22
Mayıs
2024
Çarşamba
ANASAYFA

Bir Butto daha gitti

BENAZİR Butto dün Ravalpindi’de uğradığı suikast sonucu hayatını kaybetti. Oysa 8 yıl sürgün hayatı yaşadıktan sonra ülkesine 18 Ekim günü dönmüştü. Amacı yapılacak seçimlere katılmak ve parlak bir zaferle tekrar iktidara gelmekti.

Olmadı...

Daha geldiği gün Karaçi’de maruz kaldığı suikast teşebbüsünden kıl payı kurtulmuştu. Canına kastedenler o kadar kararlı ve acımasız olmalıydı ki bu ilk teşebbüste Butto kurtuldu ama en az 150 kişi hayatını kaybetti.

Benazir Butto, "Batı kültürünü içine sindirmiş cesur ve dirayetli bir lider" idi. Bu niteliklerini önce Babası Zülfikar Ali Butto’nun 4 Nisan 1979 tarihinde Ravalpindi’de, dünkü suikastın yapıldığı yerden birkaç kilometre uzakta bazılarına göre hiçbir suçu yokken idam edilmesine rağmen, hırsla heyecanla siyasete girmekle gösterdi. İktidar onun tutkusuydu. Nitekim iktidar kavgası annesiyle ve kardeşiyle de arasını açtı. Kardeşinin ölümünde bu ihtilafın etkisi ve eşinin parmağı olduğu ileri sürüldü. Aldırış etmedi.

Eşi "yolsuzluk" iddiasıyla yargılandı, hapse mahkûm oldu. Ama Benazir bunu da kendisini sindirmeyi hedef alan bir tertip olarak algıladı, önemsemedi.

Şimdiki Cumhurbaşkanı General Pervez Müşerref, bundan 8 yıl önce yaptığı bir hükümet darbesinin ardından Başbakan Navaz Şerif’i Suudi Arabistan’a sürünce Benazir Butto da başına gelecekleri gördü. O sırada bulunduğu yurt dışından Pakistan’a dönmedi. Sekiz yıl boyunca genellikle İngiltere’de olmak üzere dışarıda yaşadı.

Ve ülkesinde muhalefetin, Pervez Müşerref’i devirecek kadar güçlendiğini hissedince ilk genel seçime katılmak üzere ülkesine döndü. Hemen belirtelim ki dönmeden önce Pervez Müşerref’le anlaşmayı ve kendisi aleyhindeki "suç" iddialarının işlemden kaldırılmasını sağlamayı ihmal etmedi.

Şimdi Pakistan’da tam bir keşmekeş var. O yüzden belki de 8 Ocak günü yapılacak seçim ertelenecek. Ama seçim ister yapılsın ister yapılmasın belli ki sonuç değişmeyecek. Bir başka ifadeyle Pakistan bu karmaşayı, bu vahim durumu daha bir süre yaşayacak.

İyi de... Merak etmeye değer bir husus var:

Pakistan ile Hindistan bilindiği gibi uzun süre İngiliz dominyonu olan topraklardan aynı tarihte (Ağustos 1947’de) doğmuş iki ülkedir. Farkları Hindistan’ın "Hindu" ağırlıklı, Pakistan’ın da "Müslüman" ağırlıklı halklardan kurulmuş olmasıdır.

Bu iki devlet doğduğu zaman aralarında başka bir fark olmadığına göre geçen 60 sene sonunda Hindistan neden "dünyanın en hızlı gelişen ekonomilerinden biri" oldu da Pakistan yoksulluk denizinde bocalamaktan hálá kurtulamadı? Bu bir...

İkincisi Hindistan neden demokrasiden hiç ayrılmadı, orada hiçbir hükümet darbesi olmadı da Pakistan’da hep tam tersi yaşandı? Bu iki...

Ne dersiniz, Benazir Butto’nun hazin akıbetini doğuran sebepler arasında bu sorulara verilecek yanıtların önemli bir payı yok mudur?

Oktay EKŞİ/Hürriyet
Yayın Tarihi : 28 Aralık 2007 Cuma 12:29:16
Güncelleme :28 Aralık 2007 Cuma 10:59:06


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Yaşar Yılmaz IP: 88.228.175.xxx Tarih : 26.12.2007 20:57:25

Kaleminize,beyninize,düşünce yapınıza sağlık.Ünlü siyaset bilimci Duverger:Toplumu derinden değiştirecek ne kadar büyük olaylar yaşarsa yaşasın Türkler herşeyi 6 ay sonra unutur.


halit IP: 88.240.58.xxx Tarih : 26.12.2007 12:31:44

Yanlış üstüne yanlış yapıyorsunuz.Kimi suçluyorsunuz? arzuladığınız düzeni kiminle kuracaksınız.ay dan geleceklerlemi?.İnsanları karşı tarafa yönlendiriyorsunuz.sizin yazılarınızı okuyupta görüş değiştirene rastlamadım.aksi yönde değiştiren var.taşıdığınız su başkasının değirmenine gidiyor.su taşımayı bırakırsanız verdiğiniz zarar azalır.saygılar.


ARİF EMRE IP: 217.199.135.xxx Tarih : 26.12.2007 15:16:36

Tesbit güzel ama halk bu hale nasıl geldi ona bakmak lazım Cumhurtiyet tarihinde sözde aydınlar sözde yazarlar sözde laikler sözde anti laikler sözde vs........ vs.... olagelmiş ve devam edermi bilemiyorum halkın eğitim seviyesi arttıkca boyle her gel denen yere gitmeyecek her gosterilern hedefe saldırmayacak kimin devleti sevdiğni kimin milleti sevdiğini kimin bu devlet ve millet için çalıştığını görüp anlayacak ve ona göre kendi muhakemeisni yapacak onun bunu yönlendirmesiyle hareket etmeyecektir işte ozeman herkes duracağı yeri bilecek kimse bu ülke yalnız benim benim dediğm olacak benim istediğim iktidar olacak ben su dusuncede olursa desteklerim olmaz ise benden değilse kabul etmem diyemiyecek


Onur Kılıçkıran IP: 212.156.175.xxx Tarih : 26.12.2007 11:23:03

Çok doğru bir tespit, demokrasilerde toplumun iktidarı şekillendirmesi gerekirken, iktidar toplumun yaşam biçimini elden geçiriyor. Ve bu olay son derece "ekonomik" sebeplerden dolayı. Tebrik ederim bu tesbit için.