Yarın Cumhuriyetimizin 85. yılını kutlayacağız.
Bugün kendisine açıktan açığa her türlü hakaret edilen kurucumuz Mustafa Kemal Atatürk, “Cumhuriyet’in temeli kültürdür!” diyordu.
85 yıl sonra geldiğimiz yerde artık “Cumhuriyet’in temeline ihanet mi yerleşti?” sorusunu soruyoruz.
İHANET HARCI..
Çünkü, Cumhuriyet’in temel ilkeleri kimi zaman hakaretle, kimi zaman yasalarla, kimi zaman oldu-bitti uygulamalarla ortadan kaldırılmaya çalışılıyor. Küçümseniyor, aşağılanıyor. Sonra da “Ne var canım” havasına giriliyor.
Ankara şeklen başkent kalıyor, Brüksel ya da Washington’dan gelen emirler uygulamaya konuyor.
Laiklik ilkesi uzun zamandır yıpratılıyor.
Dilimiz Türkçe, resmi dil olmaktan çıkarılmak isteniyor.
Sonuçta Cumhuriyet’imizin temeli dinamitleniyor, toprak ve ulus bütünlüğümüz SEVR’e razı edilmek isteniyor.
O yüzden, “Cumhuriyet’in temeline kültür” koymak yerine, “ihanet harcı” konuyor.
İşte bu koşullarda 85. yılımızı kutlayacağız. Buruk da olsa hepimize kutlu olsun!..
“YARIN CUMHURİYET İLAN EDECEĞİZ”...
Cumhuriyetimizin kurucu önderi Atatürk, Cumhuriyet ilanından önceki geceyi (28 Ekim 1923 gecesi) şöyle anlatıyor:
Gece olmuştu. Çankaya’ya gitmek üzere Meclis’ten ayrılırken, koridorlarda beni beklemekte olan Kemalettin Sami ve Halit Paşalara rastladım. (...) Benimle görüşmek için o zamana değin orada beklediklerini anlayınca, akşam yemeğine gelmelerini Millî Savunma Bakanı Kâzım Paşa’ya söylettim, İsmet Paşa ile Kâzım Paşa’ya ve Fethi Bey’e de Çankaya’ya benimle birlikte gelmelerini söyledim.
Çankaya’ya varınca, orada beni görmek üzere gelmiş olan Rize milletvekili Fuat, Afyonkarahisar milletvekili Ruşen Eşref Beylere rastladım. Onları da yemeğe alıkoydum
Yemek yenirken ’Yarın Cumhuriyet ilan edeceğiz!’dedim.
Orada bulunan arkadaşlar hemen düşüncemi benimsediler.
Yemeği bıraktık. O dakikadan başlayarak, izlenecek yöntem için kısa bir program düzenledim ve arkadaşları görevlendirdim.
“ANADOLU’DA BAĞIMSIZ CUMHURİYET KURULACAK”
29 Ekim 1923’de Cumhuriyet’in resmen ilan edilmesinden önce, işgalci güçler Mustafa Kemal’in düşüncelerini sezmişlerdi.
Daha işgalin ilk yılında, 1919’da, Yunan ve Fransız basınında “Kemal, Cumhuriyet ilân edecek” haberleri çıkıyordu.
Eylül 1919’da İngilizler de aynı raporları ülkelerine geçmeye başlamışlardı.
Örneğin, İstanbul’daki İngiliz Yüksek Komiseri Amiral “de Robek”, Londra’ya gönderdiği raporlarda, “Elde mevcut bütün raporlara göre, harekât, Anadolu’da bağımsız bir cumhuriyet yönünde gelişmektedir..” diyordu. (İstiklâl Harbi Gazetesi, 22 Eylül 1919, s.2.)
Bugünkü ihanetleri görüp yaşadıkça, bağımsızlığımızı korumaya daha çok ihtiyacımız olduğunu hissediyor musunuz?
Mustafa Kemal Atatürk "Cumhuriyet'in temeli kültürdür!" derken, cumhuriyeti emanet ettiklerinin yıllar boyu kültürsüz kalacağını, kültürsüz bırakılacağını hiç aklına getirmemiştir. Parmağını dahi kıpırdatmadan yaşamayı ilke edinen bir toplum olup çıkıverdik. Maalesef elimizdekilerin değerlerini ancak kaybedenden sonra anlıyoruz. Cumhuriyet'in kıymetini anlayabilmek için onun ilkelerini öğrenmek ve uygulamak gerekir. İçimizdeki adam sendeciliği, böyle gelmiş böyle gideri, körü körüne taraf tutmacılığı, söyleneni dinlememeyi, okuduğunu anlayamamayı, kritik yerine hakareti tercihi yenemedikten sonra, hiç bir değerimizi koruyamaz, parazitler gibi yaşamağa devam ederiz. Cahiliz ama cahil olduğumuzun farkında değiliz. Atatürk her fırsatta cehaletin toplumların en büyük düşmanı olduğunu belirtmiştir. Memleketi idare edenlerin gizli saklı hiç bir icraatları yok! Adamlar resmen şeriat rejimini getirmek istiyorlar. Hedeflerine de çok emin adımlarla, gözlerimizin içine bakarak ilerliyorlar. Bizler de kuzu kuzu seyrederek hem insanca yaşamımızı öldürüyor, hem de bizlere bu insanca yaşamı vermek için canını feda eden insana hıyanetlik yapıyoruz; emanetine sahip çıkmamakla, emanetini koruyamamakla, emanetini çocuklarımıza, torunlarımıza taşıyamamakla! Ne mutlu bizlere. Cumhuriyeti sevenlerin cumhuriyet bayramını kutluyorum.