M.S. 6. yy da Avrupa’da Batı Roma İmparatorluğu’ndan kalan topraklar pay edilirken, doğuda göreceli bir sakinlik vardı. Sasani (İran) İmparatorluğu, Doğu Roma’nın kadim düşmanı olarak varlığını sürdürüyordu. Ama Arap yarımadasındaki bazı tarihi gelişmeler, sonraki birkaç yüzyılın hareketli geçeceğinin habercisi idi.
![]() |
Justinian Döneminde Bizans |
Büyük Justinian döneminde (M.S. 527-M.S. 566) İmparator, en büyük yardımcısı olan ünlü komutanı Belisarios’ un önemli zaferleri ile nerede ise İmparatorluğu eski büyük sınırlarına ulaştırmıştı. Fakat kendisinden sonraki dönemlerde duraklama ve gerileme kaçınılmaz olmuştu. İşte bu sıralarda yani 6. yy sonlarında Arap yarımadasında ortaya çıkan İslamiyet ile birlikte, dağınık yaşayan kabileler, ulus bilincini farklı bir yönden kazanmaya başlamışlardı. İslamiyet’in getirdiği yeni sosyal düzen, insan sevgisi, Allah inancı ve bu inanca mutlak itaat ile oluşmakta idi. Bilindiği üzere Mekke, Kureyş kabilesinin yönetiminde bir Şehir-Devlet görünümündeydi. Başlıca geçim kaynağı, kervan yollarının üzerinde olmasından dolayı ticaretti. O zamanlarda Kâbe, içindeki putlar ile önemli ziyaret merkezi idi. İslamiyet ile de önemli bir ziyaret ve ticaret üssü olmaya devam etmiştir.
![]() |
İslamiyet'in Yayılması |
![]() |
Haçlı Seferlerinden Bir Detay |
Bu eserde aktarılan bilgiler ise Emevilerin, ne kadar acımasız kindar ve zalim olduklarını ortaya konmaktadır. Verilen bilgilerde Emeviler, zenginlikleri ile göz kamaştıran, çağın Türk kentlerini ele geçirmek için çok uğraştıkları, çok kanlı savaşların olduğu, ele geçirilen kentlerde yapılan kıyım ve İslamiyet’in kabul etmediği köleliği, en ağır şekli ile uyguladıkları görülmektedir. Bu yüzdendir ki Emeviler bu yüzyıllarda çok düşman kazanmışlar, Hazar Türkleri de bu yüzyıldan sonra (8. yy.) topluca Yahudiliği benimsemişlerdir. Özellikle Emevi yağmacı fatih komutan ve vali olan Kuteybe’ nin Türk kentlerinde yaptığı anlatılan katliam ve zulümler insan aklını zorlamaktadır.
Fakat bu fetih dönemi, genelde İslam tarihçileri tarafından insanlığı hidayete, doğruluğa erdirme yarışı olarak gösterilmektedir. Yine çelişki olarak görülebileceği üzere, dinde zorlama olmaması fikri ile dini kabul etmeyenlerin haraç vermeye mecbur edilmesi, aynı inanca sahip olmayanların kâfir (küfreden) olarak aşağılanması ilginçtir.
Emevilerin bu yaptıkları zulüm ve baskılardır ki Endülüs egemenlikleri bittiği 15.yy. da Katolik Hıristiyan İspanyolların aynı ile kendilerine mukabele göstermelerine neden olmuştur. Yine bu baskı ve zulümlerin karşılığını Abbasi Halifeliği (750–1258) 1258 de, Cengiz Han’ın torunu Hülagu yönetimindeki İlhanlı işgalinde Bağdat halkının katledilmesi, halifenin asılması ile görmüştür.
![]() |
Kudüs'ü Ele Geçiren Haçlılar |
Din faşizminin tarihsel seyri ve seyyiatı üzerine ısrarlı yayın yapmanın tam zamanıdır. Çabalarınızı kutluyorum.
yazınız güzel olmuş insan topluluklarının en büyük düşmanlarından biri olan kavim milliyetciliğinin tarihler boyu insanlara ne zulumler yaptığı ve hala yapmakta olduğu görülüyor ve yeryüzünden de yok olmayacak gibi görünüyor