19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Cumartesi günü ne oldu/Ertuğrul Özkök/Hürriyet

 Hürriyet gazetesi Yayın Yönetmeni ve yazarı Ertuğrul Özkök'ün "Cumartesi günü ne oldu" başlıklı yazısı şöyle.... 


DIŞİŞLERİ Bakanı Abdullah Gül’ün önünde, bir Dışişleri yetkilisinin "çok gizli" notu duruyor.

Not şu cümleyle başlıyor:

"22 Temmuz günü, Irak Cumhurbaşkanı Talabani ile makamında görüştüm."

Kriptoyu gönderen kişi Türkiye’nin Bağdat Büyükelçiliği Mashalatgüzarı Büyükelçi Aydın Tercan.

* * *

Tarihe dikkat.

22 Temmuz Cumartesi günü.

Yani ABD Başkanı Bush’un çiftliğinden Başbakan Tayyip Erdoğan’ı aradığı gün.

Aynı gün, ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice da Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ü aramış.

Washington’da bir telaş olduğu belli.

İşte böyle bir günde Irak Cumhurbaşkanı Talabani de Türkiye’nin Bağdat Büyükelçiliği maslahatgüzarını makamına davet ediyor.

Bu görüşme ile ilgili bazı bilgiler basına yansıdı.

Buna göre Talabani, "Türkiye Irak’a girerse fena olur" mesajı vermiş.

Talabani, tabii ki Türkiye’nin Kuzey Irak’a girmesine taraftar değil.

Bunu Türkiye’ye bir kere daha söylemesinde şaşılacak bir yan yok.

Ama görüşmenin asıl nedeni, bu "bilinen gerçeği" tekrarlamak değil.

Türkiye’nin girmesine mani olacak birtakım mesajları vermek.

* * *

Ben kriptonun tamamını okumadım.

Ama maslahatgüzarın gönderdiği notta vurgulanan bazı mesajları öğrendim.

Bunların hangi üslupla, ne kadar somut biçimde verildiğini de bilmiyorum.

"Türk Dışişleri’nin algılaması" şöyle:

Talabani "Biz üzerimize düşeni yapacağız" dedikten sonra şu mesajı veriyor:

PKK’nın Kuzey Irak’taki faaliyetleri durdurulacak.

Bazı liderleri etkisiz hale getirilecek.

PKK’nın Kuzey Irak’taki bütün büroları kapatılacak.

Talabani böyle diyor ama, bölgenin hákimi olan Barzani bu konuda ne düşünüyor?

Talabani, maslahatgüzarla şu mesajı da gönderiyor:

"Bunları Barzani ile görüşüp kararlaştırdık. Yakında bunların somut işaretlerini de göreceksiniz."

Türk Dışişleri Bağdat’tan gelen mesajı böyle "algılıyor".

Yine de hepimiz biliyoruz ki, konuşan kişi Talabani.

Barzani bundan bir süre önce kendisi ile görüşen MİT Müsteşarı’na "Artık Kürt’ün Kürt’ü vurduğu dönem geçti" diyordu.

* * *

Dışişleri Bakanı Gül’ün önünde ikinci bir zabıt daha var.

Geçen cumartesi günü Rice’la yaptığı telefon görüşmesi.

Bu görüşme, zabıt haline getirilip Bakanlık arşivine konuldu.

Çünkü ilerde çıkarılıp Amerikalıların önüne konulacak.

O konuşmada Rice’ın kullandığı bir ifade dikkati çekiyor.

"Major efforts" göstereceklerini söylüyor.

Yani "büyük çaba" gösterecekleri sözünü veriyor.

* * *

Kısaca cumartesi günü Bağdat-Washington ve Bush’un çiftliğinde "alarm" durumu vardı.

O zaman şu soru akla geliyor:

Acaba cuma veya cumartesi günü ne oldu da, bu üçgende böyle "major" bir telaş yaşandı?

Bu sorunun muhtemel cevabı Fatih Çekirge’nin dünkü yazısında vardı.

Çekirge, biraz üstü örtülü ve çekingen biçimde şunu yazmıştı:

Bazı elit Türk birlikleri Kuzey Irak’a girdi ve "tertibat aldı".

Yani Türkiye’nin "ciddiyetini" ve "kararlılığını" gösterdi.

* * *

Şimdilik mesaj alınmış gibi görünüyor.

Zaten mantıklı olanı da budur.

Barzani ve Talabani’nin çıkarı bu bölgede Türkiye ile iyi geçinmektir.

Türkiye’nin menfaati de budur.

Bu ilişki biçimi yıllar boyunca iki tarafın da menfaatine çalıştı.

Şimdi PKK gibi, ileride Barzani ve Talabani’nin de başına dert olması kesin bir terör örgütü yüzünden bu "tarihi anlayışı" bozmanın kimseye yararı yok.
Hürriyet
Yayın Tarihi : 26 Temmuz 2006 Çarşamba 09:56:05
Güncelleme :26 Temmuz 2006 Çarşamba 10:05:59


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?