27
Mayıs
2024
Pazertesi
ANASAYFA

Meğer O da darbe istiyormuş


"Dünyalar benim oldu Kuşkularım boşmuş Meğer O da çoktan Darbe istiyormuş.”

“Dünyalar benim oldu
Kuşkularım boşmuş
Meğer O da çoktan
Darbe istiyormuş.”
(Mızmız Adam filminden hiç eskimeyen bir parça)

Şimdi, bakın: Bu Memleket’te memleketini çok seven, Soros’a satmayan, cumhuriyetimizin yüce değerlerine canı kadar düşkün bazı İtibar Sahipleri aynı zamanda İtibarımızın Efendileri; maalesef bizleri bizlerden daha çok düşünmek durumunda kalıyorlar.
Zira biz: şuursuzuz. Ne yaptığımızın, nereye gittiğimizin farkında değiliz.
Bugün rotayı, İran’a kırmışız, Malezya’ya kırmışız, Suudi Arabistan’a kırmışız.
Hem şuursuz ve cahil olduğumuz için kırmışız; hem de Yabancı Güçler’in oyununa geldiğimiz için kırmışız.
Daha önceleri de rotayı başka yerlere kırdığımız olmuştu. Sovyetler Birliği’ne kırar gibi olmuştuk.
Disneyland’a kırar gibi olmuştuk.
O zaman da işte İtibarımızın Efendileri (namı diğer: Hakiki ve Sonsuz İtibar Sahipleri) müdahale etmek zorunda kalmışlardı.
Devrim yapmışlardı. Bizi kurtarmışlardı.
Kemalizm’den çıkan rotayı, düzeltmişler, mecburen çağırdıkları Yüce Askeriyemiz sayesinde, 5 yıl olur 10 yıl olur, içleri kan ağlayarak idareyi ele geçirmişler, Kemalist Değerler’e sahip çıkarak bir kez daha bizleri tanzim ve reforme etmişlerdi.
Ama hayatını ıslahhanelerde geçirmek zorunda kalan gerizekâlı çocuklardan bir nebze farkımız var mı? Maalesef, yok!
Rotayı hem Mahalle Baskısı’na kırdık fena şekilde, hem de Ayrılıkçıların Oyunu’na kırdık.
Parça parça edecekler bu memleketi.
Kürtlerin Kürdistan’ı olacak.
Ermenilerin Ermenistan’ı olacak.
Değişik tarikatlerin değişik ülkeleri olacak: Bir Malezya, bir İran, bir Suudi Arabistan.
Sonra tabii Fethullah Gülen’i geri getirecekler. O da aynen Humeyni gibi dönecek.
Bakın İranlı bir arkadaşım anlatmıştı: “Biz de anlamadık” demişti. “Hafife aldık” demişti. “Hatta sevineyazdık Şah’tan kurtulacaz diye. Ah ki; ah, ah, ah!” demişti. Başını şöyle vurmuştu.
Bunlar, maalesef üzülerek söylüyorum: Bu Memleket’in, hakikatleri.
Şimdi bizim tek gücümüz nedir?
Nedir? Tüm bu Siyonist Oyunlar’a, CIA’nin planlarına, Soros’un hesaplarına karşı tek güvencemiz nedir? Hakikaten samimi cevabınızı bekliyorum.
Evet: Ordumuzdur. Askeriyemizdir.
Bu kadardır.
Bu nedenle de Ordumuz’dan devrim beklememiz, rotayı doğrultmasını beklememiz; zinde ve uyanık olmamız doğaldır ve de bu memleketin hakikatidir.
Zinde Güçler, dedik. Teşkilatlandık.
Teşkilatı Mahsusa’dan beri aynı teşkilattandık.
Bakın bugün bir ahbabımız, Büyük Gazete’nin bir değerli yazarı Teşkilatı Mahsusa kolyesini çıkarmaz boynundan.
Biri diyor ki, düşman bir çift göz “Bir Alman’ın swastika dövmesi kadar, rahatsız edici geliyor bana bu kolye.” Diyebiliyor!
Şimdi bu doldurulmuş bir bakıştır. Düşman bir bakıştır. Vatan haini bir bakıştır.
Memleketini sevenlerin bu memlekette yeniden devrim yapmaktan başka çaresi yok! 
Bakıyoruz mevcut partilere. Hiçbir şey göremiyoruz. Maalesef büyük bir boşluk görüyoruz. Zafiyet görüyoruz. Dış oyunlar görüyoruz.
Bizlerin: savcısıyla, yargıcıyla ve de yüksek yargısıyla, akademisyenleriyle, sanayicisiyle, emekli ve faal askeriyle, medya mensubuyla, düşünce insanıyla örgütlenmesinden, hazırlanmasından, hazırlıklı olmasından daha tabi bir şey olabilir mi?
Bunun aksi imkân dahilinde midir?
Bırakalım memleket kayalıklara mı otursun? Ortaçağ karanlığına mı sürüklensin? Dört karılılar mı tamamen ele geçirsin idareyi?
Bu mudur beklenen?
Şimdi bu Ergenekon Safsatasının açılımı budur. Memleketini seven zinde güçlerin cezalandırılmasına, dağıtılmasına yönelik bir karşı operasyondur.
Kurumlarımızı yıpratmak, amaçlıdır.
Kurumlar Kurumu’nu; pek tabii ki burda Ordumuz’u kast ediyoruz, yıpratmak amaçlıdır ve menfur bir oyundur.
Gömülü cephanelikler doğaldır ki olacaktır. Eşyanın tabiatındandır. Bu, tamamen devletimizin devamlılığı anlamına gelir.
Devrimlerimizin bekçiliği anlamına gelir.
Rotayı şaşırtmama kararlılığı anlamına gelir.
Buna başka anlamlar yükleyip başka isimler takmanın yegâne karşılığı Vatan Hainliğidir.
Bunu da yazmak zorunda kaldık. Esefle.
Anlayana efendiler! Cumhuriyetimiz ölümsüzdür! Hareketimiz de.

Perihan Mağden/Radikal
Yayın Tarihi : 11 Ocak 2009 Pazar 10:21:07


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?