28
Mayıs
2024
Salı
ANASAYFA

Başbakan'ın gerçek hastalığı ne/Ertuğrul Özkök/Hürriyet

 BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan’a "gizli şeker" teşhisi, Ankara kulislerinde dolaşan söylentileri keser mi kesmez mi bilmiyorum.

Ama bildiğim bir şey var.

Bir başbakanın sağlık durumu, ülke vatandaşlarını yakından ilgilendiriyor.

O nedenle bu bilgilerin halktan saklanmaması gerekir.

Biz gazeteciler, bu bilgiyi Başbakan’ın kendisinden veya doktorlarından alamayınca, doğal olarak "çevreye" yöneliyoruz.

Ankara’da siyasilerin sağlık tablosunu en iyi bilen doktorlardan biri Prof. Osman Müftüoğlu’dur.

Dün onu arayıp uzun bir sohbet yaptım.

Başbakan’ın sağlık durumuyla ilgili olarak kafamdaki bütün soruları sordum.

O da bildiği kadarıyla cevap verdi.

DEMİREL AYNI KRİZİ KÜRSÜDE GEÇİRMİŞTİ

Dün Hürriyet’te yayınlanan analiz ve test sonuçlarına göre, Başbakan’ın sağlığı ne durumda?

Ortaya çıkan tabloda Başbakan’ın gelecek günlerini tehdit eden bir sorun görünmüyor. Başbakan, hipoglisemi atağını yaşayan ne ilk, ne de son siyasetçi olacak.

Başka hipoglisemili siyasetçiler var mı?

- Diyabeti olan çok siyasetçi var. Bunların başında İsmet İnönü, Celal Bayar, Demirel ve şimdiki Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer var. Diyabetli insanların şöyle bir şansı mevcut. Önerileri yapabilirlerse bunlar yaşamı da uzatabilir.

İnönü 90 yaşına kadar yaşadı. Bayar 100’ü geçti. Demirel 82’sinde.

10 DAKİKA DAHA BAYGIN KALSAYDI İŞİ ZORDU

Böyle görev sırasında hipoglisemi krizi geçiren siyasetçi var mı?

- Demirel iki defa hipoglisemi krizi geçirdi. Biri kürsüdeydi. 2001 yılında Bilkent Üniversitesi’nde törende. Ama şuuru kapanmadı. Yanındaki doktor hemen müdahale etti. Tesadüf, o doktor da Başbakan’a müdahale eden Mustafa Bey’in eşiydi.

Hipoglisemi vakalarında şuur kaybı yüzde kaçtır?

- Yüzde verilemez. Ama genellikle şeker 40’ın altına inmeden bilinç kaybı olmaz.

Ama hastane yetkilileri, Başbakan hastaneye geldiği zaman şekerinin 50 olduğunu açıkladı. Bu durumda şuur kaybı başka bir şeye bağlı olmuş olamaz mı?

- Bu kişiden kişiye değişebilir. Bazı insanda 50’de de şuur kaybı olabilir.

Ya da hastaneye geldiği sırada kendi kendine yükselmiş olabilir mi?

- Mümkün değil. Müdahale şart.

Şimdi kritik bir soru soracağım. Başbakan daha ne kadar dayana-bilirdi?

- Komaya girmesi açısından bana göre en fazla 5-10 dakika daha dayanabilirdi.

Yani Ömer Çelik en yakın ve en doğru hastaneye yönlendirerek doğru olanı yapmış. Korumalar camı çekiçle tam zamanında kırmışlar.

- Evet, yapılan iş çok doğru. Kaybedecek bir saniye bile yoktu.

KOMAYA GİRSEYDİ GERİ DÖNÜŞ ŞANSI NEYDİ

Komaya girse ne olurdu? Geri dönüş şansı neydi?

- Komanın derinliğine bağlı olarak geri dönüşlüdür. Bir günde, üç günde, hatta yedi günde de dönen hastamız oldu. Koma uzadıkça beyinde hasar kalma ihtimali artar. Başbakan bunu sıfır hasarla atlattı.

Bir başbakanın şekeri nasıl gizli kalabilir?

- Bu, şeker hastalığının ilk dönemidir. Latent gizli demek değil de, suyun altında kaldığı dönemdir. Yani tetikte beklediği dönemdir. Kilo almazsa, dengeli beslenirse ve aktiviteyi artırırsa yüzde 50 şansla diyabet olmayı önleyebilir. Ama olsa da kontrolü zor bir diyabet tipi değil.

Bu kriz Başbakan’da hasar bırakmış olabilir mi?

- Kesinlikle hayır. Arabada kapalı olarak 9 dakika hiçbir müdahale yapılmadan şuur kapalı olarak kalmış. Böyle bir durumdan 8 saat sonra hastaneden yürüyerek çıkması, güçlü bir bedensel yapısı olduğunu gösteriyor. "Recovery time" denilen sürenin kısa olması bunu gösteriyor.

BAŞBAKAN GERÇEKTEN EPİLEPSİ HASTASI MI

Kulislerde epilepsi (sara) olduğu dedikoduları var?

- Hayır, epilepsi atağı böyle olmaz. Epilepsi nöbeti bulgularının hiçbiri yok.

Hastaneye geldiğinde saralılar gibi ağzının kilitlenmiş olduğu anlatılıyor.

- Kafa karıştıran nokta şu olabilir: Hipoglisemi ataklarında şuur kaybı ile birlikte epilepsi benzeri kasılmalar olabilir. Buna "epilepti form" (epilepiyi andıran) diyoruz. Ama bu epilepsi değildir.

Buna sıradan bir hipoglisemi nöbeti diyebilir miyiz?

- Hayır, ağır ve ciddi bir hipoglisemi vakası. Ama komaya dönüşmeden önlenmiştir. Bu da onun şansı. Çok iyi bir hastaneye yönlendirilmiş. Gittiği hastanede çok iyi yetişmiş bir diyabet ve hipoglisemi uzmanı müdahale etti. Doktor Mustafa Cesur.

KENDİNE DİKKAT ETMEZSE BU KRİZ TEKRARLAYABİLİR

Bu kriz tekrarlar mı?

- Evet tekrarlayabilir. Her zaman için böyle bir risk var. Ağırlığı ve hafifliği kan şekerine bağlı. Çok düşerse daha ağır bir nöbet geçirebilir. Beslenme ve dinlenme hatası yapmazsa bu risk az. Artık kesinlikle oruç tutmaması gerekir. Hipoglisemi hastası, 2-3 saatten fazla aç kalamaz.

İleride şeker hastası olur mu?

- Bu büyük ölçüde kendine bağlı. Yaşam tarzına bağlı.

Başbakan’ın sinirli halleri bundan kaynaklanıyor olabilir mi?

- Evet olabilir. Psikiyatrlar açıklanamayan ruhsal davranışlar gördüğü zaman bunun arkasında gözden kaçmış bir hipoglisemi vakası olup olmadığını öğrenmek için bize gönderirler. Bu bazen aşırı sinirli ruh halidir. Bazen de içine kapanma ve aşırı duygusallık biçiminde görülür.

Başbakan özellikle "Yan gelip yatma" olayından sonra konuşmalarına aşırı bir dikkat sarf ediyordu. Tepkisini verememe de stres yaratır mı?

- Tabii bu da getirir. Tepkimizi ne zaman ve ne ölçüde verebileceğimizi kontrol edemiyorsak bu da ayrı bir stres yüküdür. Stres, kan şekeri üzerinde en etkili faktörlerdendir.

EPİLEPSİ YOKSA BEYİN DAMARINA NEDEN BAKILDI

Kan değerleri, trigliserit?

- Bu latan diyabette genellikle görülen bir sonuçtur.

Kolesterol sorunu var mı?

- Kolesterol önemli ölçüde değil.

Hastanede yapılan tetkikler yeterli mi?

- Beyne giden damar riski dahil her şeye bakılmış. Sorun görünmüyor.

Beyin damarlarına niye bakılmış?

- Böyle bir durumda bütün risk analizlerine bakmak lazım. Şuur kaybına yol açan her türlü neden araştırılır. Normaldir.

Epilepsi şüphesi buna dahil mi?

- Hiçbir şeyi atlamamaya dikkat ederler. Hele söz konusu insan bir de Başbakan ise kimse bu riski almaz.
Ertuğrul Özkök/Hürriyet
Yayın Tarihi : 20 Ekim 2006 Cuma 09:37:11


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?