Ahmedim! Ahmedim! 'para-pul' demedim!

Ahmedim... Ahmedim... Çalıklar’ın Ahmedim; “Ben sana para pul bul...” demedim. Ben sana damadımı holdingine genel müdür yap, “gerisine karışma” dedim.

Ahmedim...

Ahmedim...

Çalık Ahmedim... Bak şunu diyeceğim.

Biz yalnız ramazanda çadırlar kurup “fakir-fukara-garip-gureba” edebiyatı yaparak yoksula-fakire iftar sofrası açmayacağız; valilere de emirler yağdırıp “Atla geç şu kamyonun direksiyonuna, o fakirin kömürünü Ağustos sıcağı da olsa evinin önüne kadar götür ve hatta kömürlüğüne kadar bizzat taşı...” da diyeceğiz. Sonra Ahmet Çalık kardeşimize “devletin malı Sabah Gazetesi ile devletin malı ATV Televizyonu’nu” ortaya tek kuruş para-pul koymadan “transfer” de edeceğiz...

Uzun ince yoldayız!

Yaradandan ötürü..

Yaratılanı da severiz!

Bizi tutan gazeteler, bizi “bu millet yolunda...” arkalayanlar; “siz söyleyeceksiniz biz yazacağız...” deyicilerimiz; Zaman, Yeni Şafak, Star, Bugün, Akit bize yetmiyor, “devlet bankalarının kasasından 10 yıl vadeli, 3 yılı ödemesiz, ballı börek sayılır libor artı yüzde 4.85 faiz şartlarıyla Sabah’ı da Çalık’laştırıp saflarımıza” sokacağız.

Ahmedim...

Ahmedim...

Parasız-pulsuz Ahmedim! Kredisi yetmez Ahmedim! Ben senin için Katar’ı kendime yol ederim! Sabancılar’ın Akbank’ına gidersin, “sana kredi vermezler” , CHP’nin kurucusu olduğu İş Bankası’na gidersin; “sana kredi koklatmazlar”, Şahenkler’in bankası Garanti’ye gidersin, “sana kredi açmazlar” bunu bilirsin. Fakat yine de Sabah ile ATV’yi almak için 1.1 milyar dolar bedel sürersin.

Ahmedim!

Bana!

Başbakan’a!

Damadıma!

Güvenirsin.

Allahıma bin şükür, rabbime bin kurban bizi devletimizi yönetmeye hizmetli kıldı. Şimdi “biz baş olduk ve ayakları yönetmeye” halkımızın oyları sayesinde hâkim kılındık.

Devletin bankası ayak!

Başlar, ayakları yönetir.

Devletin bankası Vakıf, sana Sabancılar’ın bankası Akbank gibi, “Ahmet Çalık Bey, getir 550 milyon dolar özkaynağı koy ortaya ve ATV ile Sabah’ın hisselerinin tamamını da bana rehin et, ben de sana 550 milyon dolar kredi vereyim...” demez ki, diyemez ki....

Seni tersleyemez...

Seni reddedemez....

Seni üzemez ki...

Devletin Bankası Halk, Şahenkler’in Bankası Garanti gibi, “Ahmet Çalık, göster bakalım öz kaynağını, koy hisseleri rehine, uzunca bir dönem, mesela kocaman 3 yıl ana para ödemesiz niyetler hiç besleme... Kullandığın krediyi 10 yıl gibi çok uzun vadeye yayacağımızı da hiç aklına getirme...” demez ki, diyemez ki...

Garanti özelin malı.

Ona bizim lafımız geçmez, geçemez, ricamızı kabul etmez. Halk ile Vakıf ise devlet malı.

Onlar seni tersleyemez.

Seni reddedemez..

Seni üzemez ki...

Biz devlet bankasına emrederiz... Halk Bankası, ana sözleşmesine göre sadece esnafa, sanatkâra ve küçük ölçekli sanayici olan KOBİ’lere kredi açabilir, Halk Bankası senin gibi büyük sanayiciye değil 350 milyon dolar, 3 dolar bile kredi veremez.

Ama biz neyiz?

Ahmedim için varız.

Devletin bankasına, onun başındaki genel müdüre, yönetim kuruluna biz işaret ederiz, “ana sözleşmeye partimizin simgesi ampulün ışığında yeniden bakın” ve “devletin parasıyla devletin malı Sabah’ı Ahmet Çalık’ın mülküne aktarın” deriz.

Sen bizim canımız.

Damadımızın patronusun.

Senin Çalık Holding’ine biz Sabah’ı da katarız. Ve ayak takımına döner; “Allah sevgili kulu Ahmet Çalık’a yürü ya kulum dedi...” diye arzuhal ederiz.

Ahmedim...

Ahmedim...

Katar’ı senin için...

Yol ederim...

Katederim...