1
Mayıs
2025
Perşembe
ANASAYFA

DENİZ FENERİ VE POLEMİK

Deniz Feneri'nde yolsuzluk iddiaları adalet terazisinde tartılacağına, konu siyasi zemine kaydı. Bir medya patronunun açıktan hedef alınması, yaşadığımız tecrübelerin ışığı altında söyleyebiliriz, hiç "hayırlı" olmamıştır. Ayrıca, basın özgürlüğünü zedeleyen bir yönü de vardır. Çünkü, siyasi iktidarın, bazı yayınların yapılmasını önlemeye çalıştığı izlenimi doğabilir. Öte yandan, medya sahiplerinin, devletle ilgili işleri olmaması gerekir tezinin haklılığı da, bu ilişkilerde bir kere daha su yüzüne çıkmıştır. Unutmayalım ki, geçmişten bugüne kadar basınyayın gücünü ellerinde bulunduranlar, kendi çıkarları için iftira atmaktan kaçınmamıştır.
Almanya'da davası görülen Deniz Feneri yolsuzluğunun Tayyip Erdoğan ile bir irtibatı yok. Böyle bir irtibat kurmaya çalışan Deniz Baykal'dır. Uzakdoğu'daki tsunami felâketi üzerine, Başbakanlık adına açılan banka hesabına bu dernekten para yatırılmış olması, zaten Deniz Feneri'nin kuruluş amacına uygundur. Meselenin siyasileştirilmesi, maalesef, Kanal 7 yöneticilerine para aktarıldığına dair iddiaları da gölgeleyecektir. Oysa birçok soru var zihinlerde. Türkiye'deki Deniz Feneri faaliyetlerinde ön planda gör ünen Uğur Aslan'ın bu derneğin kurucusu ve yöneticisi olduğu sanılıyordu. Acaba, o kişi, bir görüntüden ibaret miydi? İlk günden beri, Deniz Feneri, Kanal 7 ile mi irtibatlıydı? Biri Almanya'da, diğeri Türkiye'de, aynı adı taşıyan iki derneğin varlığına niçin göz yumuldu? Yoksa kasten mi bu iki dernek aynı ismi aldı?
Dikkat: Tayyip Erdoğan Deniz Feneri'ni sahiplenir duruma düşürülmesine fırsat vermesin. Baykal, onu bu tuzağa çekmeye çalışacaktır.

Denizi geç derede boğulma

AK Parti, Şaban Dişli'yi sahiplendi mi, yoksa yalnız mı bıraktı, anlaşılamadı. Dişli, AK Parti'ye zarar vermemek için istifa etti. Ama, eksik adım attı:
1) Hâlâ AK Partili,
2) Hâlâ milletvekili; dolayısıyla dokunulmazlık zırhı sürüyor; iddialar araştırılamıyor.
Şaban Dişli'nin genel başkan yardımcılığından istifası, AK Parti'yi korumaya yaramadı. Evet... 1 milyon YTL, rüşvet olmayabilir. Belki de gerçekten, kredi mukabili bankaya teminat olarak gösterilen bir nakit söz konusudur. O zaman, bunun belgesi kolayca bankadan temin edilemez mi?
Bir yandan AK Parti önemli işler başarıyor: Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Ermenistan'la buzları eritmeye çalışması, Tayyip Erdoğan'ın Suriyeİsrail barış görüşmelerinde oynadığı rol; Ergenekon davası... dünyada ses getiren adımlar atılıyor.
"Denizi geç, derede boğul" ... işte tam da buna derler.

Nazlı Ilıcak / Sabah
Yayın Tarihi : 8 Eylül 2008 Pazartesi 10:01:24
Güncelleme :8 Eylül 2008 Pazartesi 10:34:06


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
tugba gunes IP: 81.213.64.xxx Tarih : 8.09.2008 23:54:53

NAZLI HANIM SIZI TEBRIK EDIYORUM BU ÜLKEDE ZATEN HER ZAMAN YAPILAN HER HAYIRLI VE GUZEL İŞİ BALTALAYAN GÖRÜNMEMESI İÇİN ELINDEN GELENI YAPAN BIR GRUP VARDIR.BUNUN ADI İSTER MEDYA OLSUN, İSTER SİYASETÇİ OLSUN, İSTERSE BUNLARIN YANDAŞI OLSUN BU TIP İNSANLAR HEP OLMUŞ VE OLACAK AMA BIZ TURK HALKI OLARAK BU INSANLARIN ÇİRKİN İFADELERİNE VE İFTİRALARINA KANMAYACAGIZ, ŞİMDİDE FAKİRİN EKMEGINE EL UZATTILAR, İNSANİ DUYGULARI YOK ETMEYE CALISIYORLAR. BU OLAYA BAKIŞ AÇINIZI KUTLUYORUM.


Tayfun YILDIRIM IP: 78.163.100.xxx Tarih : 9.09.2008 02:37:52

Bu şahıs gazetecimi yoksa medyum mu?İnanın yazısını okuyunca şaşırdım... Yazık valla,eger gazeteci ise bu yaşına kadar boşuna köşe vermişler buna,medyumluk yapsa TV ler de daha çok yakışır hemde tarot falına bakarsa reytingi de o biçim olur çünkü hayal gücü yüksek...


şahkulu IP: 88.248.49.xxx Tarih : 8.09.2008 15:08:05

Dinime söven müslüman olsa sayın ılıcak sizinde geçmişiniz pek parlak değil hani.