ÇOK kritik bir dönem yaşıyoruz. Korkumuz, dünyayı saran ekonomik kriz değil... Bu tür krizler, ülkeleri sarsıp yıpratsa da atlatılır. Bizim derdimiz ülkemizi kaybetmemek!
"Koca Türkiye kaybolur mu?" demeyin. İçte ve dışta öyle hainler, öyle alçaklar var ki, Türkiye’yi parçalamak için ellerinden geleni yapıyorlar.
Bunlar para yollayıp, Türkiye’de gazete çıkarttırıyorlar. Birtakım işbirlikçilere bol maaşlar verip Türkiye ve Türk ordusu aleyhinde yazılar yazdırarak, halkın kafasını bulandırmak, umutlarını yok etmek istiyorlar.
* * *
Bu arada her kafadan bir ses çıkıyor. Bilen de konuşuyor, bilmeyen de...
Herkes strateji uzmanı kesildi. Askerliğin "A"sından anlamayan ahmaklar, generallere ders vermeye kalkışıyor.
Durum açık seçik belli... Yıllardır birileri (dahili ve harici hainler) vahşi terörü destekliyor, insanlarımızı birbirine düşürmeye, ülkemizi bölmeye çalışıyor.
Türkiye’de düzeni yıkmak için dağlara kaçıp PKK örgütüne katılanlar birer maşadan, kukladan, piyondan ibaret zavallılardır!
İpler dış güçlerin elinde. Onların içerideki destekçileri, bir bölünme halinde çıkacak sonuçtan kemik kapmayı uman zavallı yaratıklar!.
Bunlar, büyük bir planın parçası olduklarının farkında değil... Bazıları, dış destekle çıkarılan bir kısım işbirlikçi gazetelerde tetikçilik yapıyor, bu arada karanlık güçler tarafından kandırılan gencecik insanlar, ellerine silah verilip dağlara çıkarılıyor...
Sonuçta geride, birçok gözü yaşlı aile kalıyor.
* * *
İpleri dıştaki güçlerin elinde olan bazı gazetelere, bilinmeyen bir merkezden haberler gönderiliyor, bilgiler yollanıyor, bunların yayımlanması emrediliyor.
Propaganda broşürlerine benzeyen bu gazetelerden bazısı solcu, bazısı liberal, bazısı da dinci görünümünde... Fakat hepsinin hedefinde asker var. Ortak amaçları Türk Silahlı Kuvvetleri’ni yıpratmak, halkın gözünde küçük düşürmek, gittikçe zayıflatarak etkisiz hale getirmek! (Hava Kuvvetleri Komutanı gibi golfçü paşalar da onların işini kolaylaştırıyor.)
Bunlar, Türkiye’de birçok kurumu ele geçirdiler. Yüksek mahkemeler hariç, yargı mekanizmasının da önemli ölçüde onların etkisinde olduğu görülüyor. Ele geçiremedikleri tek sağlam kurum: Türk Silahlı Kuvvetleri... Bu yüzden artık ordu, propaganda broşürlerinin ortak hedefi haline geldi. Orduyu da ele geçirirlerse zaten Türkiye Cumhuriyeti bitecek. O zaman ne oluruz, bilemiyoruz! Tehlike öylesine büyük!
* * *
Bizim içinde bulunduğumuz endişeleri, 9. Cumhurbaşkanı Demirel de duyuyor, üzülüyor ve tepki gösteriyor. Diyor ki:
"Bize de geçmişte asker bu işi yapamıyor diye çok gelip söylediler. Hepsini susturduk. Terörle mücadeleyi Türkiye’de askerden başka yapacak yok. Onların moralini bozmak (düşmanlar hariç) kimseye yaramaz. Bugün Türkiye’nin yaşadığı terör sorunu basit bir terör konusu değildir. Bu, ülkeyi bölme çabasıdır. Devlet görevini yapamıyor anlayışı yaygınlaşırsa vatandaş Balıkesir olaylarındaki gibi, kendi işini kendi görmeye çalışır. Asıl tehlike budur.
Vallahi bu yaşımda ağlayabilsem ağlayacağım. Şehitlerimiz için gözyaşlarımı kalbime akıtıyorum. Bu ayrı... Ama öte yandan, bu vatan için öleceksek de öleceğiz!"
Ülkemizde etnik çatışma tehlikesi maalesef hiç bu kadar uygun zemin bulamamıştı.Komşu coğrafyalarda bu gün hala acıları taze bölünmüşlüğün ulusları kaç parçaya bölerek bazılarına lokma konumuna düşürdüğü apaçık ortadadır.Türkiye de yegane teminatımız TSK dır.Hakikaten son günlerde bütün olumsuzlukların odağına bu teminatımız kasıtla ilişkilendirilip pasifize edilmek istenmektedir.Ordumuzun günümüz koşulları içinde var olan problemlerle başaedebilme temelimiz olduğu bilindiğinden her problemin çözümüne girişmemizde bu temel üzerinde güvensizlik aşılanarak düzenin artık ferdi veya topluca nizam dışı hareketlere tevessülü gibi toplum düzenini bizatihi var eden miilet unsurunca bozma hedeflenmekte ve bu yönde bilerek bilmeyerek saf veya kasda uygun yapılardaki kimselerden faydalanılmaktadır.Bu yugoslavya da,kosova da,bosna hersekte,ırakta,rusya da ve nice kıta ülkerinde başarılablilinmiş kötü örnekleri ile sömürgecilik anlayışıdır.Önce böl sonra yönet mantığında iç kargaşa yolunu buna engel konumundaki temel güç safdışı edilerek varmaktadırlar.Bizimde sağlam kalan kalemiz TSK üzerinde güvensizlik telkin edilerek kötü emellere varılmak istenmektedir.Ordumuz vatanımız ve namusumuz için tek güvencemizdir ve komutanlarımızın istisnasız gayretleri bunun başarılması içindir.Kurum içinde öze ilişmeyen istisnai güncel basit olayları mecrasından çıkararak kötü emellere hizmet etmenin acısını hep birlikte çekeriz.Bu bilinç içerisinde hareketle ordumuz ve kolluk kuvvetlerimize tam güvenle işlerini kolay kılıp bu yöndeki desteğimiz bize tüm problemlerimizin çözümünde güç olarak geri dönecek kötü amaç ve niyetlilerin isteklerini kursağına gömecektir. Asla korku ve güvensizliğe düşmeden TSK nın gücü ile komutanların vatan sevgisine halel getirmeden herşeyi mecrasında değerlendirip işimizi kendimiz kolay kılacağız.Aksi tutum ve davranışlarda bulunanlara da prim vermeyeceğiz.Yazarın ve haberinin günümüzde insanlarımız bakımından bu şekilde bir tasa ve ikazı oldukça yerinde ve iyi bir basın işlevidir.Unutulmamalıdırki en kötü addedilebilecek düzen en iyi gösterilebilecek düzensizlik yanında evladır ve düzensizlik başladığında geri dönüşü olmayan ve yıkımda istisnasıs herkesi kapsayıp öğüten bir canavardır.Düzeni ayakta tutan unsurlar zayıflatılıp harcandığında nerede durulacağı garantisini kimse veremez.Bir paşanın görev ve vatan anlayışı, hayatında birkaç saatini geçirdiği sosyal işlevine bakılarak şehitlere bakış açısı ,görev anlayışı temeline oturtulup hoyratca yorumlanmamalı hele orduya böylesi ucuz ve önemsiz bir konu abartılarak çamur atılmamalıdır.Paşa golf oynasaydıda oynamasaydıda şehitlerle artı eksi bunca ilişkilendirme ve üzerinde orduyu töhmet altına alma çabası hiç de makul bir düşünce tarzı değildir.Şehitlerimize hepimiz yanıyoruz ama anne babalarından başka hiçbirimiz kendimizi sakallarımızdan sabaha kadar asılı da tutmuyoruz.Paşalara ve kimseye şehitler oldukça golf oynamak abestir demek için tüm golf sahalarını otuz yıl önce kapatmış olmamız ve oralarda maharetli kesimin çocuklarının cephede olabildikleri tasalı yıllarını yaşatmış olabilmemiz lazım.Paşanın golfünün üzerine birebin yorum katıp orduyu millet nazarında değersiz kılmak olsa olsa bu milletten olmayan kimselere has bir tasarruftur.Buna alet olunmamasında fayda vardır.Şehitler inşallah bundan sonra hiç olmaz ama her gördüğümüz şeyi şehitler üzerinden yorumlama en önce şehitliğin ulvi manasıyla örtüşmez.Vatandaş kendi kurduğu ve ayakta kalması için canını esirgemeyeceği ordusunu da paşasını da iyi bilip tanıyor ve sonsuz güven duyuyor.Bizi idare eden siyasi erk in de gece gündüz demeden çalışıp çabalıyarak şehitlerimizin olmaması için çalışmakta olduklarına inanıyor ve boş heveslere karnı toktur.