Başbakan Erdoğan veya Dışişleri Bakanı Gül, bir açıklama yaparak İngiltere'ye gitmeyi planlamış Türklere, "Bu seyahatinizi iptal etmeyin. İngiliz dostlarımızın yanında olun. Teröre karşı bu tavrınız uluslararası dayanışmada yer almaktır" diye bir çağrıda bulunmalıdır.
El-Kaide'nin Neve Şalom Sinagogu'nda, İngiltere'nin İstanbul Başkonsolosluğu'nda ve HSBC Genel Müdürlüğü'nde bombalarla katliamında, aralarında İngiltere de olan Avrupa ülkeleri, kendi yurttaşlarına, "Türkiye tehlikeli coğrafya. Türkiye'ye seyahatlerinizi iptal edin. Bir süre askıya alın" bildirimini yapmıştı.
Türkiye'ye AB ülkelerinden girişler bir süre sanki bıçakla kesilmişti.
......................
Şimdi Türkiye bir jestle bunun tam tersini yapmalıdır.
Böylece... Doğru olanı, İngiltere'ye ve diğer AB ülkelerine gösterebilir. Teröre karşı uluslararası dayanışmanın en güçlü silahı, psikolojik güç birliğidir. Terör karşısında insanlığın bir tsunami dalgası gibi yükselmesi ve bu katilleri ve örgütlerini boğmasıdır.
Terör eylemlerinin amacı, "silahlı propaganda" yoluyla, eylemin konulduğu coğrafyada ve ötesinde insanları korkutmak, yıldırmak, sindirmek, caydırıcı olmak, yani "psikolojik" değil mi?
O halde bu "silahlı propaganda" ile amaçlanan hedeflere ulaşmasını önlemenin yöntemi de, "psikolojik karşılık" olmalıdır.
İngiltere'ye seyahatler, hiç program değiştirmeksizin sürmelidir.
Belki bu kanlı eylemlerin ikinci dizisi de uygulamaya konabilir.
Ancak...
Korkmamak gerek.
Terörün üstüne üstüne gidilmelidir.
Sadece güvenlik güçleriyle, istihbarat yöntemleriyle değil, insanlığın küresel tavır alması en büyük güçtür.
......................
Yazının başında Erdoğan ve Gül için "çağrı" önerisinin, Türkiye için özel bir yararı da olabilir.
3 Ekim'de başlayacak tam üyelik görüşmelerinde dönem başkanı İngiltere olacaktır.
Bu rezilce saldırılardan sonra Erdoğan ve Gül eğer önerdiğimiz çağrıları yaparlarsa, bu çok duyarlı süreçte Türkiye, İngiliz kamuoyundan büyük sempati kazanabilir.
.......................
İngiltere Başbakanı Tony Blair'in yıldızı yeniden parlamıştı.
Ülkesini Avrupa'nın en dinamik ve iyi ekonomisine sahip konuma getirmenin ötesinde, AB'nin lideri durumuna da yükseltmişti.
Seçimleri alamayacağı belli Schröder ve art arda darbe alan Chirac'tan sonra Almanya ve Fransa, yaralı ülkeler.
AB'de "mahşerin 3 atlısı"ndan sadece biri; İngiltere hâlâ önde.
2012 Olimpiyatları'nı da almış olması, pırıltılarını artırmıştı.
İngiltere, ABD Başkanı Bush'un başta Irak olmak üzere küresel oyunlarında güçlü partneri olmayı sürdürecekti.
El-Kaide'nin Londra'daki bu kanlı eylemleri, kamuoyunda Blair'in ABD ve Irak politikalarına karşı tepki dalgaları oluşturmak amaçlıdır.
Amaç.... Bush'un yalnız bırakılması...
Ne var ki... Bu silah geri tepebilir. Görünüş de öyle...
Tam tersine, içeride ana muhalefeti oluşturan muhafazakâr parti, "hükümete destek" açıklaması yaptı. Dışarıda ise, El-Kaide'nin "1 numaralı insanlık düşmanı" olduğu vurgulanmıştır.
Avrupa'da ve dünyada, saflar sıklaşacaktır.
Hiçbir uygarlık, hiçbir demokrasi, birkaç bin katile teslim olamaz.
İnsanlık tarihinde hangi zorbalar, rezil katiller, cellatlar kalıcı olabilmiştir?
Akrebin etrafında ateşten bir halka oluşacaktır. Eylemler aslında intihardır.
.......................
Avrupa da artık teröre karşı göstermelik değil, gerçekten bir güvenlik ve hukuk ağı oluşturabilmelidir.
Örneğin... Türkiye'nin en büyük holdinglerinden birinin tepesinde cinayet işleyen gruptan, servis elemanı Fehriye Erdal'ın bu suçu nedeniyle Belçika'da yargılanmayışı, aymazlığın kanıtıydı.
Terör, tıpkı nükleer bulut gibidir, rüzgâr estiğinde nereye savrulacağı ve ölüm yağdıracağı bilinmez.
Ödünler vererek birinin, ikisinin kendi ülkesinde eylem yapması önlenirse de, bir başka terör örgütü gelir, kalbinden vurur.
Yarınlarda -ağzımdan yel alsın- İngiltere'deki eylemin benzerinin Belçika'yı kana bulamayacağının güvencesi nedir?
.........................
Ve son söz...
PKK'nın katliamları da, AB'de kafalara "dank" etmeli.