20
Mayıs
2024
Pazertesi
ANASAYFA

Dua ile karın doymaz!


İKTİDARIN, suni olarak yaratmak istediği iyimser havaya inanmadığımız ve zaman zaman bunu yazdığımız için bize "münafık" diyorlardı. Dediler de ne oldu?

Ülkenin büyük bölümünde işler durdu. Her yerde esnaf kan ağlıyor. Ekonomideki sıkıntı, özellikle küçük işletmecileri perişan etti.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri bile küçük esnafa ait işyerlerinde kapanma oranının yüzde 255 arttığını gösteriyor.

Başta pirinç olmak üzere gıda maddelerinde büyük fiyat artışları var.

Piyasalar karmakarışık... Ödemelerde tahsilat sorunu yaşanıyor.

Esnaf bitme noktasında. Ekonomide belirsizlik artıyor. İşsizlik büyük boyutlarda...

Yüzde 46.7 oya rağmen, vatandaşın ağlayan halini... Artan fukaralığı... İşsizliğin yarattığı çöküntüyü... Kepenk kapatan esnafın perişanlığını gördükçe içimiz sızlıyor. Oysa beyefendiler hálá pembe tablolar çiziyorlar. Kişi başına düşen milli gelirimiz 9 bin dolar olmuş, yakında 10 bin doları aşacakmış, falan filan...

Oysa gelir paylaşımında da, vergi dağılımında da büyük adaletsizlik var. Toplam vergilerin yüzde 70’inden fazlasını fakir fukara halk ödüyor.

Devletin vergi gelirlerinin büyük bir bölümü borç faizlerine gidiyor. Bu da yatırımları baltalayıp, işsizliği ve fukaralığı artırıyor tabii.

Büyük işler başardığını iddia eden yönetim, mali ve siyasi konularda yaptığı icraatı doğru sanarak, ülkeyi 9 ayda sorunlar yumağına çevirdi. Seçimden sonra geldiğimiz nokta bu.

Sorunu öğrenmeden, problemin ne olduğunu anlamadan onu çözemezsiniz. Teşhis olmadan tedavi de olmaz. Dua ile karın doymuyor!

* * *

Eski çağların kahramanları zenginlerden alıp fakire verirlerdi. Kitaplar, filmler, temsiller, bu tür halk kahramanlarının öyküleriyle doludur. Fakat günümüzde durum değişti. Artık zamanımızın kahramanları(!) fakirden alıp zengine veriyor.

Doğrudan vergiler azalınca dolaylı vergilere yönelmek klasik bir çare. Bütçe açığını kapatmak için dolaylı vergilere yüklenilince, fakir fukaradan toplanan paralar, zenginlere verilmiş oluyor.

Bir vakitler değerli bir büyüğümüz, "Ben zengin severim" dememiş miydi? Bugün iktidar koltuğunda oturanlar da, eski dönemin başbakanı rahmetli Özal gibi zengini seviyor.

Fakire nohut, mercimek dağıtıp oyları al, yandaşlarına, tarikatçılara, şakşakçılara devletin ballı ihalelerini ver, yeni milyarderler yarat. Sistem bu... "Altta kalanın canı çıksın!"

Zaman zaman işsizlik oranının azaldığı iddia ediliyor. Nasıl oluyor bu, bilemiyoruz.

"Bal, bal" demekle ağız tatlanmayacağı gibi "İşsizlik azaldı" demekle de işsizlik azalmıyor. Fakat bu yalana inananlar da var tabii. Biz zaten millet olarak yalanı severiz.

* * *

Sürekli medyayı eleştiren siyasiler, konuşmayan, düşünmeyen, tartışmayan bir Türkiye istiyorlar anlaşılan.

Peki, ülke sorunlarını konuşmayıp, tartışmayıp ne yapacağız? Hep içimize mi atacağız?

Adamın biri bara gidip içkisini söylemiş. Bir iki duble attıktan sonra yanındakine dönmüş: "Yahu şu kapatma davası var ya..." derken, barmen hemen araya girmiş:

"Patronun emri efendim. Bu barda politika konuşulmaz, lütfen!"

Adam bu defa tam, "Fenerbahçe’nin Avrupa maçları" diyecekken, barmen yine atılmış:

"Bu barda futbol da konuşulmaz. Patron kızıyor!"

Adam, kafayı bulduğu için rahatça sormuş:

"Peki, bu barda seks konuşulur mu?"

"Konuşulur efendim..."

"O halde senin de, patronun da, anasını avradını..."

RAHMİ TURAN/HÜRRİYET
Yayın Tarihi : 20 Nisan 2008 Pazar 09:01:53


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?