30
Mayıs
2024
Perşembe
ANASAYFA

Demokratlık boyasının altındaki foya!

Kapatma davasında karar günü yaklaşırken kalemler keskinleşiyor.. Bunu da tansiyonu düşürelim diyenler yapıyor..

Hüküm verilmiş.. Merak ettikleri şu: Anayasa Mahkemesi ‘yargısal darbe’ye alet olacak mı olmayacak mı?

Yani ortada dava yok..

Darbe var..

Yaklaşım şöyle: Demokrasi mi kazanacak, demokrasi düşmanları mı?

Anayasa Mahkemesi AKP’yi kapatırsa demokrasi düşmanı olacak.. Demokrasinin temel kurumunu, olmazsa olmazını demokrasi düşmanı ilan edeceğiz..

Niye? AKP’yi kapattı diye!


*

Türban kararından sonra da böyle olmuştu.. Kimileri aramızdaki sözleşme bitti diye hukuksuzluğa çağrı yapmıştı.. Yine öyle mi olacak?

Aynı film bir kez daha mı vizyona girecek..

Anayasa Mahkemesi’ne okkalı bir yuh çekmeyen militarist mi ilan edilecek!

Bu nasıl demokrasi anlayışıdır!

Bu nasıl demokratlıktır!..

Demokrasi adına resmen terör estirilmeye çalışılıyor.. Aba altından sopa gösteriliyor.. Yok yok açık açık tehdit yağdırılıyor!


*

Şöyle bir kampanya da başlayabilir.. Anayasa Mahkemesi AKP’yi kapattıysa biz de Anayasa Mahkemesi’ni kapatalım..

Dava açıldığı günlerde bu istek seslendirildi.. Sonra tepelerden birileri, durun, frene basın demiş olacak ki hemen vazgeçildi..

Gelin kapatalım!

Anayasa Mahkemesi’ni ‘yargısal darbe’ye alet olduğu için lağvedelim.. Peki sonra ne olacak!

Benim hakkımı kim koruyacak?

Çoğunluğu alan, iktidara oturan at mı koşturacak! Azınlıkta kalanları, kendisi gibi düşünmeyenleri ezip geçecek mi? Böyle olursa.. Yarın iktidara gelen bir parti temel hak ve özgürlüklerimizi bile bir gece de kısıtlarsa.. Demokrasinin alanını iyice daraltmaya kalkarsa buna kim dur diyecek?

Benim, senin, onun hakkını, hukukunu kim koruyacak?

Meclis’in bir gecede çıkardığı yasa büyük mağduriyetler yaratıyorsa kime başvuracağız?

Polise mi?

Savcıya mı?

Askere mi?

Kime!

Demokrasilerde başvurulacak bir tek merci vardır yüksek yargı.. Anayasa Mahkemesi.. Temel görevi de parlamentodan çıkan yasaları denetlemektir.. Demokrasiden sapmalara izin vermemektir..

Biz ne yapıyoruz!

Demokrasiyi yaşatmak gibi ulvi bir misyonu olan kurumu daha şimdiden demokrasi düşmanlığı ile suçlamaya hazırlanıyoruz..

Ne adına!

Demokrasi adına..


*

Bu tavrın AKP’ye açılan kapatma davasını haklı veya haksız bulmakla bir ilgisi yok..

Bu tamamen demokrasi sorunu.. Benim gibi düşünmeyenler sesini kessin demek!

Anayasa Mahkemesi bile olsa! Ya benim gibi düşünecek ya da darbe yanlısı olacak..

Asıl bu bakış darbeciliktir..

Sivil darbecilik!

“Demokratik” totaliterlik!


*

Peki Başsavcı’nın iddiaları harfiyen doğruysa ne diyeceğiz?

AKP gerçekten laiklik karşıtı eylemlerin odağı haline gelmişse, çoğulcu değil çoğunlukçu bir rejim peşindeyse, demokrasinin alanı dışına çıkmışsa ne olacak!..

Öyle değil.. Bu iddialar palavra, AKP’yi kapatmak için yapılan tezgâh, hukuk dışı, demokrasi dışı müdahale isteği..

Tamam, dediğiniz gibi olsun.. Ama bir taraf da tersini söylüyor..

Durum buysa..

Kim karar verecek!

Karar mercii kim?

Ben mi, sen mi o mu?

Kim?

Demokrasi Anayasa Mahkemesi diyor!

Başka merci yok!


*

Orağı sallarken biraz dikkat edelim..

Çünkü yarın..

Yüksek yargıya..

Anayasa Mahkemesi’ne sizin de ihtiyacınız olabilir..

Mehmet Tezkan/VATAN
Yayın Tarihi : 25 Temmuz 2008 Cuma 10:07:33


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?