28
Mayıs
2024
Salı
ANASAYFA

Gölgeler - Derya Sazak / Milliyet

ABD'de yayımlanan The Washington Post, "Danıştay suikastına gölgeler düşüyor" başlıklı haberinde diğer siyasi davalar gibi bu soruşturmanın da "karanlığa gömüldüğünü" öne sürdü. Gazete, Türkiye'de her zaman her şeyin "dışarıdan gözüktüğü gibi olmadığını" da vurgulama ihtiyacı duymuş. 

Susurluk davasının üzerinden on yıl geçtikten sonra Sedat Bucak'ın isteği üzerine Demirel, Çiller, Doğan Güreş gibi dönemin siyasi ve askeri yetkililerinin tanıklıklarına başvurulmasına karar verilmesi bile Post'un yorumunun ne kadar isabetli olduğunu gösteriyor. 

Burası Türkiye! 

Susurluk tarih olduktan sonra, yeni bilgi ve belgeler ortaya çıksa ne olacak? Dönemin siyasi aktörlerinin çoğu emekli oldu, aktif olanlar ise parti lideri olarak parlamentoya girmeye hazırlanıyor. 

Kanlı Danıştay baskınında "suçüstü" yakalanan avukat Alparslan Arslan'ın şu ana kadar verdiği bilgilerin olayın siyasi boyutunu aydınlatmaktan çok "kafa karıştırmaya" dönük olduğu ortada. Sanık, ek ifade vermek istediğini belirterek savcılığa başvurmuş.
Alparslan Arslan'ın verdiği bilgiler doğrultusunda Salih Kurter adlı bir "vaiz" ile Marmara Hukuk Fakültesi'nden arkadaşı avukat Süleyman Esen sorguya alındılar. "Glock" marka silahı sağladığı öne sürülen Aykut Metin de gözaltında tutuluyor. 

Soruşturmayı genişleten yetkililer, çevresinde "Hoca" diye anılan vaiz Salih Kurter'in Arslan'a yönelik dini telkinlerinin Danıştay saldırısındaki "azmettirici" yönünü araştırıyormuş. Kurter bu iddiaları reddetmiş. Ancak, Alparslan Arslan'ın, âşık olduğu kızın Almanya'ya gitmesi üzerine bunalıma girerek "Hoca'yı ziyarete gittiği ve 'Irak'a gidip şehit mi olayım?' " diye akıl danıştığı bilgisi Salih Hoca'nın oğlu Ali Kurter tarafından medyaya aktarıldı. 

Bu tür ifadelerle ortaya çıkan "meczup" profili, İslamcı medyanın "İşte o üyeler" diye hedef gösterdiği Danıştay 2. Daire üyelerinin "türbanı yasaklayan" kararı nedeniyle saldırıya uğradıkları ihtimalini güncelleştiriyor.

The Washington Post'un yanıt aradığı soru şudur: Alparslan Arslan'ın hem Türkiye'nin laik kurumlarına tehdit olarak görülen İslamcı militanlarla hem de devleti korumak adına şiddete başvurma geçmişine sahip aşırı milliyetçi gruplarla yakın bağları bulunuyor. Bu durumda Danıştay saldırısının ardındaki gerçeğe nasıl ulaşılacak? 

Danıştay baskını da, diğer siyasi davalar gibi karanlığa mı gömülecek? 

Türkiye'yi sarsan suikastın faili elde. 

Gölgelerin dansı artık son bulmalı.
.
Yayın Tarihi : 30 Haziran 2006 Cuma 09:39:52


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?