Derya Sazak - Milliyet Gazetesi
Prof. Mikdat Kadıoğlu, meteoroloji mühendisi, 'Açık Radyo'da cuma günleri 'Havadan Sudan' adıyla program yapıyor. Uzmanlığı gereği haftalık meteorolojik tahminlerde bulunmanın ötesinde küresel iklim değişikliğinin Türkiye üzerindeki etkilerine ilişkin gelecek analizleriyle dikkat çekiyor.
Kadıoğlu, İstanbul Teknik Üniversitesi'nde Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi'nde öğretim üyesi. Mastır ve doktorasını ABD'de yapmış. Maçkalı. Rahmetli Adnan Kahveci'nin hemşerisi ve Karadenizlilere özgü mizah yüklü üslubu var.
Bilim adamı olmanın gereği, Kadıoğlu'nun eleştirel görüşlerinin kamusal adreslerde yarattığı etki, yararlanma duygusundan çok, tepki ve karşıtlığı tetikliyor. Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü'nü hedef alan sözlerinden ötürü kendisine dava üzerine dava açılıyor.
Son olarak Çevre Bakanlığı 500 milyar liralık dava açmış.
Ortaçağ'da, hava tahmini yapmak 'cadı'lık sayılırmış. Kadıoğlu, 'Bizi de dava açarak susturmak istiyorlar' derken, günümüzdeki 'engizisyon' anlayışına tepki gösteriyor.
Prof. Kadıoğlu neyle suçlanıyor?
Dünyadaki çevresel tahribat karşısında, geçen yüzyılın son çeyreğinden itibaren bilim adamları, 'Gezegenimizi nasıl kurtarırız?' sorusuna yanıt arıyorlar. Artan nüfus, teknolojik gelişme ve değişim karşısında geçmiş uygarlıkların sonunu getiren çelişki bugün de insanlığı tehdit ediyor. Sümerler ve Maya uygarlığı, ileri tarım ve sulama tekniklerinin kurbanı olmuşlardı. İlerleme ve ekonomik büyümenin yanı sıra 'ekolojik' duyarlıkları gözeten yeni bir 'vizyon' oluşturmak şart.
Yükselen karbondioksit düzeyleri, artan sıcaklıklar, azalan su kaynakları, kaybolan balık yatakları derken dünya SOS veriyor.
Türkiye de küresel iklim değişiminin ve kirlenmenin etki alanında.
Göcek koylarını kaybediyoruz!
1 - 3 Eylül'de Ankara'da BM'nin düzenlediği 'İklim Konferansı' toplanacak. Prof. Kadıoğlu gibi meteoroloji uzmanlarını ağır tazminat davalarıyla baskı altında tutmak yerine, bu forumlara katılmaya özendirmek gerekmiyor mu? Mikdat Bey, 'Kurumun başında niye meteorolog yok?' diye sorunca dışlanıyor.
Türkiye, nükleer enerji santralları başta, bir dizi çevre sorununu tartışmaya açmak zorunda.
Prof. Kadıoğlu, meteoroloji istasyonlarındaki radar başta, teknolojik eksiklikler nedeniyle Türkiye'nin yeni Çernobil'lerden korunacak durumda olmadığını öne sürünce 'suçlu' oluyor.
Korkunun ecele faydası yok.
Olası kaza ve riskleri 'Her şey Allah'tan', 'Nazara geldik' diye geçiştiremeyiz.
Mikdat Kadıoğlu, Amerikalıların üniversitede duvara astığı Hz. Muhammed'in uyarısını yineliyor:
'Allah'a güven, ama deveni de bağla!..'
