum ve insiyatifleri ile allah böyle diyor allah böyle istiyor gibi ilaveler ile allah adına ekliyor veya allah adına kendilerini birşeyler yapmaya görevlendiriyorlar ve düşünceleri doğrultusunda bir yol belirliyor alsana bir tarikat misali !!!!düşüyorlar yollara.allah nihayeti uçuruma giden yollarını açık eylesin . her nekadar mevcud dinler birbirlerinden farklı olsalarda birleşen kaynaşan noktaları mutlaka varki hala değişik inanç içinde insanlar var . örneğin ben şimdi desemki efendim ben büyük iskendere inanıyorum insamların tanrısı olarak bu dünyada yaşamiş bir gerçek bu bizim tanrımızdı ve o şöyle giyiniyordu ben inancım gereği öyle giyinmem gerekiyor bu kıyafet ile ÜNİVERSİTEYE GİDEMEZMİYİM????? giremiyorsam neden?????? İŞTE DURUM BUKADAR AÇIK VE MAKSATLI RESMEN FAŞİST BİR İDEOLOJİNİN DİRETME VE DAYATMA CABALARI .yaşasın hürriyet yaşasın cumhurriyet. saygılarımla .hüseyin.