22
Mayıs
2024
Çarşamba
ANASAYFA

Demirel, Japon turistlere... Mehmet Barlas - Posta

Demirel Japon turistlere her şeyi anlatsaydı, çok ilgi çekerdi…


Eminönü'ndeki Hamdi Restoran'a öğle yemeği yemek için giden Süleyman Demirel, o sırada yoldan geçen Japon turistlerle sohbet etmiş. Japonlara kendisinin kim olduğunu anlatmak için de İngilizce "Ben eski Başkanım" anlamına gelen "I am former President" demiş.
Tarihi yarımadaya Osmanlı ve Bizans tarihinin kalıntılarını görmek için gelen Japon turistlerin, Eminönü'nde Türkiye'nin demokrasi tarihine ait yapıtlardan biriyle karşılaşmaları ve üstelik bunun sesli olması, bu turistlerin çok şanslı olduklarını gösteriyor.
Dünyadaki tarihi mekanları ziyaret edenler, geceleri yapılan "Ses ve ışık" gösterilerine rastlamışlardır. Bunun en görkemlisini, Kahire'deki Giza piramitlerleri arasındaki gösteride izlemiştim.
Gecenin karanlığında piramitlerden biri gündüz gibi aydınlanıyor ve piramitten mesela 2'nci Ramses'in sesi geliyordu. Firavun izleyicilere kendi döneminde olup bitenleri ve piramidin yapılış öyküsünü anlatıyordu. Arkasından mesela Sfenks aydınlanıyor, o sırada Sfenks'in tanık olduğu olayları, Napolyon'un askerlerine "Tarih sizi izliyor" içerikli konuşmasına kadar Sfenks'in ağzından dinliyordunuz.

Ben eski başkanım
Bir ara bizim Sultanahmet'te de böyle bir gösteriye tanık olmuştum.
Sayın Demirel'in Eminönü'nde karşısına çıkan Japon turistlere kendisini "Ben eski Başkanım" diye tanıtması, aslında turizmde Türkiye'nin daha iyi tanıtımını amaçlayan çalışmalarda yeni bir ufuk açabilir.
12 Eylül 1980 askeri müdahalesi ertesindeki yaz, aralarında yabancıların da olduğu bir arkadaş grubuyla Mavi Yolculuk yapıyorduk. Ege kıyılarındaki antik harabelerden birini gezerken, bu yabancılardan biri bana, bu harabelerin tarihi ile ilgili sorular sormaya başlamıştı.
Ben de şöyle anlatmıştım:
-Burası eski Roma'nın bir kentiydi. Milattan sonra 3'üncü yüzyılda burada Konsül Ferros'la, General Cosmos arasında bir gerginlik olmuş. Sonunda Cosmos Ferros'u devirip, sürgüne göndermiş.
Bu anlattıklarımı yabancılarla birlikte Türkler de dinlemekteydi. Aralarından biri sözümü kesip, sordu,
-Bu Ferros'la Cosmos'u biz neden hiç bilmiyoruz?
Gülerek cevap vermiştim bu arkadaşıma:
-Ferros "Demir", Cosmos da "Evren" demek değil mi? Demirel'i Evren devirip, sürgüne göndermedi mi bu kolonide?

Ben iki kez devrildim
Süleyman Demirel Japon turistlere "Ben iki kez askeri darbeyle devrildim, sonra da defalarca Başbakan ve arkasından da Başkan oldum" diye serüvenini anlatsa, yakın tarihte Türkiye'de yaşanılanlar bunları dinleyen turistlere Ayasofya'dan, Sultanahmet Camisinden, Yerebatan Sarayı'ndan, Topkapı'dan daha ilgi çekici gelmez miydi?
Aslında yeni Turizm Bakanı Ertuğrul Günay bu konuya el atmalı.
Yaşayan ve demokrasi tarihimizin dönüm noktalarında önemli görevlerde bulunan politikacılarımız için, bunların serüvenlerinin İngilizce, Fransızca, Almanca, Rusça, Japonca dillerinde anlatıldığı kitapçıklar ve kasetler hazırlanmalı.
Örneğin Sayın Demirel bir daha Eminönü'ne gelip Japon turistlerle karşılaştığı zaman, bunlara Japonca yazılmış "Eski Başkan'ın Serüvenleri" kitapçığını verebilmeli.

En etkili tanıtım
Bunları okuyan Japonlar herhalde, "Hiroşima'nın ve Nagazaki'nin başlarına gelenler bile, Türk demokrasisinin başına gelenler yanında hafif kalır" diye hayretlere boğulurlardı. Bunları okuduktan sonra ülkelerine dönen Japonlar da arkadaşlarına "Mutlaka Türkiye'ye Eminönü'ne gidin. Orada bir canlı tarih var. Hamdi Restoran'ın kapısında yaşadıklarını anlatıyor. Dünyadaki en ilgi çekici tarih gösterisi bu" diye ülkemizin reklamını yaparlardı.
Eğer bu tanıtım modeli geliştirilirse, mesela Deniz Baykal yönetimindeki CHP'nin her seçimde nasıl iktidar olmak için değil ana muhalefet kalmak için canla başla siyasi mücadeleyi ve rejim kavgasını sürdürdüğü falan da, çeşitli dillerde kitapçıklaştırılabilir.
Abdullah Gül hakkında böyle bir çalışma yapmak içinse vaktin erken olduğunu söyleyebiliriz. Gül, Baykal kadar deneyimli değil. Sadece Başbakan ve Cumhurbaşkanı olabildi şimdiye kadar.

ŞAKA


Öğretmen başarısız olursa bakan ne yapar?
Milliyet'ten Bahar Atakan'ın haberine göre, meslek liselerinde öğrenciler başarısız olursa, bunun hesabı öğretmenlerinden sorulacakmış. Bir sınıftaki öğrencilerin yüzde 50'si sertifika alırsa öğretmen başarılı sayılacakmış.. Başarı oranı yüzde 50'nin altına düşerse öğretmen, okul yönetimince uyarılacak ve "Hizmet içi eğitim kursları"na yönlendirilecekmiş…
Bu model daha da geliştirilmeli.
Mesela öğretmenlerin yüzde 50'den fazlası başarısız olunca da Milli Eğitim Bakanı uyarılıp "Hizmet içi eğitim kursu"na gönderilmeli.

Mehmet Barlas - Posta
Yayın Tarihi : 3 Eylül 2007 Pazartesi 12:36:18
Güncelleme :3 Eylül 2007 Pazartesi 12:46:53


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?