Maliye Bakanlığına çağrı: 20 milyon yoksulumuz varken, kişi başına yıllık 2920 YTLlik "Maddi imkânlardan yoksun bulunma sınırı" düşürülmelidir.
Milliyet olarak, okula gidemeyen ya da gönderilmeyen kız çocukları için başlattığımız eğitim seferberliğinin bir ayağı da, ilk ve orta öğretimin sorunlarını değişik boyutlarıyla masaya yatırmak; aksayan ya da günümüz koşullarında artık geçerliliği kalmamış bazı kriterleri yetkililerin dikkatine sunmak.
Milli Eğitim Bakanlığının (MEB) 2005 - 2006 öğretim yılı devlet parasız yatılı ve burs sınavlarını 2. kez ele aldığım dünkü yazım üzerine, Milli Eğitim Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri Kenan Şahinden telefon geldi. Riyadda 1200, Medinede 800, Ciddede 400 ve Trablusta 120 olmak üzere MEBin Suudi Arabistan ve Libyadaki okullarında toplam 2520 Türk öğrenciye eğitim verildiğini belirten Şahin, bu okullara özel olarak çok önem verdiklerini vurguladı:
"O bölgede verilen eğitim sistemini ilke olarak kabul etmediğimiz için, o hükümetlerle karşılıklı eğitim alanında işbirliği anlaşmalarımız olmadığı için, oradaki Türk çocuklarının Türk okullarında eğitimine özel olarak önem veriyoruz. Batıda olsun diğer ülkelerde olsun Türk çocukları, oralardaki eğitim olanaklarından tümüyle yararlanabiliyor, ama Suudi Arabistan ve Libya için bu geçerli değil..."
Bazı okullar artık lüks!
Şahine, söz konusu okullardan bir bölümünün ENKA gibi inşaat şirketleri tarafından 80li yılların ortalarında, Türklerin o bölgede yoğun taahhüt işleri almaya başladıkları dönemde kurulduğunu anımsattım. Dönemin Başbakanı rahmetli Turgut Özalın icat ettiği "ortadirek" kavramını hatırlatarak, o dönemde Türkiyede geniş halk kitlelerinin oluşturduğu hatırı sayılır bir orta sınıfın bulunduğunu, ancak 90lı yıllarda ardarda gelen ekonomik krizlerle orta sınıfın maalesef büyük ölçüde eridiğini ifade ettim. 2001deki ekonomik krizle orta sınıfa son büyük darbenin vurulduğunu ve Dünya Bankasının son raporuna göre bugün Türkiyede nüfusun % 27sinin, diğer bir deyişle 20 milyon kişinin yoksulluk sınırında ve yoksulluk sınırının altında yaşadığına işaret ettim.
Maliyenin hesabı
Bu arada Maliye Bakanlığının da "Maddi imkanlardan yoksun bulunma" maddesine esas olan miktarı 2005 Türkiyesi koşullarına göre aşağı çekmesi lazım. Başvuru formunda "Bir ailenin yıllık gelir toplamından fert başına düşen net miktar, 2005 Mali Yılı için 2920 YTLyi geçmemesi gerekir" deniyor. MEB, Maliyenin M cetveline, geçim endeksine göre belirlenen rakamı ölçü alıyormuş.
Yine de benim itirazım, MEBin Riyad ya da Medinedeki okullarına değil, bu okullarda Türkiyedekinden çok daha iyi koşullarda eğitim gören çocuklarımızın, bir de devlet parasız yatılı ve burs imkanlarından yararlandırılmasına... Şahin ise "Türkiyenin koşulları değişti, ama oradaki koşullar değişmedi. O okulları ayakta tutmamız lazım, o öğrencilerin orada okumaları gerekiyor," diyor. Tamam, ama hiç değilse devletin kıt imkanları, başarılı yoksul öğrenciler için kullanılsın!
Fırsat eşitsizliği!
Şahine yurt dışındaki öğretmenlerimize ne kadar maaş ödendiğini sordum, "Bölge farkı gözetilmeksizin ayda 1350 dolar" dedi. Daha sonra görüştüğüm MEB Orta Öğretim Yurtlar ve Burslar Daire Başkanı Halis Koyuncuoğluna Türkiyedeki öğretmenlerin maaşını sordum: "Kıdemine göre 600 - 700, bilemediniz 800 YTLdir" dedi.
1350 dolar maaş alıp 30 öğrencilik sınıflarda ders veren bir öğretmenle 600 YTL maaşla yakıtı olmayan soğuk bir okulda 60 kişilik sınıflarda ders vermeye çalışan öğretmenin performansının aynı olması mümkün mü? Koyuncuoğlu, bu soruma "fırsat eşitliği açısından bakarsanız haklısınız" dedi.
Başvuru formu hatalı
Şahin de Koyuncuoğlu da yabancı uyrukluların, devlet parası yatılı ve burslarından yararlanmalarının kesinlikle söz konusu olmadığına belirttiler. Şahin "Başvuru formlarında bir yanlışlık var" derken Koyuncuoğlu da, "Sınavları yapan Eğitim Teknoloji Genel Müdürlüğümüz EĞİTEKin hatası olmuş" dedi.