19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Hasan Pulur - Milliyet Gazetesi

İnsanların da ikinci baskıları vardır...

       
    ESKİLER "nüsha-i sani" derlerdi, yani "ikinci baskı"; gazeteler önemli olaylarda ikinci baskı yapar, okunan kitaplar, ikinci baskıdan başlayarak, onuncu baskıya kadar gider.
    Birinci baskıdan sonraki, bütün baskılarda çoğunlukla bir, iki ufak değişiklik bulunur.
    Peki, insanın da "ikinci baskısı" olur mu?
    Oooo, hem de alası tıpatıp, baskılar olur.
    Elbisesi, saçının rengi, gömleği, kravatı değişik olsa bile, yani dış görünüşler değişse bile beyimizin aslı hiç değişmez!
    Hani "Onuncu Yıl Marşı"nda "tarihten önce vardık, tarihten sonra varız" diye bir dize vardır ya, onlar da böyledir, her devirden önce varlardır, her devirden sonra yine vardırlar, isimleri sıfatları değişse bile...
    ***
    CENAP Şahabeddin, Edebiyat-ı Cedide'nin en güçlü kalemlerinden biridir, şairdir, yazardır, öğretim üyesidir. Birinci Cihan Savaşı çıkınca, Cenap Şahabeddin, kalemini iktidardaki İttihat Terakki Partisi'ne tahsis eder.
    Talat Paşa, onun kaleminde "inkılabın kalbi"dir; Enver Paşa ise, "İnkılabın bazusu", Cemal Paşa da "kadife eldivenli çelik yumruk...tur.
    Savaşın sonuna doğru Cenap Şahabeddin, o güne kadar yaladığı çanağa, artık tükürmenin zamanı geldiğini anlar! Şimdi, Talat Paşa da, Enver Paşa da, onun kaleminden damlayan mürekkeple karalanmalıdır; karalar, hakaretler yağdırır...
    Savaş kaybedilmiş, vatan işgal edilmiş, Anadolu'da milli kurtuluş hareketi başlamak üzeredir, örgütler kurulmaktadır.
    Cenap Şahabeddin kararsızdır; aslında kararını vermiştir de, bahanesini aramakta, kılıfını hazırlamakta, fırsat aramaktadır. Önce, milli edebiyat akımına karşı çıkar, çünkü milli edebiyatı savunanlar, Anadolu yanlısıdır. O halde, o da yerini almalıdır. "Türkçe kelimeleri ağzına almaktan utandığını" bile yazar....
    Vatan, düşman işgali altındayken, işgalcileri savunan ve Anadolu'da Kurtuluş Savaşı yapanlara "eşkıya" diyen Ali Kemal'in gazetesinde Cenap Şahabeddin'in imzası vardır...
    Vatanın işgali değil de, vatanı savunmak ahmak bir cinayettir!
    Ama Cenap Şahabeddin'e ve Cenap Şahabeddinler'e rağmen Kurtuluş Savaşı kazanılır...
    Şimdi ne olacaktır?
    Sırtında yumurta küfesi yoktur ya!
    "Ben hakir bir şairim! diye af diler, bağışlanmasını ister. Bağışlanır, affedilir. Artık o da keskin bir inkılapçıdır, Cumhuriyetçidir. Gazi'nin (Atatürk) ulu, işlek ve hiçbir yükseklikten yılmaz dimağından söz ederek onu ebedi, şanlı, inkılap kartalı diye över.
    ***
    Şöyle etrafımıza, çevrenize, ya da televizyon ekranlarına gazete sayfalarına bir bakın Cenap Şahabeddin'in ikinci baskılarını görmüyor musunuz?
    Onlar için "giden ağam, gelen paşam"dır.
    Birinci Cihan Savaşı'ndan sonra yurtdışına kaçanlardan Talap Paşa, Berlin'de tanıdığı bir savaş zenginine rastlamış, hayretle sormuş:
    "Bize küfredenler arasında, senin adına rastlamadım, yoksa memlekette yok muydun?"
    Çünkü, Talat Paşa, adamın kendilerinin iktidarında zengin olduğunu çok iyi bilmektedir...
    ***
    Peki, bütün suç "Cenap Şahabeddin'ler" de midir?
    Onları, buyur eden, baş tacı eden, ne mal olduklarını bilenlerin hiç mi kabahati yoktur?
    Bugünün yalakasının, dün kimleri yaladığını, yarın kimlerin nerelerini yalayacağını bilmezler mi?
   
    h.pulur@milliyet.com.tr
HASAN PULUR - MİLLİYET GAZETESİ
Yayın Tarihi : 18 Nisan 2004 Pazar 14:59:57


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?