BAŞBAKAN Erdoğan, Fatih Altaylıya kendisine ulaşamayan gazeteciler konusunda ilginç sözler söyledi.
Başbakana kendisini eleştiren gazetecilere kapılarını kapadığı, onlara randevu vermediği, hatta onları pek yanına sokmadığı yolunda eleştiriler yapılıyordu.
Bu eleştiriyi yapanlardan biri de bendim.
Çok taze bir örnek vereyim.
Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi Yeni Ceza Yasasının basınla ilgili maddelerinin düzeltilmesi için gazetecilerin isteklerini iletmek amacıyla Başbakandan randevu istedi.
Başbakan yanıt bile vermedi.
Randevu talebi 15 Mart günü yapılmıştı.
13 gün Başbakandan olumlu veya olumsuz yanıt gelmeyince Oktay Ekşi randevu isteğini iptal etmek zorunda kaldı.
Başbakanın bu davranışını yadırgamamaya imkan yok.
Şimdi Başbakan Fatih Altaylıya Bana ulaşamayan gazeteciler varmış. Önce şunu sormak isterim, her arayan her aradığına hemen ulaşıyor mu? diyor.
Sonra da çok ciddi, hatta vahim bir iddiada bulunuyor:
Benden gazeteci gibi randevu alıp gelen, başka işler için konuşanlar, aracılık yapanlar var. Şikayet eden bunlar.
Meğer Erdoğan bazı gazetecilere bunun için randevu vermiyormuş.
* * *
Bu ağır bir suçlama.
Kimmiş bu Başbakandan gazeteci gibi randevu alıp aracılık yapanlar?Başbakan bunları açıklamak zorundadır.
Aksi takdirde randevu isteyen bütün gazetecileri şaibe altında bırakmış olur.
Buna Erdoğanın hakkı yok.
Ben kendim için istemiyorum bunu. Çünkü ben Başbakandan hiç randevu talebinde bulunmadım.
Ama birçok meslektaşımız bulundu.
Başbakanın bu sözleri Basın Konseyi Başkanı olarak randevu isteyen Oktay Ekşiye bile uzanıyor.
Olacak iş mi bu?
* * *
Başbakan açıklamalarında çevresinde Çin Seddi örüldüğü şeklindeki eleştirilere de yanıt veriyor.
Erdoğan danışmanı Ömer Çeliki işaret ederek İşte Çin Seddinin mimarı diyor ve yine çok ciddi iddialarda bulunuyor:
Bazı kişilerin o sedden geçebildikleri zaman bize ne tekliflerle geldiklerini gördük. Şimdi o sed onlara kapalı.
İyi güzel de benim bildiğim kadarıyla o seddin varlığından en çok şikayet edenler Başbakan Erdoğanın kendi partisinin milletvekilleri.
En çok onlar bu seddi aşamadıklarını söylüyorlar.
Başbakanın bu sözleri kendi milletvekillerini de şaibe altında bırakmıyor mu?
Bunları söylerken kendi arkadaşlarını kırabileceğini düşünmedi mi?
Neyse, ben ona karışmam.
Bu mesele Başbakanla kendi milletvekilleri arasındaki bir sorun.
Zaten beni Başbakanın gazetecilerle ilgili iddiaları ilgilendiriyor.
O nedenle randevu istemiyorum ama aracılık yapan gazetecilerin kim olduğunu açıklamasını istiyorum.