19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

AB ile kriz geliyorum diyor - Mehmet Ali Birand / Posta

Ünlü Economist dergisinin Atina'daki konferansının Türkiye ile ilgili bölümüne konuşmacı olarak davet edildiğim toplantısında bol bol, AKP, Türkiye'nin AB ile ilişkileri ve tabii Kıbrıs konuşuldu.

Kıbrıs'ta uzun süredir kriz yaşanmıyordu. Hiç merak etmeyin Ada'da kriz yaşanmayacak ancak, Kıbrıs nedeniyle Türkiye AB ilişkilerinde önemli bir gerginlik söz konusu olacak. Ekim ayından itibaren hazırlıklı bulunmakta yarar var. Sorun, Türkiye'nin Avrupa Birliğine söz vermesine, hatta bu konuda belge imzalamasına rağmen bu sözünü kendisine özgü nedenlerle tutmak istememesinden kaynaklanıyor.

3 Ekim 2005'te, Türkiye-AB müzakere sürecinin hazırlanması kararlaştırılırken, Ankara bu süre içinde Gümrük Birliği antlaşması çerçevesinde Türk limanlarını Rum gemilerine açacağını, bunun için gereken protokolü TBMM'den geçireceğini belirtmiş ve güvence vermişti.

Ankara yeni üye olan tüm ülkelere (Kıbrıs dahil) Gümrük Birliği antlaşmasını uygulamak zorunda olduğu için kaçışı yok. Ancak gelin görün ki, limanların açılması siyasi açıdan giderek zorlaşıyor. Sanki büyük bir ödün veriliyormuş, Kıbrıs'ın tanınması anlamına geliyormuş gibi bir hava yayıldığından dolayı, Ankara ayak sürüyor.

Buna bir de AB'nin verdiği tüm sözlere rağmen KKTC üzerindeki ekonomik ambargoyu hafifletecek hiçbir adım atmaması, Rumların baskısıyla "doğrudan ticaret" dosyasını askıya alması ve KKTC'ye 139 milyon euro'luk yardımla yetinilmesi eklenince, Ankara tutumunu daha da katılaştırdı. AB bu sorunun 2006 sonuna kadar çözülmesini istiyor. Hatta bir kararla kendilerini bağladılar bile. Ankara ise "KKTC konusunda adım atmadığınız sürece, ben de limanlarımı açmam diyor". Kimse yerinden kıpırdamıyor.

İşte Ekim ayındaki krizin altında bu yatıyor. Son derece önemli, zira krize bir çözüm bulunamazsa Türkiye-AB müzakerelerinin askıya alınmasına kadar gidebilecek bir sürece gireceğiz. Şu anda başta Brüksel olmak üzere, Ankara-Atina-Lefkoşe'de sadece bu konu tartışılıyor. Önümüzde de 3 senaryo var.

* * *

AB-KIBRIS KRİZİNDE ÜÇ SENARYO VAR

Sonbahara kadar hiçbir adım atılmaz hiçbir çözüm bulunmazsa Türkiye'nin karşısına üç senaryo çıkacak.

1. EN KÖTÜSÜ

En kötü senaryo, Avrupa Birliği 25 üyesinden oluşan konsey, Rumların Yunanlıların ve "Türkiye'ye Hayır" lobisine mensup bazı ülkelerin de kışkırtmasıyla, Türkiye limanlarını Rum gemilerine açana kadar tüm müzakerelerinin askıya alınması kararlaştırabilir.

2. YAŞANABİLİR SENARYO

Konsey müzakerelerin tümünü askıya almaz. Sadece Gümrük Birliğinin ilgili maddelerini (malların serbest dolaşımı gibi) askıya alır.

3. ORTA YOL SENARYOSU

Kıbrıs nasıl şikayetçiyse, Türkiye'nin de Gümrük Birliği antlaşmasıyla ilgili şikayetleri var. AB esnek bir tutum takınabilir ve tüm şikayetlerin komitede ele alınmasına karar verebilir.

Neresinden bakarsanız bakın krizli bir döneme gireceğiz. Başbakan'ın bu defa katı bir tutum takınacağı anlaşılıyor. 2007 seçimleri öncesinde, Kıbrıs üzerinden bir AB krizini kolayca taşıyabileceği Annan planı tartışmaları sırasındakinin aksine, sert ve milliyetçi bir yaklaşım sergileyeceği belirtiliyor. Anlayacağınız son derece siyasi bir oyun başlamış durumda.

Bir köşede AB karşı köşede Türkiye. Seyirciler de Kıbrıslı Rumlar ve Türkler olacak.

* * *

TÜRK-RUM TİCARETİ GİDEREK ARTIYOR

Bir yandan, Kıbrıs'ın Gümrük Birliği çerçevesinde Türkiye'nin limanlarını açıp açmamasının kavgası yazılıyor, öte yandan iki taraf arasındaki ticaret inanılamayacak rakamlara ulaşıyor.

Rum Ekonomi uzmanı Costas Apostolides'in gerçekleştirdiği bir çalışma, siyaset ile gerçek yaşam arasındaki farklı çok net şekilde ortaya koyuyor.

Şu rakamlara bakın:

1. 2000 yılında, Kıbrıs'ın (Rum bölgesi) Türkiye'den ithalatı yaklaşık 15 milyon dolar- 2005 yılında ise durum tersine dönmüş ve Türkiye'nin Rumlara ihracatı 20 milyon dolara çıkmış.

2. Güney Kıbrıs'tan Kuzey Kıbrıs'a geçen para miktarı 2005 yılında 200 milyon dolara çıkmış. Bu rakamın içinde, Kuzeyden Güney'e geçip çalışanların kazandıkları para, Güney'in sigorta ödemeleri, Kuzey'e geçen turistler, Kuzey'e geçen Rumların kumarhanelerde ve Kuzey'de harcadıkları paralar var.

Anlayacağımız, bizler krizden söz ediyoruz, limanların açılıp açılmaması büyük sorun yaratıyor, öbür yanda ticaret artıyor. Rumlar bir yolunu buluyor ve para trafiği artıyor.

.
Yayın Tarihi : 7 Nisan 2006 Cuma 12:58:35


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Tayfun Yıldırım IP: 81.214.233.xxx Tarih : 8.04.2006 05:11:44
Tamam iyi güzel de Memet Ali Bey!Sen neden çabaya düşüyorsun?Bu ülkenin ezici bir çogunlugunun umrunda degil Ab veya başka bir mandıra...