23
Mayıs
2024
Perşembe
ANASAYFA

Direksiyon Cadısı - Melih Aşık / Milliyet

Bizim erkekler metroseksüel değil, otoseksüel imiş. Otomobili daha doğuştan hayatlarının merkezine koyarlarmış. Peki ya kadınlar? Onların otomobil ilişkileri de hayli karmaşık! Gazeteci arkadaşımız Şule Yücebıyık, "Direksiyon Cadısı" adlı kitabında "Kadın - erkek - otomobil" ilişkilerini hoş bir dille irdeliyor. Kadınların "Otomobiline bak, erkeğini al" değerlendirmesi de ilginç. Şöyle:
Alfa Romeo: Ateşli ve romantik bir âşık.
Audi: Zengin ama görgüsüz değil. Kültürlü.
BMW: Onunla birlikte olmanın dezavantajı sürekli diğer kur yapanlarla mücadele mecburiyeti.
Fiat: Kendi halinde, sadeliğinin gücüyle sizi kendisine âşık edebilir.
Ford: İşte âşık olunacak erkek, demek zor. Ama ideal koca adayı..
Mitsubishi: Macera sever tip.
Mercedes: İki tip Mercedes erkeği var. "Kıroyum ama para bende" tipi. "Çalıştım kazandım, kim tutar beni" tipi. İkisinden de uzak durmalı.
Opel: Kariyer sahibi erkek. Onun için önce iş, sonra aşk gelir.
Renault: Evcil erkek otomobili.
Peugeot: İyi eğitimli, birkaç dil bilen, entelektüel.

Başbakan Erdoğan ile Dışişleri Bakanı Gül, AB Müzakere Çerçeve Belgesi'yle ilgili birbirini tutmayan açıklamalar yapıyor. Demek ki, durumu kendi aralarında müzakere etmemişler...
Haldun Ertem


Zihniyet
Rahmetli Övül Tezişler'le yıllar önce Londra'nın bir mahallesinde yürürken direğe bağlı bir kâğıt dikkatimizi çekti. Üzeri şeffaf naylonla kaplanmış, imzalı mühürlü bir yazı. Övül baktı:
- Bu mahallede bir ev sahibi evine eklenti yapacakmış dedi, belediye mahalle sakinlerine izinleri olup olmadığını soruyor...
İstanbul Belediyesi, Göztepe ve Erenköy'de iki parkın içine 2.5'ar dönümlük cami kararı alıyor. Semt sakinlerinin haberi olmuyor. Demek ki İstanbul Belediyesi kentin dörtbir yanını özel mülkü ve siyasi yatırım alanı olarak görüyor. İşte saygılı - saygısız belediyecilik farkı...

Bir konferans da "Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemindeki emperyalistler" için yapılsın.
Türkiye'yi soykırım suçlaması ile yargılamaya pek meraklı olan Avrupa ülkelerinin, dönemin padişah ve yöneticilerine dava açmak yerine niye kucak açtıkları tartışılsın!
* * *
Kıbrıs'ı ver, Güneydoğu'yu bırak, soykırımı tanı. Avrupa Birliği'ne mi gireceğiz, Türkiye'den mi çıkacağız belli değil!
Akif Kökçe


Göre göre lades
"Başbakan Erdoğan, 17 Aralık'ta Brüksel'de alınan kararları eleştirenlere, "Siz bardağın boş tarafına bakıyorsunuz" diye kızıyor...
Bağımsız Milletvekili Emin Şirin, bardağa yakından bakmış:
- Bu bardağın dibi delik, diyor...
AB zirvesinden çıkan kararların 96 satırı Türkiye'ye ayrılmış. Emin Şirin, bu 96 satırda Türkiye'nin lehine sadece 2.5 satır bulmuş.
Diğer satırlar ya Türkiye'nin tam üyeliğini önlemeye yönelik manevralar ya da Türkiye'den istenen tavizlerle ilgili.
Sevgili okurlar... Ne Emin Şirin, ne CHP sözcüleri, ne bu satırların yazarı, Türkiye'nin AB'ye girişine karşıdır. İstediğimiz sadece Türkiye'nin AB'ye onuruyla girmesidir. Brüksel'den son çıkan karar ise, Türkiye'nin AB'ye katılmasını değil, elindekileri aldıktan sonra, katılmamasını sağlamaya yöneliktir."
* * *
Yukarıdaki satırlar bu sütunda 23 Aralık 2004 tarihinde, yani Brüksel Zirvesi'nden 6 gün sonra yayımlandı.
Bir de şu cümleyi okuyalım:
"Türkiye, Ankara Anlaşması'nı AB'ye yeni katılan 10 ülkeyle imzaladığı anda Kıbrıs'ı tanımış olacaktır. O imzanın tanıma anlamına gelmeyeceği açıklamaları, Türk kamuoyunu teskin etmeye yönelik bir manevradır."
Bu cümle de 18 Aralık tarihli, yani Brüksel zirvesinden bir gün sonraki yazımızdan...
Bir yazar için "biz yazmıştık" demek şık değildir. Ayıptır. Ama bazen zorunlu oluyor. Brüksel zirvesinin ertesinde gazetelerimizdeki köşe yazılarını internetten kolayca bulabilirsiniz. Göreceksiniz ki, olay yukarıdaki yazılarımızda yansıtıldığı gibi gayet açık olmasına rağmen Brüksel'e giden medya ekipleri o günlerde hezimeti zafer gibi göstermiş, gerçekleri halktan gizlemiştir. Siz hezimeti sineye çekince karşı taraf cesaretlendi, bindirdikçe bindirdi. Bugünkü sonucu AB değil, taviz vere vere kazanç sağlayacağını zanneden iktidar ve şakşakçıları hazırladı...

Türk kapkaççılar çanta, Avrupalı kapkaççılar Kıbrıs peşinde...
Arman Salepçi
* * *
Cumhuriyet çocukları tarih oldu...
Karen Fogg çocukları, Sorosçu çocuklar, Salkım Hanım'ın çocukları at oynatıyor artk memlekette.
Arif Ayhan


Son dakika golü
CHP Milletvekili Şükrü Elekdağ: "AB cambaza bak oyunu oynuyor, uyanalım" diyor. Nedir oyun? Avusturya "imtiyazlı ortaklık" dayatması yaparak dikkati buraya çekiyor. Son dakikada "imtiyazlı ortaklık" talebi geri çekilecek, bizimkilere "Yaşasın 3 Ekim yolu açıldı" diye bayram ettirilecek.
Oysa belli ki müzakere belgesi çok ağır şartlarla dolu. Avusturya'nın son dayatması bu ağır şartları gözden kaçırıyor.
Kaldı ki, "serbest dolaşım" gibi haklar ortadan kaldırıldığı için tam üyelik zaten hayal. Öngörülen zaten imtiyazlı ortaklık. Hatta imtiyazsız ortaklık. Kolay oyuna geliyoruz.

 

Melih Aşık / Milliyet
Yayın Tarihi : 2 Ekim 2005 Pazar 11:52:16


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?