23
Mayıs
2024
Perşembe
ANASAYFA

Anadolu manzaraları-Oktay Ekşi/Hürriyet

ANADOLU’da ilginç bir gelişme var. Bir kısmını görerek, bir kısmı hakkındaki yayınları okuyarak anlıyoruz ki Anadolu’daki illerimiz (bilinen büyük iller ile Trakya hariç) arasında bir yarışma başladı.

Bu yarışmanın iki boyutu var. Biri o yöreyi (o ili veya o bölgeyi) bir an önce kalkındırma çabası.

İkincisi... Kendi şehrini o yörenin öz değerlerine bağlı kalarak güzelleştirme diye özetlenebilir.

Birincisini, yani kalkınmayı isteyenlerden bazıları hálá ‘Buraya devlet yatırım yapmalı... Buraya devlet büyükçe bir askeri birlik konuşlandırmalı (böylece yöreye yeni ve hazır müşteriler gelmeli)... Buraya devlet üniversite açmalı’ diyorlar. Ve taşıma suyla dönen her değirmen gibi, kısa sürede hüsrana uğruyorlar.

Ötekiler, kendi enerjilerini kendi içlerinde arayan evlatları sayesinde kalkınan iller...

Uzun yıllar önce yola çıkan bu tür illerin başında Adana, Bursa, Gaziantep ve Kayseri var. Onları sonraki yıllarda Denizli, Kahramanmaraş, Eskişehir, Antalya izledi.

Derken kervana Konya, Çorum, Yozgat katıldı.

Şimdilerde kulağımıza Tokat’ın, Bilecik’in, Kırşehir’in, Malatya’nın, Kastamonu’nun çabaları geliyor.

Bireysel gayretle -yani yöresine bağlı birkaç evladın itelemesiyle- kımıldamaya çalışanlar da var. Bolu’yu, Gümüşhane’yi de o kategoriye dahil edebilirsiniz.

Peki ötekiler?

Elbet bu listede atladıklarımız da vardır. Ama genel hatlarıyla bir şey söylemek gerekirse gerçek şu ki, ötekiler sadece seyrediyorlar... Yani kalkınmak için gökten servet yağsın diye bekliyorlar.

Bu meselenin ‘ekonomik kalkınma’ boyutundan görünen manzara.

Bir de kendi öz değerlerini ve kendi kimliğini koruyarak ayağa kalkmaya çalışanlar var.

Şanlıurfa, Mardin bu yönden akla ilk gelenler.

Amasya, Kastamonu da öyle... Ordu bu yönde arayışlar içinde...

Safranbolu ile başlayan, Beypazarı, Midyat, Şanlıurfa, Mardin, Kastamonu ile devam eden bu anlayış giderek Anadolu’yu sarıyor.

Van’ın da adını bu bağlamda duyuyoruz.

Anadolu’ya çıkınca insan kendisini, güçlü pazılarını göstererek ortalıkta dolaşan, ‘ne iş olsa yapmaya hazır’ ama ne yapacağını pek de bilmeyen bir gençle karşılaşmış gibi hissediyor.

Kimi yörenin işadamları, kendi doğdukları, büyüdükleri yerlere yatırım üstüne yatırım yapıyor. Bu konuda adeta birbiriyle yarışıyorlar.

Kimi yörenin işadamları da kendileri yatırım yapmadığı gibi yapmaya kalkanı da engelliyor. Çünkü yatırım yapıp başarılı olanın kazanacağı itibarın kendi saygınlıklarını silip süpüreceğinden korkuyorlar.

Kimi yörenin evlatları da -şu anda bulunduğum Mesudiye’ninkiler gibi- güçlerini, kendi yörelerinin sorunlarına çareyi birlikte aramaktan ve birlikte çözüm üretmekten alıyorlar.

Bu konuda daha diyeceklerim var...
Oktay Ekşi/Hürriyet
Yayın Tarihi : 30 Haziran 2005 Perşembe 13:06:30


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?