Birkaç gündür kamuoyu eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Hilmi Özkök’ün Ankara turunu ve sözlerini tartışıyor. Emekli general beklenmedik bir anda ortaya çıkıp “âkil adam arayışını” dile getirdi, Ergenekon konusunda “kafa karıştırıcı” beyanlarda bulundu ve sanki şu andaki Genelkurmay Başkanıymış gibi Çankaya Köşkü’nde ağırlandı.
Paşanın en önemli sözü ise “Darbe vardır ya da yoktur diyemem” cümlesi oldu. Doğal olarak herkes bunu “Paşa aslında darbe girişimi olduğunu doğruluyor” şeklinde algıladı. Zaten başka türlü algılanması da mümkün değil.
Ancak bu cümle bana göre aslında Özkök’ün içinde bulunduğu açmazdan dolayı sarf edildi. Çünkü eğer Özkök “Evet darbe girişimi vardı” dese sorumlu olacaktır. Eğer iddia edildiği gibi böyle bir niyet varsa ve Özkök de bunu biliyorsa, dönemin Genelkurmay Başkanı sıfatıyla soruşturma açması ve sorumluları askeri mahkemeye göndermesi gerekecekti. Yani bir darbe girişimi olduysa Özkök görevi ihmal etmiş duruma düşer. Daha da kısası Özkök bu durumda suçlu olacaktı.
Buna karşın Özkök, “Böyle bir girişim olmadı” deseydi bu kez tutuklanan emekli orgeneraller hakkındaki iddiaların büyük bölümü çürümüş olacaktı. Özkök bunu yapmak istemedi. İşte mesele de bu zaten.
Gözlediğim kadarıyla Özkök bir taraftan kafa karıştırırken diğer taraftan da zamanında kendisine diş bilediklerini düşündüğü eski silah arkadaşlarından intikamını alıyor.
Şener Eruygur ve Hurşit Tolon ile diğer pek çok generalin Özkök’ün Genelkurmay Başkanı olduğu dönemdeki yönetiminden fevkalade rahatsızdı. Bunu çeşitli vesilelerle dile de getirmişlerdi. Hatta bazı komutanların aralarında konuşurken Özkök’ü “İsmail Dümbüllü”ye benzettikleri de söylenir.
Özkök’ün Fethullah Gülen tarikatına çok yakın olduğu hatta Gülen’in “Özkök Paşa gelince rahatlarız” dediği kamuoyunda da yankı yaratmıştı. Erdoğan’ın da Özkök’e “Hocam” diye hitap etmesi ise zaten işin tuzu biberiydi.
Şimdi şartlar Özkök’ten yana. Üzerine hiçbir sorumluluk almadan dilediği gibi konuşuyor ve AKP yandaşlarına malzeme veriyor. Belki de “Benim cumhurbaşkanlığıma karşı çıktınız, şimdi bedelini ödeyin” demek istiyordur.
*****
İddianamenin gecikmesi
Ergenekon iddianamesi dün açıklanacaktı, yine ertelendi ve pazartesiye kaldı. Şimdi bazıları “İddianame fos çıkacak, bir türlü yazamıyorlar” yorumunu yapacak.
Bana hiç öyle gelmiyor. Bu bir psikolojik savaştır. İddianame yazılmayarak tartışmanın ve spekülasyonların sürmesi sağlanıyor sanki.
Öyle sanıyorum ki iddianame çok çarpıcı olacak. İçindekilerin belki hukuken geçerliliği olmayacak ama kamuoyunun zihninde bir dehşet tablosu yaratılacak. Kafa karıştırıcı ayrıntılarla ve telefon kayıtlarıyla insanlar zora sokulacak.
Nitekim AKP’li medya bile “iddianame zayıf olabilir, ama ne fark eder, önemli olan kamuoyunun zihninde oluşan imajdır, halk bu isimlerin darbeci olduğuna zaten inanmaktadır!” diye yayın yapıyor.
Yani iddianame artık o kadar önemli değil, önemli olan bunun kamuoyuna yansıtılma biçimi.
*****
Kurtlar Vadisi’nde bunlar anlatılmıştı
Amerikan Konsolosluğu’na yapılan saldırıdan hemen sonra “Bu olayı da Ergenekon’a bağlamak isteyeceklerdir. Ama Amerikan Büyükelçisi’nin ‘Bunun Ergenekon’la ilgisi yok’ açıklaması bu iddiayı baştan çürüttü” demiştim. Yine de içimdeki bir his, daha doğrusu bir ay kadar önce dönem tatiline giren Kurtlar Vadisi adlı diziden aldığım izlenim, “Eninde sonunda bu işi Ergenekon’a bağlamak isteyeceklerdir” diye düşündürüyor.
Çünkü Kurtlar Vadisi dizisinin son bölümleri şu anda yaşadığımız herşeyi adeta bire bir anlatıyordu. Dizide İskender Büyük adıyla anılan, Veli Küçük ya da Şener Eruygur yerine koyabileceğiniz kişi aynı zamanda Güneydoğu’daki Hizbullah’ı da kontrol eden kişi olarak gösteriliyor. Ve bu kişi bazı olaylarda Hizbullah’ın tetikçilerini kullanarak suçu sanki dinciler işlemiş gibi göstermeye çalışıyor.
ABD Başkonsolosluğu’nun saldıranlar öldürüldü. Yakalanan kişiler “Biz emri Ergenekon’dan aldık” diyebilir pekâlâ. AKP’li medyayı izleyince bu görüşün gerçekleşebileceğini hissediyorsunuz. Çünkü aynen bunu yapmaya başladılar bile.
*****
Tavşanın kaçışı
Günümüze uyar mı bilemem, yorumu siz yapın:
Tavşan, nefes nefese ormandan kaçarken aslan durdurmuş ve “Hayırdır tavşan kardeş, bu ne telaş, nereye koşuyorsun” diye sormuş. Tavşan bir an soluklanıp tekrar koşmaya hazırlanırken “Duymadın mı ormandaki tüm filleri hadım ediyorlar,onun için kaçıyorum” cevabını vermiş. Aslan şaşırarak “Madem filleri hadım ediyorlar sen neden korkup kaçıyorsun?” diye sormuş. Tavşan cevaplamış: “O karışıklıkta fil olmadığımı kime nasıl anlatabilirim ki?”
*****
Sorulması gereken asıl soru
Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek sanıyorum zor günler yaşıyordur. Kamuoyuna “darbe günlükleri” olarak sunulan bilgisayar kayıtları konusunda, herhalde askerliğin verdiği bir ketumlukla zamanında gerekli açıklamaları yapmadığı için şimdi pişmandır.
Bunun üstüne bir de iki oğlunun Erdoğan’a çok yakın olduğu bilinen Çalık Grubu ile ilişkilerinin ortaya çıkması işin tuzu biberi oldu.
Ancak eşinin bir belediye ile olan sorununun Başbakan Erdoğan tarafından çözülmesi konusunda haksızlık yapıldığına inanıyorum. Çünkü anlatıldığı kadarıyla olay şöyle gelişiyor:
Özden’in eşinin bir binası var. Bu belediye tarafından alınıyor ancak değeri üzerinden ödeme yapılmıyor. Başbakan, Özden’in Donanma Komutanı olduğu dönemde Gölcük’e geliyor. Verilen resepsiyonda Erdoğan, Özden’in eşinin yanına gidiyor ve “Bir bina ile ilgili sorununuz varmış” diye soruyor. Özden’in eşi de doğal olarak durumu anlatıyor. Bir hafta sonra da sorun çözülüyor, gereken ödeme yapılıyor.
Burada sorun şudur: Bir belediye başkanı, bir asker eşiyle olan para konusunu neden Başbakan’a iletir? Bu sorunun cevaplanması gerekir. Eğer sorun çözülecek gibiyse neden Başbakan’ın talimatı beklenir?
Anlaşılıyor ki AKP teşkilatı, Başbakan’a her konuda bilgi veriyor. Başbakan bunları not alıyor ve fırsatını bulduğunda bunu muhatabına karşı kullanıyor.
Sonra da tam zamanı olduğuna inandığı bir sırada bu bilgiyi sızdırıp “potansiyel olarak tehlikeli gördüğü” kişiyi köşeye sıkıştırıyor.
*****
Az bildiğimiz bir şeyden kuşkulanmayız. Ama bilgiyle birlikte kuşku da artar.
Goethe
BU emekli paşa’nın İNTİKAM turu değil ? Bu işten nasıl yırtarım turudur Bay ATAKLI Bu işi ancak ERGENEKON SAVCILARI Çözer ? ÖZKÖK PAŞA suçluluk psikozu içinde Şaşırmış ne dediğini bilmiyor ! Sağa sola ÇAMUR atmak, kendini kurtarmak istiyor ama nafile ! Çabalarken Batıyor ! Artık iyiden iyiye beli oldu , Eski Genel Kurmay Başkanı HİLMİ ÖZKÖK , görevini KÖTÜYE kullanmaktan ,Hakkında SORUŞTURMA açılmalıdır ?? ÖZKÖK PAŞAMIZIN bence Korku sardı eteklerini ! ÇANKAYA’NIN GÜL’Ü ile görüşmeler Çok soruları akla getiriyor ! Öyle Sanıldığı gibi SAMİMİ geçmemiştir ? Eğer YENİ AKTÜEL’ in HABER doğru ise ki Bu haber ÖZDEN ÖRNEK PAŞAN’NIN GÜNLÜĞÜNÜN bir başka Versiyonu gibi geldi Bana ! ! ÖZDEN ÖRNEK Paşa’nın bugüne kadar neden, GÜNLÜKLER hakkında ifadesi alınmamıştır ! Bu soruların cevabı da verilmelidir ?! Amma, Görülecektir ki tüm bunların birileri tarafından, Muhteva aynı ama değişik üsluplar halinde SENERYOLAR oluşturularak piyasaya sürülmekledir , ! Sürekli, BASKI OLUŞTURMA gayretleri PSİKOLOJİK baskı kurulmaktadır Öyle hal aldı ki bu tür Senaryolarla sapla saman biri birine karıştı. ? Asıl amaçta esasta budur ??! Bu Ergenekon Soruşturmasında, Bir veya birden fazla GENEL KURMAY BAŞKANI, aday olduğunu ? ancak , İlahların, YAŞAR BÜYÜKANIT paşayı istediğini yazmıştım !TOLON PAŞA’NIN Oğlu’nun evinde bulunan, YAŞAR BÜYÜKANIT ilegili belgeler meğer, ,Paşa’nın KULAĞI ile ilgili bir rapormuş ! Millet neler yazdı, bu belge ilgili ? Bu çırpınışlar onun için, olabilir dikkatli olmak lazım ? Aslında, Sorgulanması gereken, kişi, HİLMİ ÖZKÖK paşadır? Çünkü, Maden, Böyle bir yapılanma var idi ve kendileri bunu izletiyorlarsa, Neden İŞLEM yapılmadı ? Bizzat JGK ŞENER ERUYGUR ,Paşa'ya Genel kurmayda, DARBE hazırlığında olduğunu söyleyen bir genel kurmay Başkanı, ? O kişi'yi neden, Görev'den almaz ?? Ya da Hakkında YASAL işlem başlatmaz ?! Bunu anlamak Mümkün değil ! Şimdi ÖZKÖK PAŞA’ YA , DARBE girişimleri var mıydı diye Soran MİLLİYET Yazarı , FİKRET BİLA' ya " VAR DA DİYEMEM, YOK DA DİYEMEM" şeklinde KIVIRMASINA anlam vermek gerçek hafızaları zorluyor !