Böyle başa böyle tıraş... - Oktay Ekşi

BİLGİYİ basına alenen ve resmen yeni kurulan Gelir İdaresi Başkanlığı vermiş. Hani Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü vardı ya... Onun Avrupa Birliği elbisesi giydirilmiş olanı...

İlgililer iyi etmişler, vermişler de... Acaba ‘Bizim bu rezil tablo içindeki suçumuz da ortaya çıkmıyor mu’ diye düşünmemişler mi?

Dünkü gazetelerde ayrıntılarıyla yayınlanan, ‘Hangi meslek kesimi ayda ortalama ne kadar para kazanıyormuş ve ne kadar vergi ödüyormuş?’ konulu haberden söz ediyoruz.

Gelir İdaresi’nin (aslında Maliye Bakanlığı’nın) verdiği bilgiye göre 2004 yılı içinde asgari ücretle yani ayda 488 YTL alarak yaşamını sürdüren bir işçi o ay 65 YTL tutarında vergi öderken, hani vitrinlerde görüp de satın almaya yanaşamadığımız deriden mamul eşyalar var ya, onları üretenler ortalama ayda 43 YTL vergi ödeyecek kadar para kazanıyorlarmış.

Diş hekimleri ayda ancak 382 YTL kazanıp 87 YTL vergi ödeyebiliyorlar, mobilya mağazaları ayda sadece 260 YTL kazanıp 62 YTL vergi verebiliyormuş.

Bu gerçeği anlı şanlı Gelir İdaresi Başkanlığı zerre kadar sıkılmadan, yani ‘Bu işte benim suçum ne?’ demeden açıklıyor.

Devlet adına vergi toplamakla yükümlü bu kadroların elini tutan mı var?Bunca yıldır devletin gelirini artırmayı, vergi kaçağını asgariye indirmeyi isteyip de siyasi iradenin engel olduğu hangi yasayı hazırlamışlar da reddedilmiş?

Tüm dünya bangır bangır ‘Sizin ekonominizin yüzde 60’ı kayıt dışıdır’ diye bağırıyor... ‘Kayıt dışı’ demek, kazandığını cebine atıp, bir kuruş vergi vermemek demek. Çalıştırdığın insanın sigortasını, vergisini yatırmayıp o paranın da üstüne oturmak demek. Kayıt dışı demek, silahsız soygun yapmak ama devletin maliyesi kendi işini yapmadığı için meydanda rahat rahat at oynatmak demek.

Sanmayınız ki yukarıda sözünü ettiğimiz utanç verici kazanç örneklerini ilk defa öğreniyoruz.

Tam tersine... Maliye her yıl bu tarihlerde bu bilgileri basına verir. Basın da sanki sadece suçlu kuyumcu, müteahhit, diş tabibi, avukat, doktor, mobilya taciri vs. imiş gibi ‘Ama sizin yaptığınız da ayıp değil mi?’ anlamına gelecek yayınlar yapar.

Peki ama onları yola getirecek olanlar nerede?

Hadi eski iktidarlar görevlerini yapmadılarsa sandık başında cezalandırıldılar diyelim... Ya bugünkü iktidar niçin ‘vergi kaçıranın yakasına yapışmaya’ kalkmıyor?

Onun yanıtını da Maliye Bakanlığı’nın eski müsteşarlarından Biltekin Özdemir, yaptığı bilimsel bir çalışmada özetle, ‘Bugünkü siyasal iktidar, yasaların eksiklerini düzeltmek yerine çıkar ve baskı gruplarının talepleri yönünde hareket etmiş ve mali gücün vergilendirilmesinden vazgeçmiştir’ diyerek veriyor.

Gerçekten bugünkü iktidarın, aslında yetersiz olsa da ekonomiyi kayıt altına almayı amaçlayan yasaları çiğneyenleri birbiri ardından çıkardığı yasalarda affettiğini dikkate alırsanız, balığın kokusunun nereden geldiğini kolay anlarsınız.