19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Bir havadis ve görüşler

Milliyet gazetesi köşe yazarı Çetin Altan'ın "Bir havadis ve görüşler" yazısı şöyle... 


Bir gazete haberi:
"Tenha bir yolda nişanlısıyla yürümekte olan bir kıza iki kişi saldırdı."
***
Muhafazakâr:
- Memlekette ahlak diye bir şey kalmadı ki... Kızımızın, karımızın namusu Allah'a emanet... Bu gidişle sokağa çıkmak bir cesaret işi olacak. Okullarda, radyolarda, gazetelerde öğütler vermeli; kadınlara, kızlara saldırmayın ayıptır, demeli...
***
Serseri:
- Ulan, kız kim bilir nasıl piliç gibiydi. Geçen gün biz de bir tanesini uzaktan takip ettik ama, kıstıramadık; herif şüphelendi, kızı alıp tüydü.
***
Gerici:
- Karıların saçını başını aç; kollar asma kabağı gibi bembeyaz çıksın ortaya; incecik elbiselerden, iç çamaşırı olmadığı anlaşılsın; sonra da kalk, erkekler karılara saldırmayacak de. İstiyorsan erkeğin kadına saldırmamasını, sarar sarmalar, adam gibi taşırsın yanında. Bizim zamanımızda asla böyle rezalet olmazdı. Kaç göç vardı, kafes vardı, ar vardı, namus vardı... Şimdi utanmazlık aldı yürüdü. Başımıza taş yağmadığı ne devlet. Pelûze gibi, kaymak gibi karıları yaz günü görecek de, herifler saldırmayacak... Kabahat karılarla, onları öyle giydiren o gavat suratlı erkeklerde...
***
Çapkın:
- Canım, kız da hafiften pas vermiş olabilir. Biz nelerini biliriz. Yanında erkek var diye, çaktırmadan bakarsın; baktığını fark edince, hoşlandığını belli eder. Biraz daha bakarsın, o da yan gözle bakar. Kaç tanesinin eline, vapurdan çıkarken kâğıt sıkıştırmışımdır da; ertesi gün gelmiştir. Dişi köpek kuyruk sallamadan, erkek gitmez üzerine...
***
Ceberut:
- O iki namussuzu orada hemen kazığa oturtacaksın. Yahut onlar kıza ne yapmışlarsa; kızını, kız kardeşini getirip, gözlerinin önünde aynı şeyi yapacaksın. İki defa tatbik et bunu da; ondan sonra birisi, bir kadına saldırmaya cesaret etsin bakalım.
***
Mütereddit:
- Belki de uydurmadır. Sadece laf atmışlardır. Gazeteler hemen büyütürler böyle şeyleri. Ben orada böyle bir şeyin olacağını hiç zannetmiyorum. Ne de olsa civarda evler var, bir bağırma duysalar, koşup yetişirlerdi.
***
Teferruat meraklısı:
- Bir kişi, bir kızla baş edemez. Mutlaka ikisi birden hücum etmiş olmalı. Herhalde nişanlısı da, çabuk pes etti, yahut kaçtı. Önce birisi tutmuş, sonra öteki tutmuştur kızı. Başka türlü olmasına imkân yok.
***
Kabadayı:
- Benim karşıma çıkacaklardı ki, analarından emdikleri sütü burunlarından getireyim. Kabahat kızın yanındaki erkekte. Erkek olacaksın be... Kız verilir mi elin itine? İki değil, yüz kişi olsalar, dinim hakkı için cesedimi çiğnemeden bir adım atamazlar.
***
Tedbirli:
- Her zaman söylerim, böyle bir hikâyeye girmeye kalktın mı, boş dolaşmayacaksın. Katil olmak, rezil olmaktan evla. Benim başıma gelse, derhal çekip vururdum.
***
Ukala:
- Madem orada geziyorsun, ne diye yukarı yola çıkmazsın? Haydi yukarı yola çıkamadın, ne diye etrafına bakmadın; geldiklerini görünce kaç. Kaçmadın; kıza, "kaç" diye bağır, herifleri oyala...
***
Septik:
- Kız belki de memnun olmuştur.
***
Medeni:
- Böyle bir vakadan sonra ne olursa olsun, ben kızı gene alırım. Kabahat onun değil ki... Aklımın köşesinden de hiçbir şey geçmez.
***
Hissi:
- Bir saadet söndü, bir yuva kurulmadan yıkıldı işte. Kız şimdi nişanlısının yüzüne nasıl bakacak; nişanlı, kızın yüzüne nasıl bakacak?
***
Toplumcu:
- Kadın meselesini halletmek için, her şeyden önce kadının iktisadi hürriyetini sağlayacaksın. Memlekette cinsi bir muvazene kurulamadığı müddetçe, memleketin medeniliğinden bahsetmek imkânsızdır.
***
Gerçekçi:
- Haydi yahu, fırsat çıksa sen de yapardın.
***
Mütevekkil:
- Allah böylelerinin belasını versin.
***
Emniyet tedbiri:
"Irz düşmanlarıyla mücadele edilecek..."

Not: 42 yıl önce yazılmış bir yazı... "Geçip Giderken"den...
Milliyet
Yayın Tarihi : 4 Temmuz 2006 Salı 17:03:00


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?