22
Mayıs
2024
Çarşamba
ANASAYFA

Erdoğan ile Gül ve üslup farkları/Mehmet Barlas/Sabah

Rahmetli Kemal Ilıcak'la 1980'lerin başında sohbet ediyorduk. Kemal Ilıcak Süleyman Demirel'i de, Turgut Özal'ı da yakından tanıyan bir kişiydi. Ona "Demirel' le Özal' ı karşılaştırsana" deyince şu cevabı almıştım: 

- Süleyman Demirel' e ülke sorunları üzerinde bir soru sorunca, ceketinin göğüs cebinde taşıdığı Anayasa' yı çıkartır. Sorduğun soruya ilişkin Anayasa maddesini bulup, sana okur. Sonra konuya girer. Turgut Özal' a benzer bir soru sorduğunda ise, Turgut Bey, ceketinin göğüs cebinde taşıdığı hesap makinesini çıkartır. Onunla birtakım işlemler yapıp bir sonuca vardıktan sonra, sorduğun sorunun cevabını verir. 

Hem Ecevit'in hem Demirel'in kabinelerinde bakanlık yapmış olan Korkut Özal'a "Ecevit' le Demirel' i karşılaştırır mısınız" dediğimde de şu - cevabı almıştım: 

- İkisinin de başbakanlığı döneminde piyasada margarin sıkıntısı olmuştu. Başbakan Ecevit' e gidip sorunu anlattığımda, bana Trakya ayçiçeği üreticilerinin sorunlarını, ülkenin genel gidişi üzerindeki düşüncelerini anlattı. Uzun uzun konuştuk. Ama margarin yokluğuna hemen çare olacak bir çözüm üretilmedi o görüşmemizde. Daha sonra Demirel' in başbakanlığında da margarin sıkıntısı olduğunda ona durumu yansıttım. Hemen telefona sarılıp Merkez Bankası' nı aradı ve margarin ithalatının sağlanması için döviz tahsis edilmesi talimatını verdi. Arkasından Ticaret Bakanı'nı arayıp, margarin ithalatçısı firmaların harekete geçirilmesini istedi. Demirel' in yanından ayrıldığımda sorun çözümlenmişti.

ERDOĞAN VE ERBAKAN 

Şimdiki Başbakan ve muhtemel cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ı geçmiş başbakanlarla karşılaştırmak istediğimde, hem onunla hem de eskilerle çalışmış kişileri bulmak kolay değil. Çünkü Erdoğan da, kadrosu da yeni isimler. Belki onların bazıları, daha önce kabinesinde çalıştıkları Necmettin Erbakan'la Erdoğan'ı karşılaştırabilirler. Ama herhalde bunu yapmaktan kaçınırlar. 

Galiba bugün yapılabilecek karşılaştırma, Tayyip Erdoğan Çankaya'ya çıktığında Başbakan olacağı kesin gibi görünen Abdullah Gül ile Erdoğan'ı mukayese etmektir. Bu karşılaştırmayı son beş yıldır bu iki ismi izleyen herkes yapabilir. 

Erdoğan çalışkan, takipçi bir kişiliğe sahip. Sadakat ve kadroculuk ise, onun hakim nitelikleri arasında... En yoğun baskılara rağmen kadrosunun üyelerini feda edemiyor. İstanbul Belediye Başkanı olduğu dönemdeki kadrosunun bazı mensupları şimdi bakan. O dönemin belediye görevlileri, şimdi devlet kurumlarının başında. Erdoğan aynı zamanda fevri, çabuk sinirlenen bir kişi. Bazen verilmemesi gereken sözlü tepkiler Erdoğan'ın ağzından kolaylıkla çıkıyor.

SÜRAT VE MARATON 

Erdoğan'ın bu arada hesaplı davranışlar sergilediğini de gözlemlemek mümkün. Gereksiz kavgalara girmiyor, güç dengesinin aleyhinde olduğunu hissettiği zamanlarda, geri çekilmesini biliyor. Kurumlarla kavgadan dikkatle kaçınıyor. Hedefine ulaşmanın zamanını erteleyebiliyor. 

Abdullah Gül ise, Erdoğan'a oranla sürat değil maraton koşucusu görüntüsü vermekte. Nefesini tutup, aynı tempoda koşusunu sürdürüyor. Çok az sinirleniyor, çok sık tepki vermiyor. Başbakan olduğu takdirde bugünkü bakanlardan hangilerini kabinede tutacağını kimse kestiremiyor. Abdullah Gül'ün de bir takımı olduğu biliniyor. Ama bu takım anlayışının Erdoğan'ınkinden farklı olduğu da biliniyor.
Abdullah Gül başbakan olduğunda Erdoğan'ın başlattığı projelere herhalde devam edilecek. Ama daha sakin bir süreç olacak bu.
Gül Cumhurbaşkanı olur ve Erdoğan başbakan olursa, nasıl bir görüntü ortaya çıkar bilemiyoruz. Bunun için 18 Nisan'ı, yani Cumhurbaşkanı adayının açıklanacağı günü beklememiz gerekiyor.
Mehmet Barlas/Sabah
Yayın Tarihi : 8 Nisan 2007 Pazar 16:55:12


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?