Washington'a göre Türkiye'nin Hamas'ın siyasi lideri Halid Meşal'i ağırlaması "hata" idi. Bush yönetimi, ABD Kongresi, fikir kuruluşları ve lobi çevreleri bu ziyareti özü, şekli ve işlevi itibariyle yadırgadı.
Ziyaretin Türkiye'nin Washington'daki imajını gölgelemesi mümkün ama öncelikle AKP hükümetinin prestijine darbe vurduğu, Türkiye'yle yakından ilgili ABD'lilerin eleştiri oklarını daha ziyade Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a ve onu yönlendirenlere doğrulttukları da kesin.
ABD'nin ziyarete bakışındaki tek olumlu yön ise, Ankara'nın tavrında "kötü niyet" aranmaması ve verdiği mesajların "doğru mesajlar" sayılması.
Bush yönetiminin resmi açıklamalarında bu "olumlu" unsura vurgu yapmayı seçmesi de, ilişkilerde yeni bir sıkıntı yaratmama özeniyle hareket ettiğinin kanıtı.
Niyet-sonuç tezatı
Ankara'nın Hamas'tan, İsrail'in var olma hakkını tanımasını, terörü reddetmesini, Ortadoğu Barışı için çizilen yol haritasının gereklerini yapmasını istemesi ABD'lilerce destekleniyor. Ancak Washington, Meşal'in ziyaretinin bu telkinlerden ziyade Hamas'ın çıkarlarına hizmet ettiği kanısında.
Bir yetkili soruyor: "Bu talepler Türkiye dahil birçok ülke tarafından zaten dile getirilmekteydi. Hamas bu taleplere uyacağı yönünde hiçbir işaret vermemişken, Ankara'nın Meşal'i davet etmesi taleplerin etkisini azaltmaz mı?"
Bu bakışa göre ziyaret, Hamas'ta "Uluslararası topluluğun beklentilerini yerine getirmeden de Türkiye'den kabul görebildiğimize göre, çizgimizde direnerek Batı'nın diplomatik ambargosunu kırabiliriz" inancı yaratabilir.
Bir başka yönetim mensubu ise, Ankara'nın Hamas'a "jest" yaptığını savunuyor ve sonucu "Hamas: 1, Teröre karşı cephe: 0" diye özetliyor.
"Terör" çelişkisi
İsrail'in Ankara'yı çok kızdıran PKK-Hamas benzetmesi ABD'de de yapılıyor. Washington'da hangi yetkiliye, hangi gözlemciye sorsanız, Türkiye'nin Hamas'ın siyasi liderini kabul etmekle, "teröre karşı tutumunu sulandırdığı" yorumunu işitiyorsunuz. Çünkü ABD'lilere göre Meşal 'in Ankara'ya gitmesi, Hamas'ı terörist saymayan Moskova'da ya da Arap başkentlerinde kabul görmesinden farklı. Türkiye'nin Hamas'ı "terörist" saydığına inanan ABD, Ankara'nın tavrında derin bir çelişki görüyor. Washington'ın gözünde bu çelişkiyi katmerlendiren unsur, Meşal'e yapılan davetin, Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir'in ABD ziyaretinin hemen ertesine rastlaması. Seçilmiş bir belediye başkanının ABD'li yetkililerle görüşmesini "PKK'ya yakın" olduğu gerekçesiyle engellemeye çalışan Ankara, terörist saydığı bir örgütün seçilmemiş lideriyle kendi dışişleri bakanını (her ne kadar bakanlık şapkasını kapıda bıraktığı söylense de) buluşturabiliyor.
Şekli yanlışlar
ABD'li kaynaklara, "Filistin seçimlerini kazanmış bir partinin iki devletli çözüme yanaşmaya zorlanması için diyalog şart değil mi" diye sorunca, bunun şeklinin, koşullarının ve zamanının çok iyi belirlenmesi gerektiğini vurguluyorlar.
Ankara'nın "yanlış adamla yanlış zamanda" görüştüğünü düşünen ABD'liler, konuğun kimliğini Ankara'nın değil Hamas'ın belirlediğini öğrenince hayrete düştüklerini gizlemiyorlar.
Kulislerde, "Türkiye hiç olmazsa Filistin parlamentosunun yemin etmesini, hükümetin kurulmasını bekleyemez miydi? Mesajlarını örgütün siyasi lideri yerine Filistin parlamentosunun ve hükümetinin temsilcilerine veremez miydi?" soruları dolaşıyor.
Hamas'ın seçime girmemiş ve Suriye istihbaratı ile içli dışlı olduğu bilinen liderinin, Suriye istihbaratının da parçası olduğu anlaşılan bir operasyonla Şam'dan Ankara'ya getirilmesi ABD'de büsbütün yadırganıyor.
İkili tortular
Washington'ı biraz bilenlerimiz, Yahudi politikacılar ile Yahudi derneklerinin Türkiye'ye destek verenlerin başında geldiğini de bilir. İstisnasız her Türk yetkili her ABD ziyaretinde mutlaka Yahudi lobisiyle görüşür. Ankara'nın Kongre nezdindeki en önemli lobi kozlarından biri Türkiye-İsrail yakınlığıdır.
İşte Meşal ziyaretinin zararı da asıl bu çevrede kendisini hissettireceğe benzer. Yahudi dernekleri, "İsrail'i yok etmeye kendisini adamış bir adamın Ankara'da ağırlanmasının bir bedeli olacağını" açıkça ifade ederek, "Kolay kolay öpüşüp barışacağımızı sanmayın" diyorlar.
Kongre'deki Türkiye Dostluk Grubu'nun Eşbaşkanı Robert Wexler'ın "Ankara'nın, Kuartet'in taleplerini karşılamamış olan Hamas'a kapı açması Türkiye'nin ve Türk-Amerikan ilişkisinin çıkarına uygun değil" demesi de yabana atılmamalı.
Bu tepkiler, Meşal ziyaretinin Türkiye'nin Ermeni soykırım tasarısına karşı mücadele ettiği, Kıbrıs konusunda Washington'dan aktif destek aradığı bir dönemde hayra alamet değil.
.
Yayın Tarihi :
20 Şubat 2006 Pazartesi 12:44:45