Madem ki Ermenisin!

Yeniçağ gazetesi, yazarımız Hrant Dink’in 8 Ekim Cuma günkü yazısına tepki göstermiş. Eğer tepki sözü bunu açıklayabilirse… Zira Yeniçağ "Ermeniye bak!" diye başlık atmış.

Birgün gazetesinde bir çok yazar görüşlerini açıklıyor. Bu yazarların görüşleri kimi kez birbirine benzemiyor. Birbirine genel olarak benzer görüşleri paylaşanlar da her bir özel konuda aynı düşünmüyor, aynı şeyi yazmıyor. Hrant Dink’in başlığı yani "Hoş gidişler ola…" yarım cümlesi benim kulağımda da çok memnuniyet verici bir tını bırakmadı. Bana içindeki görüşlerin bir çoğuna katıldığım bu yazının kendisine en uygun bir başlık gibi gelmedi. Yazının başlığının meşhur türkü dolayısıyla Mustafa Kemal’i çağrıştırması, ardından yazıda eleştirilen, şu an içinde yaşadığımız statükoculuğu doğrudan Mustafa Kemal’in şahsına bağlıyor gibi bir izlenim uyandırması bakımından bence başlık tam oturmamış.

Oturmuş veya oturmamış yazarımız bu başlığı seçmiş. Yazının içeriği de Birgün’ün yayın ilkeleriyle tümüyle uyumlu demokrat bir bakış açısını sergiliyor. Bu yazıya gelen tepkiye bakın bir de… Doğrusu Kemalistlerden gelmedi. Şimdi evet bir takım Kemalist geçinenlerin son zamanlarda iyice can ciğer kuzu sarması oldukları ülkücü bir gelenekten geldi. Türkiye’de bu geleneğin yıllardır Kemalistler dahil her türlü solcu, ilericiye karşı kimlerle ittifak ettiği ise belli.



IRKÇI ENVERİZM

Ben Hırant Dink’in AB konusundaki coşkusunu da o denli paylaşmıyorum. Bence AB, örneğin "21. yüzyılın en büyük barış projesi"nden daha başka bir şey. Ama Hrant Dink’in yazısı bizzat varlığıyla bile bir ciddi tehlikeyi deşifre etmesi bakımından ne kadar mühim. İşte AB ile ne idüğü belirsiz bir müzakere vaadi bile Türkiye’deki demokrasi düşmanı düşünceyi ne kadar rahatsız ediyor.

Ve Hrant Dink elbette gayet değerli düşünceleri yanında sadece varlığıyla bile bu ülke için ne kadar değerli.

Demek bir Ermeni düşünür Türkiye hakkında fikir üretemeyecek… Demek özgürce fikrini söylerse hemen "Ermeniye bak" çirkinliğinin muhatabı olacak. Ondan sonra "bize haksızlık ediyorsunuz, biz ırkçı filan değiliz" diyeceksiniz. Çocuklarınıza "Mademki Ermenisin…" diye başlayan ırkçı, cinsiyetçi küfürler öğreteceksin. Sonra "Türkiye’de azınlıklar özgürce yaşayıp gidiyor, AB’ye ne oluyor" diyeceksin… Türkiye insanı, en başta da bu topraklara şu anki ismini vermiş olan Türkler AB zoruyla değil öyle olmaları gerektiği için her türlü ırkçılığa ve demokrasi düşmanlığına tepki göstermeli. Sonuna kadar demokrasi… Sonuna kadar hümanizm… İşte Türkiye’nin tek çıkış yolu…

Bir de hatırlatması şu "Hoş gelişler ola..." türküsü Mustafa Kemal’e sonradan adapte edilmiştir. Aslı Enver Paşa için bestelenmişti.

Hani şu Ermenisi, Türkü, Kürdü, Çerkezi milyonlarca yurt insanını haksız bir savaşta kırdıran maceraperest için. Padişaha damat olup bir anda bilmem kaç rütbe birden atlayıp general olan, Turancılık hayalleriyle ülkeyi batıran Enver… Kendisi gibi yatakta değil savaş meydanında general olan Mustafa Kemal’i vurdurmaya kalkan Enver… Yeniçağ editörü acaba gerçek düşünsel atasının kemikleri sızladı diye mi alındı?