ZİNA Yasası’nın çıkıp-çıkmadığı fazla önemli değil. Önemli olan toplumun tutucu kesimine mesaj vermekti ve bu yapıldı.

İşte başladı; Samsun’un AKP’li belediyesi, gençlerin deniz kenarında ‘edepli oturmaları’ için zabıta timi kurdu. El ele tutuştukları zaman, pusuda bekleyen zabıta ‘Hışttt... Elini yana koy...’ diye uyarıyor, izlediniz.

Benim geçen hafta yazdığım, şikayet varsa yatak odanıza girip ‘Hışşşttt... Öyle üste çıkmış ne yapıyorsun?’ diyecekler tezim çok da abartılı değilmiş demek.

Bundan sonra böyle.

Genelde karpuz işlerine bakan zabıta, bu kez bakacak toptancı hali kültürüyle:

‘Hışttt... Karpuzu ellemek yok...’

‘..........!’

Biz sadece Tayyip Erdoğan’a kızsak bile, aydınlarını ‘iman için’ otele doldurup yakan bir toplumun kimi ahlak bekçisi bireyleri boş mu duruyorlar sanıyorsunuz.

Bu ramazan ayında yemek yiyenlere daha çok dayak atıldığını göreceksiniz.

Toplumun tutucu kesimi mesajı aldı sayılır imamdan.

İşte başlıyor.

Zerzevat denetlemekle görevli zabıta bu kez ahlak denetçisi olarak yan yana oturmuş çifte usulca yanaşıp uyaracak:

‘Hışşttt... Öyle ellemek yok sepeti...’

‘..........!’

‘Ne demek ‘marulun göbeği var mı diye bakıyorum’?...’

Koyun bunun üzerine ‘Yerel Yönetim Reformu’ ile zabıtaya verilecek polisiye yetkileri...

Çünkü kendi tesettürlü-ahlaki (!) yaşamlarını elbette tüm ülkede uygulamak için gerekeni yapacaklardır.

Kadının -din tüccarlarına kıyasla milyon kere daha yüce- iffetini polisiye tedbirlerle korumaya kalkan bir kafadan bunları beklemez de neyi beklersiniz?

İşte kanıt: Samsun...

Yere oturanları ‘yanlış anlaşılır’ diye banka oturtuyormuş zabıta. Banka oturanları da uyaracaklar elbet:

‘Hışşşttt... Bamya küçük olacak...’

‘..........!’

‘Yani şimdi -olmuş mu?- diye şeftalileri koklamak ne oluyor?... Kavun olsa hadi neyse...’

Ne bileyim ben...