27
Mayıs
2024
Pazertesi
ANASAYFA

Ergenekon

Ergenekon davası ve Ergenekon'la ilgili "yeni dalgalar", peş peşe geliyor.

Yargı süreci işleyen olayları, değerlendirmekten hoşlanmadığımı; şimdiye dek, birkaç kez vurguladım. Ama bu "Ergenekon davası"nın, kısa sürede sona ereceği yok. Bu bakımdan; bu olayla ilgili görüşlerimi, bugün geniş bir perspektif içinde, sizlerle paylaşmak istiyorum.

Türkiye'de; kendini, "Atatürkçü" olarak tanımlayan ve çağdaş bir yaşam tarzından yana olanlar, ikiye ayrılır. Laik ve çağdaş düzenimizin, yitirilebileceğinden, "korkanlar" ve bu düzenin değişebileceğinden, "korkmayanlar". Bu grupları; tek, tek ele alacağım ama, şimdiden şu kadarını söyleyeyim ki; korkmayanlar da, kendi aralarında ikiye ayrılır.

Bu konuda; halka ve halkın sağduyusuna inananlar; bu konuda, orduya güvenenler. Korkmayanlarda, iki grup içinde düşünülebilir. Bu konudaki korkusu, "samimi" olanlar; bu korkuyu, başka amaçlara dönük olarak, istismar eden ve abartanlar...

Önce; bu konuda, korkusu olmayanları, ele almak istiyorum. Bunlardan bir kısmı için; "halka ve halkın sağduyusuna güvenenler", demiştim. Doğrusunu isterseniz; kendimi de, bu grup içinde görürüm ve halkımızın, İslamiyet konusunda, ne denli duyarlı olursa olsun; laik ve çağdaş düzenimizi, bir İslam şeriatı düzeniyle değişmesini, istemeyeceğini düşünürüm.

Bu konuda sürekli olarak verdiğim bir örnek vardır. 1920'li, 1930'lu yıllarda; "laik düzenden mi yanasınız, hilafet mi geri gelsin?", sorusu sorularak, bir referandum yapılsa; öyle sanıyorum ki; halkımızın büyük bir çoğunluğu, hilafeti seçerdi. 1930 Serbest Fırka deneyimindeki halk ilgisi; sanıyorum, bu düşüncemi doğrular. Oysaki, benzer bir referandumu bugün yapsak; halkımızın çok büyük bir çoğunluğu, laik ve çağdaş düzenimizi seçecektir.

Kendi kaderini belirleyen ve yaşamına, "egemen olan" halkımız; bunu, cami imamıyla değiştirmeye, yanaşmaz. Çağdaş ve laik düzenimizin, değiştirilebileceğinden endişe etmeyenlerin ikinci grubu; silahlı kuvvetlere ve bu gücün, böyle bir değişime, izin vermeyeceğine inananlar, oluştururlar. Aslında, böyle bir güven duygusu; memleketimizdeki, tüm laik ve Atatürkçülerde vardır. Fakat kiminde, bu güven duygusu "tek güvencedir"; kimilerinde, ise, "ek güvencedir"...

Laik ve çağdaş düzenimizin, bir İslam şeriatı, tehdidi altında olduğunu düşünenlerin ve bundan çekinenlerin, de ikiye ayrıldığını görüyoruz. Bunlardan bir kısmı, samimidir ve sürekli olarak, İran gibi ülkeleri düşünürler. Hatta, benim gibi, bu konuda pek endişesi olmayanları, "aymazlıkla" suçlarlar.

Bu konudaki yaklaşıma, daha önceleri çok değindiğim için; bugün, bu konu üzerinde, ayrıntılı bir biçimde durmak istemiyorum. Ama İran ve orada yaygın Şii mezhebi; Türkiye'deki İslamiyet anlayışından, çok farklı olan bir olgudur ve İran'daki din adamlarının, "hiyerarşik yapısı", bizde yoktur. Bu bakımdan; Laik ve çağdaş düzenimizi, bir tehdit altında görenler; ne denli samimi olurlarsa olsunlar, başka ülkelerdeki uygulamalarla, karşılaştıramazlar. Bu gruptaki insanlarımızın temel "tesellisi"; silahlı kuvvetlerimizin, böyle bir değişime, izin vermeyecekleri konusundaki, (haklı) kanaatleridir.

Halkımızda, "orduya güven" duygusunu istismar eden ve bu duyguyu, kendi çıkarları doğrultusunda kullanmak isteyen, asker ve sivil vatandaşlarımız, hep olmuştur. Bu türden girişimlerde bulunan insanlarımız da; kendi aralarında, "samimi olan" ve "samimi olmayan", olarak ayrılabilir. Fakat ister samimi olsunlar, ister olmasınlar, suç işlemiş olurlar. Ergenekon davasında adı geçenlerin; hangilerinin, böyle bir "tertip" içinde olduklarını, elbette bilemem.

Umarım; aralarından, adını saygı ile andığım kimileri; bu çirkin olayın, dışında kalmış olsunlar, isimlerini lekelemesinler. Zira, milletin oyuna ve iradesine müdahale etmek, (bence), işlenebilecek, en ağır suç ve yaşanabilecek, en büyük ayıptır. Hele bunu; Türk halkının, silahlı kuvvetlerine duyduğu güven ve sevgi üzerinden yapmak, ayıbın da üzerinde bir şeydir. Umalım, bu işin sonucunu, kısa bir sürede görürüz...

Toktamış Ateş/Bugün
Yayın Tarihi : 15 Ocak 2009 Perşembe 00:41:27


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?