20
Mayıs
2024
Pazertesi
ANASAYFA

‘Baykal dışarı!’... O olmazsa ‘CHP kümeye!’

Aşağıdaki satırları Türkiye-Ermenistan maçının öncesinde yazdım ve o sırada aklımda iki düşünce vardı: Birincisi, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Ermenistan-Türkiye milli maçını izlemek için Erivan’da bulunmasının Türkiye için birçok bakımdan yararlı olduğuydu. İkincisi ise CHP’nin lideri Deniz Baykal’ın, sözde muhalefet yaparak Gül’ün Erivan’a gitmesine karşı çıkmasıyla başta partisi olmak üzere kime ne yarar sağladığıydı.

Muhalefetin anlamı

CHP’nin sergilediği bu aşırı milliyetçi muhalefetin, kendini bir yerde mecbur hissederek bu partiye oy vermeye devam eden modern kentli orta sınıflara, burjuvalara, Alevilere, gençlere, işçilere, kısacası CHP’nin, varlığını küçülerek sürdüren seçmen tabanına hiçbir sosyal ve ekonomik fayda vaat etmediği aşikârdır.
“Erivan seferi”ne muhalefeti, CHP’nin, kendi seçmen tabanı ile, onlar için toplumsal ve ekonomik fayda ihtiva eden proje ve hedefler üzerinden bağ kuramadığını bir kez daha göstermiştir.
Çünkü bir iktidar perspektifi ya da bir gelecek projesi yok CHP'nin. Bunlar olmayınca Erivan'daki maç gibi, dış politikada açılan fırsat pencerelerini nasıl kullanacak CHP?

CHP’nin esas ayıbı AB

Ermenistan'la diyaloğa karşı çıkmaktan daha vahimi, Türkiye’nin en önemli gelecek projesi olan AB'ye de, AB reformlarına da şüpheyle bakıyor CHP... Oysa AB’nin Türkiye halkı için anlamı, medeniyet, hak, özgürlük, demokrasi ve ekonomik refahtır.
CHP’nin Kürt sorununa alerjisi var. Kıbrıs’ta çözümsüzlüğü, çözüme tercih ediyor.
AB, Kıbrıs, Kürt sorunu... Bütün bunlar bu ülkede yaşayan insanların refahı ve mutluluğu üzerinde doğrudan etkili.
Ermenistan’la diyalog da öyle.

Laiklik kaygısı

Ülkenin modernleşmesi ve dışa açılmasından büyük pay alan kesimlerin laiklik ve yaşam tarzları konusundaki haklı kaygıları olmasaydı, içe kapanmacı CHP bu kesimlerden böyle ziyadesiyle oy alabilir miydi?
Hiç sanmıyorum.
Baykal ve ekibi, laik-İslamcı kutuplaşmasının laik cephedeki rantiyeliğinin, siyasi bekaları için kendilerine yettiğini düşünüyor olmalı.

Ermeni düşmanlığı mı?

AKP ikili bir yol seçti ve taşlarını akıllıca oynadı. Cumhurbaşkanı Gül Erivan’a giderek hem Türkiye’de hem de dünyada AKP’ye puan toplarken, AKP, tabanındaki Ermeni düşmanlığı yüzünden seçmeninin puanını kaybetmemek için milletvekillerini maça yollamadı.
Dönüp CHP’ye bakınca, mesela İzmir’de, İstanbul’un Şişli, Beşiktaş, Kadıköy ve Bakırköy gibi ilçelerindeki seçmenleri arasında yaygın bir Ermeni düşmanlığı mı var acaba diye sorunca, “evet” diyemiyorum. Baykal’ın tavrının seçmen kaygısından ileri geldiği kanaatinde değilim. Onun sorunu seçmeniyle bağ kuramamak.
CHP’nin bugünkü halinde, bu ülkenin yarınını aydınlatan bir umut ışığı yok.

Yumuşamanın faydaları

Oysa ki, Ermenistan ile diyalog Türkiye’nin yarınlarını ilgilendiriyor. Diyalogsuzluk, önemli çıkarların buluştuğu kavşak noktasını tıkayan bir kaya parçası gibi. Erivan’daki buluşma, bu engelin kaldırılması için bir ilk adımdır.
Bir Türk-Ermeni yumuşaması, “Ermeni sorunu”nu çözmeye yetmese bile, en azından sorunun manevi yükünü hafifletir. Yunanistan örneğindeki gibi... Ege sorunları çözülmeden duruyor ama bu ülkeyle birlikte çalışabiliyoruz.
Ermenistan'la kapıların açılması bölge ekonomisinı canlandıracağı gibi, AB ve ABD nezdinde Türkiye’nin önemini daha da artırır, imajına olumlu katkı yapar.
Yumuşama, Gürcistan’a alternatif enerji ve ulaşım transitleri için perspektifler oluşturabilir. Ermenistan’ın “köprü”ye dahil olmasının esas koşulu tabii ki Dağlık Karabağ sorununun çözülmesidir. Yumuşama, Bakü’de realist çözüm yaklaşımlarının çağrışımını yapacaktır.
Bu arada, Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev, Gül’ün Erivan’daki maça gitmesine hiç ses çıkarmazken, Baykal’ın “Erivan yerine Bakü’de maça gitmeyi tercih ederim” demesi işgüzarlık olmuyor mu?
Karşı çıkmak bir yana, Baykal Erivan’a maça gitmeliydi.

Kadri Gürsel / Milliyet
Yayın Tarihi : 7 Eylül 2008 Pazar 09:48:38
Güncelleme :7 Eylül 2008 Pazar 11:18:47


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?