Cumhuriyet’in Mantığı... - Cumhuriyet Gazetesi

Nâzım Hikmet 'in 'Kurtuluş Savaşı Destanı', Homeros 'un insanlığa armağan ettiği destandan geri kalmaz; belki de daha aşkındır.

Tarihte her destan, bir gerçeğin şiirsel anlamını insan belleğine yazar.

Atatürk 'ü destansı kimliğinden soyutlamak olanaksızdır; o, tarihimizin güzelliği, uygarlığa atılım ve katılımın simgesidir. Ancak Cumhuriyet'in 81'inci yıldönümünü yaşadığımız bu mutlu günde AB'nin kapısının eşiğinde horlanırken biçimsel övgülerle bayramı geçirecek yerde, uygarlığın anlamını düşünmekte yarar var.

**

Avrupa uygarlığının bir tür siyasal örgütlenmesi anlamına gelen AB'ye Türkiye'nin giriş süreci üzerine çeşitli yorumlar yapılıyor. En az 10 yıldan başlayarak, on beş ve belki daha fazla bir zamana yayılan bu öngörülerin doyurucu bir yanı yoktur; ucu açık bir sonuca doğru yürürken elimize verilen yol haritası net değildir.

AB'ye giriş amacı bugün iç siyasetimizin ortaklaşa hedefi olmuştur.

Ancak bu uzun müzakere sürecinin 'müzakere' olup olmayacağı da tartışmalıdır; Türkiye'nin istenenleri yapmak durumunda, hatta zorunda olduğu söyleniyor.

Bu kapsamda Türkiye'nin çıkarlarını savunabilecek bir mantık, yöneticilerimizin ve kamuoyunun bilincine işlemiş midir?

Yoksa hatalı bir düşünce sistemi içinde miyiz?..

**

Batı'nın uygarlık tarihindeki konumu bellidir; Atatürk devrimi de bu 'Aydınlanma' gerçeğinin üstüne yükselmiştir.

Kuşkusuz yine uygarlığın kaçınılmaz gereği olan mantığın önkoşullarından birini hiç unutmadan bu uygarlığı değerlendirmek gerekiyor.

Avrupa 1919'da uygar değil miydi?..

Elbette o günkü dünyaya göre uygarlık haritası Avrupa'ya göre çiziliyordu.

Ama, bu uygar Avrupa, İstanbul'u ve Anadolu'yu işgal etmişti; 1920'den başlayarak biz Kemal Atatürk'ün önderliğinde bu Avrupa'ya karşı çıkıp savaşarak kurtuluşa kavuştuk.

Sevr Antlaşması uygar Avrupa'nın Anadolu üzerindeki isteklerini dile getirmiyor muydu?..

Elbette Sevr'i yırtarak Lozan'ı imzalarken de uygar Avrupa ile anlaşıyorduk.

Sonuçta uygarlığın 'Uygar Batı' nın her istediğine evet demek olmadığını Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş tarihi belgelemektedir.

*

Cumhuriyet'in 81'inci yılında uygarlığın anlamını daha gerçekçi biçimde algılamak zorundayız.

AB'ye girmek yolunda her şeyi tartmadan ölçmeden yerine getirmenin uygarlıkla bağdaşmayacağını içeren bir mantığı benimseyerek uygarlaşabiliriz.

81'inci yılda, bu mantığı dışlayıp, Cumhuriyet Bayramı'nı kutlamaya yönelirsek, 1923'ün gerçek anlamını ayaklar altına almış oluruz.

Cumhuriyet'in 81'inci yıldönümü ancak bu aydınlıkla kutlu ve mutlu olabilir.