Hikayeyi biliyor olabilirsiniz... Çocuk koşa koşa babasının dükkanına gitmiş... Heyecan içinde "baba, baba" demiş... Baba, annem cin (simsiyah bir çocuk) doğurdu."
Baba "hiç sürpriz değil" diye sakin sakin tepki vermiş:
- Mahalleye o zenci marangoz taşındığı zaman, annenin cin doğuracağı belli olmuştu.
Alman Parlamentosu "Ermeni soykırım tasarısını" kabul etti ya...
Bizim yöneticiler küplere bindi.
Günlerdir, Alman yönetimine verip veriştiriyorlar.
Oysa ortada bir sürpriz yok ki.
Geçen ay Alman Başbakanı Türkiyeye gelmişti.
El üstünde tutulmuştu.
Özel uçakla gezdirilmişti.
İstanbuldaki toplantıda ayakta alkışlanmıştı.
Ve bu arada Schrödere "soykırım iddiası... Alman parlamentosunun tavrı" sorulmuştu.
Alman Başbakanı da demişti ki:
- Okyanuslarda ve parlamentolarda neler olacağı bilinmez.
"Cin doğacağı" Schröderin o sözlerinden belliydi.
Bunu görememek için kör olmak gerek.
Bu köşede, 12 Mayıs 2005te Schröderin sözlerinin "nasıl okunması... Nasıl tercüme edilmesi gerektiğini" yazdık.
"Ermeni konusu Haziranda Alman parlamentosunda konuşulacak" dedik.
"Kazık geliyor" diye uyarıda bulunduk.
"27 Mayısta" bir kez daha yazdık.
"Almanyada işimiz sarpa sarıyor" dedik.
Türkiyenin "bu konularda" siyaset üretemediğini söyledik.
Ve üstüne basa basa vurguladık:
"Siyaset, sadece siyasetçilere bırakılamayacak kadar ciddi bir iştir."
"Ne dediysek" çıktı.
"Biz önceden söylemiştik" diye sevinmiyoruz.
Türk siyasetinin "bir ay bile sonrasını göremeyişine" üzülüyoruz.
Yine biliyor olabilirsiniz ama bir fıkramız daha var.
İdris, askere giderken çok sevdiği kedisini en yakın arkadaşı Temele bırakmış:
- Aman çok iyi bak.
Aradan birkaç ay geçmiş.
İdris, Temelden bir telgraf almış:
- Kedin öldü.
İdris, ağlayarak komutanına koşmuş, telgrafı göstermiş.
Komutan da üzülmüş, İdrise izin vermiş.
İdris gitmiş, kedisini gömmüş, birliğine dönmüş.
Dönmeden önce de Temele sıkı sıkı tembih etmiş:
- Bir daha bana acı haber vermen gerekirse, alıştıra alıştıra söyle:
- Nasıl?
- İlk telgrafta de ki, "kedin dama çıktı." İkinci telgrafta "kedin damdan düştü." Üçüncüde "veterinere götürdüm." Dördüncüde "maalesef kurtaramadık."
Aradan yine birkaç ay geçmiş.
Temelden İdrise telgraf gelmiş:
- Baban dama çıktı.
Alman Parlamentosunun soykırım kararını "iyi tercüme etmek" gerek.
Bizim yöneticilerin tepkilerine, Almanların verdikleri sert yanıtları da.
Bütün bunlar "Temelin telgrafına benziyor."
"Acı haberi" alıştıra alıştıra veriyorlar.
"Sizin AB işiniz Allaha kalıyor" diye açık açık söylemiyorlar da...
"Baban dama çıktı" diyorlar.
Temelin İdrise telgrafının "siyaset bilimine göre yorumunu" da yarın sunacağız.
Yavuz Donat-Sabah
Yayın Tarihi :
19 Haziran 2005 Pazar 05:09:00
Güncelleme :19 Haziran 2005 Pazar 05:12:10