1
Mayıs
2025
Perşembe
ANASAYFA

Örnek Müslüman


‘Londra’daki ılımlı Müslümanlar, belediye imkânlarının köktenci Müslümanlar tarafından kullanılmasından şikayetçi oldular. Bu protestoların müslüman vatandaşlardan geliyor olması iyiye işaret...’’

‘İnsanlık piyasalara feda olsun, kapitalizm sağolsun’ duasının mihrabı; ‘yerküre çok uluslu şirketlere seccade olsun; serbest piyasanın ezanları semayı doldursun’ ilahisinin baş terennümcüsü, The Economist dergisi yukardaki şekilde buyurmuş.
6-12 Aralık sayısında Avrupa ve Amerika’daki İslam üzerine üç parçalı bir çalışma yayınlayan dergi, yazılara Amerikan istihbarat örgütlerinin bir süredir tartışılan kehanetiyle bakıyor.

Yapılan projeksiyona göre Avrupa şehirlerindeki İslami yaygınlaşma herhangi bir ekonomik daralmayla birlikte 2025 yılına kadar ‘gergin ve stabil olmayan durumlara’ yol açabilir. Derginin alttan alta önerdiği çözüm, tabii ki ılımlı İslam.

Virütik Müslüman 

Müslüman toplumdan bu şekilde, yani ‘kontrol altında tutulması gereken virütik bir durum’ olarak söz edildiğinde, bütün dinlere karşı son derece mesafeli olan benim bile saf tutup, İslami direnişe destek veresim geliyor.

Din için değil, o dine inanan ezilmiş, aşağılanmış insanlar için. Allah’a değil, insanlara inandığım için. Hele ana-akım Batı medyasında ‘iyi Müslüman, ılımlı Müslümandır’ baretmenliğini gördüğümde, o okumuş yazmış Batılının içindeki, beyaz takım elbiseli, yelpazelenip duran kolonyalisti ifade etmek istiyorum. O kadar çaresiz ve zavallılar ki...

Radikal İslami örgütler adalet, insanlık, erdem, eşitlik, dünyayı değiştirmek, zalim efendileri yok etmek gibi tutkulu hedeflerden bahsederken onlar, Avrupa şehirlerinin gettolarındaki kalbi olan olan ve kız çocuklarına son derece uyuz bir ‘Uyum sağla!’ nutku atmaktan öteye geçemiyor.

Ama ‘ılımlı İslam’ anahtar sözcüğü meseleye kalp değil ‘kafayı çalıştır’ nahiyesinden bakan cemaatlere çok şey vaad ediyor çünkü...

Alan, satan ve razı 

Müslüman toplumuyla Batılı toplum arasındaki sorunlar, mümkün olduğunca kafa kafaya gelerek değil, meselelerin etrafından dolanarak hallediliyor. Okullarda “helal et” sorunu çıkınca mesela, ‘laik menü’ uygulanıyor ve öğlen yemeğinde sebze çıkıyor.

Avrupa’daki Müslümanlar, yüksek minareli camiler yapıp ‘ezanlar inlemeli Rotterdam’ın üzerinde’ dediğinde bir biçimde belediyelerle Müslüman topluluk arasında pazarlıklar başlıyor.

Pazarlıkları ılımlı olanlar yürütüyor ve onlar ‘Bulandırma denizi, uyandırma kerizi’ sistemiyle çalıştıkları için herşey tatlı tatlı hallediliyor. Bu tatlı pazarlıktan hem ılımlı Müslüman memnun kalıyor hem Avrupalı.

Ne Avrupa’nın insan hakları ve demokrasi façası, ne ılımlı İslam’ın abdesti bozuluyor. ‘Minareyi yüksek yap, ama’ diyor Avrupalı ‘altına kızlı erkekli oturulan bir toplum merkezi kur’.

Minareden taviz vermek 

Eğer politika bir ‘taviz sanatıysa’ olup bitenler dinden ziyade politika kokuyor. Batı, bu politik pazarlık masasını açık tutabilmek için ılımlı İslam kavramını destekliyor.
Fetullah Gülen’in yüzyılın en önemli şahsiyetlerinden biri seçilmesinin nedeni de bu. Dünyanın efendileriyle hem ticaret, hem ziyaret yapan ve Hıristiyanlarla Avusturalya’da ortaklıklar kurabilen bu cemaat sadece Türkiye’de değil dünyada ılımlı İslam’ın promosyonunu yaparak Batı ile Doğu arasındaki pazarlık platformunu ve örnek Müslüman profilini oluşturuyor.

'Vay nasıl yaparlar?’ demiyeceğim. ‘Velev ki başörtüsü ideolojik olsun...’ diyen Başbakan’a tüm samimiyetimle katılıyorum. Zira baş örtmemek de ideolojik bir tavırdır ve din ile politika yapmak da bir haktır. Herkesin, İslami bir hayat savunanların da bu yönde politika yapma hakkı vardır.

Ama yapmıyormuş gibi yaptıklarında tıpkı Batılının içindeki kolonyalisti ifade eder gibi o ‘dindar amca’nın içindeki iletmeci-politikacıyı da ortaya sermek lazım.
Ama yine de bu acayip oyunu Avrupa’daki Müslümanların dağıtacağını, bu alveri tezgahını özellikle Avrupalı Müslüman kadınların bozacağını öngörüyorum. Anlatacağım...

Ece Temelkuran/Milliyet
Yayın Tarihi : 10 Aralık 2008 Çarşamba 11:16:50


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
kemalözkan IP: 85.105.182.xxx Tarih : 10.12.2008 13:08:15

din ile demokrasi bir bütündür demokrisi olmadan din din olmadan da demokrasi olmaz ancak bazı değerler üzerinden siyaset yapmak bazı kişilernde busiyaseti desdeklemesi abesle işdigal olur bir sözvardır atasözümüdür nasihatmidır yoksa hadismidir bilemiyeceğim amagüzel bir söz [PARA İLE İMANIN KİMDE OLDUĞUNU ANCAK ALLAH BİLİR]yani kimse kimsenin içini bilemez bilmediği şey hakkındada yorum yapma hakkına sahip değildir demokrasi kullar arasında yürütülen hak veilkelerdir din sadece kul ile allah arasında olandır yaşı altmışın üzerinde olanlar iyi bilir anadoluda başı açık gezen kadını fahişe diye etiketlediler pantol giyen kadinı linç etmeğe kadar gittiler amerikalı uzay araşdırması yaparkenbizim hocalarımız aya ayak basmak allahın nurunu çiğnemekdir dünyanın sonu geldi diye vaaz atıyordu aynı hoca birkaçyıl sonra ayın keşf edileceği zaten kuranda yazılıdır dediğinde kimse hoca bunu neden amerika aya inmeden söylemedin demedi birşeyi gördükden sonra yorum yapması çok kolaydır mesele olmadan ve görmeden bazı durumlara karşı tedbir almak çarearamakdıryaşım altmışişim bitmiş emekli devlet memuruyum bu yaşam içinde neler gördük neler yaşadık canını verip namusuna leke sürdürmeyeni,üç kuruşluk menfaat için anasını peşkeş çekeni,başı açık ama namus ve şerefiyle hizmet veren yaşam mücadelesini bırakmıyanı üsdünde kara çarşaf altı donsuz gezeni din adına cinayet işleyenivel hasıl neleri gördük ne başını açan dinsiz nede türbanlısı namuslu demekdir din ahlak ve namus insanın içinde olmalı gerisi boşancak din ve namus kavramı bizde kök salmış değerler olduğunda bazı kişiler bundan fayda sağlamak için çıkarına kullanıyor esas ahlaksızlık budur bunu yapan ve buna göz yumanlar hep hırsıza suç bulmayalım birazda o hırsızı hırsızlığa zorlayan ortamıve sebepleri araşdıralım islamın ılımlı veya ılımsızı değil anlaşılır olması önmlidir kadını kafes arkasına haps eden zihniyet bügün cuma namazı kılar diyebiliyor değişen islamiyet veya kuranıkerim değil beyinlerdir kafa yapısıdır hani cennetde huri kızları dans edecek binbir telden çalgı çalacak orayı kazanmağa bakın diye fetva veren hoca beritarafda kadın erkeğe namerhemdir bir arada bulunamaz diyor cennetde helal dünyada haram kuranda her şey tek evliliğe vurgu yapıyor ama bazı din adamları sözüm ona sanki kendi yazmış kuralı koymuş üç dört evlilikden bahsediyor işde bir çelişkiler dünyası çokşükür yiyip içip aç yatıyoruz saymakla bitmez....