1
Mayıs
2025
Perşembe
ANASAYFA

Ergenekon

Ergenekon konusuna girmeye, hiç niyetim yoktu. Fakat geçtiğimiz hafta sonu gerçekleşen gözaltılar ve özellikle; Sayın İlhan Selçuk'un, pek de "uygun görülmeyen", gözaltına alınma biçiminden sonra, bu konudaki görüşlerimi sizlerle paylaşmam kaçınılmaz oldu.

Gözaltına alınanlardan önde gelen isimlerin bir kısmını, yakından tanıyorum. Bunlar hakkındaki görüşlerimi dile getirmeden önce; çok sevgi ve saygı duyduğum İlhan Selçuk hakkındaki görüşlerimi ve geçmişte Sayın Selçuk'la ilgili yaşadıklarımı, dile getirmek istiyorum.

Ailem, tipik bir "öğretmen ailesi" idi ve kendimi bildim bileli, bizim eve "Cumhuriyet" Gazetesi girerdi. İlhan Selçuk'u okumaya ne zaman başladığımı bilmiyorum. Ama 1960'lı yılların başlarında, İktisat öğrencisiyken; İlham Selçuk, hayran olduğumuz ve "idol" gördüğümüz isimlerin başında gelirdi. O zamanlar; bugün, Halk Eğitim Merkezi olarak kullanılan, (eski) Eminönü Halkevi'nde, Milli Türk Talebe Birliği (MTTB), Genel Merkezi bulunuyordu.

Eski halkevlerinin çoğunda olduğu gibi; bu halkevinin de, güzel bir konferans salonu vardı.( Nizami bir spor salonu, kitaplığı vs. hariç). Bu konferans salonunda, Türkiye'nin sorunlarını ve bu sorunları çözümleri konusunda, öğretici panel ve açıkoturumlar düzenlenirdi. (Gene aynı dönemde; değişik düzeydeki okullar arasında, münazaralar da düzenlenirdi ki; bunlar, MTTB salonundan çok, İstanbul Üniversitesi Talebe Birliği'nin, Marmara Sineması'nın salonunda gerçekleşirdi).

MTTB salonunda yapılan toplantıların en sevilen isimleri, İlhan Selçuk ve Çetin Altan idi. Çetin Altan, milletvekilliğini izleyen dönemde; yaklaşımlarını, "revize etmeye" başladı. Hele, Turgut Özal'a olan hayranlığını da dile getirmeye başladıktan sonra, (kendi adıma), tüm unvanlarını geri aldım (!). Fakat İlhan Selçuk'a olan saygı ve hayranlığım, artarak sürdü. Öğrenciliğim sırasında; İstanbul Belediyesi'nin düzenlediği bir toplantı sonrasında, verilen kokteylde, Sayın Selçuk'la tanıştığımda, yaşamımın en mutlu anılarından biri gerçekleşmişti. Düşünün ki; aradan neredeyse 45 yıl geçmesine karşın, aynı canlılıkla anımsıyorum...

Daha sonra, akademik yaşamım boyunca, Sayın Selçuk'la yollarımız çok ender de olsa, birleşti ve her seferinde, bir şeyler öğrenerek ve çoğalarak yanından ayrıldım. 1993 yılında bir akşam; değerli arkadaşım Şükran Soner, evden aradı ve evde olup olmadığımı sordu. "Hayrolsun" dedim, "Konuştuğumuza göre, evdeyim"... "Sayın Selçuk seni arayacak" dedi.

Gerçekten biraz sonra, Sayın Selçuk beni aradı ve bir gün sonra gazeteye çağırdı. Haftada üç gün yazı yazmamı istiyordu. O teklif, yaşamımda en çok onur duyduğum teklifti. Hâlâ öyledir... Bir süre sonra; Sayın Erol Simavi, çok değerli arkadaşım Doğan Hızlan aracılığıyla, Hürriyet'e davet etti. O gün Ataol Behramoğlu ve Konur Ertop'la, Hürriyet Plaza'da bir toplantıdaydık. Daha çok okura seslenmenin değerinin bilincinde olmama karşın, Erol Bey'e bir teşekkür mektubu göndererek, teklifi reddettim. Ve asla pişman olmadım...

Cumhuriyet'te, 13 küsur yıl yazdım. Farklı düşüncelere ve özellikle, İslami ağırlıklı düşüncelere olan "hoşgörüm", gazete içindeki kimi katı düşüncelileri, çok rahatsız ederken ve beni bir kaşık suda boğmaya niyet ederlerken, arkamda hep Sayın Selçuk'un nefesini hissettim.


Zaten öyle olmasa, beni yıllarca önce Cumhuriyet'ten uzaklaştırırlardı. Birkaç kez telefon ederek; bazı sözcükler konusundaki, görüşünü dile getirirdi. Hemen düzelttim. Zaten, eğer gazeteden ayrılmama neden olan olayda; telefonu açarak, "Toktamış şu paragrafı at", deseydi, sözünü ikiletmezdim. Ama bunu, çocuğum yaşında biri yaparsa, elbette bir daha yazı veremezdim. Ve vermedim... Neyse, bunlar çok geride kaldı.

İ lhan Selçuk, "Ordu göreve" pankartlarının altında yürüyüp; daha sonra, "demokrasi nutukları" atacak bir kişilik değildir. Gözaltına diğer alınanlardan farkı, buradadır. Bilge bir kişilik, sağlam bir bilgi ve güçlü bir kalem. Ben İlhan Selçuk'u, böyle bildim ve bilmeye devam ediyorum. Belki bana kırgın olsa bile...

TOKTAMIŞ ATEŞ/BUGÜN
Yayın Tarihi : 25 Mart 2008 Salı 10:23:50


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
İsmail Aslan IP: 78.171.49.xxx Tarih : 25.03.2008 20:10:12

Sayın Toktamış Ateş, Cumhuriyet ve İlhan Selçuğun islam ağırlıklı düşüncelerle hiçbir sorunu olamaz. Ancak ılımlı islamı islam diyerek halkımıza yutturan ve bu yolla ABD emperyalizminin çıkarlarını ve ajanlık faaliyetlerini yürüten Fettoş ve Cemaatı ile sorunu vardır. O sorun sırf İlhan Selçukta değil tüm sade müslümanlarda ve halkımızda vardır. Zaman gazetesi ve senin yazı yazdığın Bugün gazetesi nasıl finanse ediliyor neye hizmet ediyor. Bir kısım dönek solcular gibi seninde Fettoş'tan beslenme özgürlüğün var. İlhan Selçuğu anma bari...