23
Mayıs
2024
Perşembe
ANASAYFA

Hangi çılgın yobaz imama dil uzatabilir? Mustafa Mutlu / Vatan

Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç, Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Lemi Bilgin'i görevden almış.

Çünkü Lemi Bilgin adlı şahıs, haddini aşarak Sayın Bakan'ın yapmak istediği bir "siyasi atamaya" direnmiş...

Bununla da yetinmemiş, Yeşil Gece adlı bir oyunun sahnelenmesine izin vermiş. İsmi bile maksatlı bu oyun, bir öğretmenle yobaz bir din adamının mücadelesini anlatıyormuş... Bir sahnesinde de "piç kurusu" diye küfrediliyormuş.

Zaten Sayın Bakan daha önce de yine benzer şekilde kendisine direnen Sinema ve Telif Hakları Genel Müdürü'nü, Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürü'nü ve pek çok yöneticiyi görevden almış.

Oh, iyi yapmış!

Siz kim oluyorsunuz da yüce bakanımıza baş kaldırıyorsunuz?

Üstelik nasıl olur da Sayın Koç'un sorumlu olduğu bir kurumda, yobaz bir din adamının eleştirildiği bir oyunu sahnelemeye cüret edebilirsiniz?

Üstelik, siz hiç bizim halkımızın "piç kurusu" dediğini duydunuz mu?

Oynayacak başka oyun mu bulamadınız?

Bulamadıysanız neden Sincan Belediye Kumpanyası'ndan şöyle cihatlı bir oyun istemediniz?

Haydi gelsin de kurtarsın bakalım şimdi sizi idealist öğretmeniniz!



***

Sayın Bakanım. Sakın bu hayırlı icraatlarınız nedeniyle gelebilecek art niyetli eleştirilere aldırmayın. Ben sonuna kadar arkanızdayım...

Aslında "tiyatora" da neymiş, değil mi efendim? Bir kibritlik canı var!

Bazı yoldan çıkmışların "Muzır Müzikal" falan yapıp, baldır bacak gösterdikleri Şan Tiyatorası yakıldı da kötü mü oldu örneğin? O binanın yerinde yeller esiyor şimdi de; gelip geçen halkımız sıcaktan bunalmıyor hiç olmazsa!

Sadece yöneticileri görevden almak yetmez aslında efendim; yakın tüm tiyatoraları, sinemaları... Siz Kültür Bakanı değil misiniz, kim karışabilir?

Hem kültür dediğin ille sinemayla, tiyatorayla mı olur? Acarsınız bir "güzel Kur'an okuma yarışması" sevaba da girersiniz...

Aslında Taksim'in göbeğindeki Devlet Tiyatorası'nın yerine bir imam hatip lisesi nasıl da yakışır, değil mi Sayın Bakanım?

Vah garipler!
Hürriyet'in spor sayfalarında çarşamba günü yayınlanan bir haber dikkatlerden kaçtı. Bu haber, dört büyük kulübümüzün futbolcularla imzaladığı ve Futbol Federasyonu'na gönderdiği sözleşmeleri büyüteç altına alıyordu.

Öncelikle Fenerbahçe ve Beşiktaş'ı gönülden kutluyorum.

Çünkü bu iki büyük kulübümüzün futbolculara ödeneceğini bildirdikleri paralar, kamuoyuna yansıyan rakamlarla aynı...

Ama Galatasaray ve Trabzonspor'un ilettiği sözleşmelerdeki rakamlar "komik!"

Buna göre koca Galatasaray, futbolcularını karın tokluğuna çalıştırıyor.

Örneğin bu yılki en parlak transfer İliç'in aldığı ücret ayda sadece 1 milyar 388 bin lira... Hasan Şaş ve Song ayda 833, yeni transferlerden Altan 1 milyar lira alıyor!

Trabzonsporlu futbolcuların durumu da Galatasaraylı meslektaşlarından farklı değil! Brezilyalı Eller, 1 milyar 875 milyon liraya Trabzonspor'a "evet" demiş...


***

Biliyorsunuz; kulüplerimiz bu "sözleşme oyunu"nu yıllardır oynuyor, Maliye de her defasında, "Canlarına okuyacağız" diyor.

Ama bugüne kadar hiçbir kulübe ya da futbolcuya ceza kestiği görülmedi!

Tam tersine, üç kuruşluk Motorlu Taşıt Vergisi'ni ödemeyen bir mükellefin yurt dışına çıkışını engellen Maliye; kulüplerin düşük gösterdikleri ücretler üzerinden ödemeleri gereken vergileri bile affetti!

Maliye Bakanı Sayın Kemal Unakıtan:

Resmi sözleşmelerdeki bu "ayıplı" rakamları görmemeye devam edecek misiniz?

Boğaz'da türkülü gece
Beşiktaş Kültür Merkezi, önceki gece halk müziği sanatçıları Sabahat Akkiraz ve Şükriye Tutkun ile Zülfü Livaneli'yi bir konserde buluşturdu.

Önce Rumeli, sonra İç Anadolu türkülerini bir ağızdan söyledi binlerce kişi...

Sonra da Zülfü Ağabey aldı sözü... Ama ne almak!

Söyledikçe coştu, coştukça söyledi...

Ve biz 3,5 saatin nasıl geçtiğini anlamadık!

Bu satırları yazarken uykusuzum, bedenim yorgun; ama hey...

Bir 3,5 saat daha olsa, koşarım!
Mustafa Mutlu / Vatan
Yayın Tarihi : 20 Ağustos 2005 Cumartesi 10:19:24


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?