18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Emin Çölaşan-Hürriyet Gazetesi

Atatürk bugünleri mi görmüştü?



AB konusunda basında tartışmalar yapılıyor. Bazıları ısrarla şunu savunuyor:

‘Atatürk, AB için evet derdi... Çünkü Atatürk, çağdaş uygarlığı yakalamak isteyen bir önderdi.’

Atatürk Türkiye’yi kurtarmış, yönetmiş büyük bir devlet adamı. Ölümünün üzerinden tam 66 yıl geçmiş ve AB konusunda ismi devreye sokuluyor!

Atatürk, AB için -ilkesel açıdan- belki ‘evet’ derdi; ama Türkiye Cumhuriyeti’ne hiçbir ülke, hiçbir kuruluş önünde böyle takla attırmazdı... Çünkü o, ülkesinin şeref ve haysiyetine sahip çıkan bir devlet adamıydı.

Taaa subaylığından, paşalığından, savaş meydanlarında geçen yıllarından, Cumhurbaşkanlığı döneminden ele alıp öldüğü güne kadar inceleyin...

Acaba ülkesini yabancılar karşısında bir gün olsun küçük düşürmüş mü? Bir kez olsun onların emrine, güdümüne girmiş mi?

***

Başkent Üniversitesi tarafından yayınlanan çok güzel, öğretici bir dergi var. Bütün Dünya. Son sayısında Atatürk’ün 6 Mart 1922’de TBMM’de yapmış olduğu konuşmadan bir alıntıyı bize aktarıyor:

‘Efendiler! Avrupa’nın bütün ilerlemesine, yükselmesine ve medenileşmesine karşılık Türkiye tam tersine gerilemiş ve düşüş vadisine yuvarlanmıştır.

Artık vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa’dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa’nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri Avrupa’dan almak gibi birtakım zihniyetler belirdi.’

Şimdi çok dikkatle okuyunuz:

‘Halbuki hangi istiklal (bağımsızlık) vardır ki, ecnebilerin nasihatleri ile, ecnebilerin planları ile yükselebilsin?

Tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir.’

Ne güzel söylemiş. Tam isabet.

***

Çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmak ayrıdır, bu kılıflara bürünüp ülkeyi yabancıların emir ve direktifleri doğrultusunda bir yerlere sürüklemek, hatta yarı sömürge durumuna düşürmek ayrıdır.

AB’ye girelim. AB’nin olanaklarından yararlanalım. Çağdaş uygarlık düzeyine ulaşalım.

Ama kendimizi böyle ezdirerek, küçülterek, onların kapılarında yalvararak, borsa-döviz-faiz beklentileriyle değil.

Biz ne yazık ki bunu yaptık.

İşte, adamların hazırladığı son İlerleme Raporu elimizde. İçinde öyle şeyler var ki, yenilir yutulur lokma değil.

Türkiye Cumhuriyeti bu durumlara düşmemeliydi... Çünkü hiçbir ülke, AB karşısında bunları yaşamadı.

Evet, hepsi için bazı koşullar vardı; ama bizim karşımıza çıkarılanlara benzemiyordu.

***

Recep Tayyip Erdoğan bundan kısa süre önce aslanlar gibi (!) kükrüyordu:

‘AB bizim içişlerimize karışamaz. AB bizim için olmazsa olmaz değildir.’

Şu son rapor, içişlerimize ve her şeyimize ne ölçüde karıştıklarının somut belgesi ve göstergesi.

Yeni azınlıklar icat edilmesinden patrikhaneye, MGK’dan dokunulmazlıklara, basın kanunundan ekonomiye kadar her alanda elleri, kolları var.

Açıktan, resmen karışıyorlar ve karıştırıyorlar.

Bunu da geçtik, rencide ediyorlar.

Türkiye’yi yönetenler bunları bilmiyor mu, görmüyor mu? Elbette biliyorlar, görüyorlar ama sesini çıkarabilen yok!

Dahası var ve en büyük tehlike yolda:

Bu süreç giderek dozunu artıracak. Üyelik müzakereleri başladığı zaman karşımıza korkunç istekler ve talepler gelecek.

O zaman ne yapacağız? Daha doğrusu, hükümet o zaman ne yapacak?

Hükümeti falan da bırakın bir yana, Türkiye Cumhuriyeti -hiç ummadığımız kurumların bile teslim bayrağını çekmiş olduğu bir ortamda- daha ne durumlara düşürülecek?

***

Devlet adamlarının, filozofların sözleri vardır, yüzyıllar önce söylenmiştir; ama günümüzde de geçerlidir, hep örnekler verilir.

Mustafa Kemal Atatürk yukarıdaki sözleri bundan 82 yıl önce söylemiş. Ama günümüzde de tümüyle geçerli. Bugün aramızda olsaydı, şu yaşadıklarımız, el kapılarında yalvarıp yakarmalarımız, verdiğimiz yüz kızartıcı ödünler, düştüğümüz şu durumlar karşısında acaba ne hissederdi? Bence utanırdı...

Çünkü ‘Hangi istiklal vardır ki, ecnebilerin nasihatleriyle, planlarıyla yükselebilsin? Tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir’ diyebilen, günümüzde fazla örneği bulunmayan yiğit-onurlu devlet adamıydı.

EMİN ÇÖLAŞAN - HÜRRİYET GAZETESİ
Yayın Tarihi : 9 Ekim 2004 Cumartesi 10:02:11
Güncelleme :10 Ekim 2004 Pazar 01:35:41


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?