29
Mayıs
2024
Çarşamba
ANASAYFA

HÜSEYİN ÇELİK'İN KARNESİ

Okullar pazartesi gününden itibaren açılıyor. Önce minikler okullu olacak. Ardından küçük abi ve ablalar, sonra da üniversiteli gençler. Bu nasıl mantıksa, en uzun eğitimi, en küçükler alıyor!..
Milli Eğitim Bakanı Çelik, ilmi incelemeler için İran'daymış. Zaten son bir yıldır ne zaman var dı ki? Hep bir yerlerde ya da siyasetin tam göbeğinde. Koltuğunun değişeceğine iyice inanmış ki eğitimden soğudu. İyi de oldu. Yoksa yeni projelerle, yeni kara delikler açmaya devam ederdi.
Hadi bizleri, sizleri ve başkalarını bırakalım ama en azından Başbakan'ının dediklerini dikkate almalıydı. Ama belli ki artık o ve onun söyledikleri de umurunda değil.
Başbakan Erdoğan'ın dediklerini bir bir hatırlayalım:
Öğrencileri şu dershane garabetinden kurtarın
Sınavları ya kaldırın ya sayısını azaltın
Öğretmenli kadrolu hale getirin
Velilere yük getirmeyin
Yeni yurtlar yapılsın açıkta öğrenci kalmasın
Peki ne oldu? Dershaneye giden öğrenci sayısı neredeyse ikiye katlandı. SBS yüzünden dershaneye başlama yaşı 11-12'ye kadar indi. Sınav sayısı birden 3'e çıktı. Öğretmenler "sözleşmeli köleler" olarak çalışmaya devam ediyor. Okullardaki zorunlu bağışlara, servis ve özel okul ücretlerine yetişebilene aşk olsun. Üniversiteyi kazananların sevinçleri ise barınacak yurt bulamama yüzünden çoktan karabasana dönüştü.
Eğitimle ilgili diğer konulara girmek bile istemiyoruz. Örneğin hâlâ ödenmeyen hazırlık ödeneklerine, örneğin yönetici atamalarına, örneğin, kadrolaşmaya, örneğin öğretmen atamalarındaki adaletsizliklere, müfredat programlarına ve ücretsiz dağıtılan ders kitaplarından kimlerin rant sağladığına...
İktidarda hangi parti ve bakanın kim olduğu, gerçekten hiç önemli değil. Yeter ki iş yapsın, yeter ki heyecanı kaybolmasın. Ama tıpkı gerçek çelik gibi Çelik de yoruldu, heyecanını kaybetti, en önemlisi de görevden alınacağını hissetti. Gider ya da kalır. O Başbakan'ın vereceği bir karar. Ama eğer gidecekse ne olur onu bile aratacak bir isim olmasın! Genelde hep öyle oluyor da...

İlginç bir anket

Bağımsız Eğitimciler Sendikası (BES) ilginç bir anket gerçekleştirmiş. Eğitimle ilgili genel tabloyu çok güzel özetliyor. Fazla söze hacet yok. İşte sonuçlar:
İlk ve ortaöğretim sistemini kaliteli bulanların oranı sadece yüzde 6.82
Eğitimin en büyük sorunu, hâlâ ezbere dayalı öğretim sistemi. Yüzde 45.37 ile ilk sırada. Onu yüzde 20.13'le deney ve uygulama yapılmaması ve 18.96 ile her yıl yapılan müfredat değişiklikleri izliyor.
En kaliteli eğitimi sırasıyla fen liseleri (38.91), anadolu liseleri (31.15) ve kolejler veriyor. Bu oran normal liselerde 2.55, imam hatiplerde ise 1.15
Okul ihtiyaçları bütçemizi zorluyor diyenlerin oranı yüzde 85.96
Okul ihtiyaçları geçen yıla göre daha pahalı diyenler ise yüzde 87.51
Devlet okullarında kayıt parası alınmalı diyenler, sadece yüzde 3
Peki toplanan aidatların gerekli yerlerde kullanılmadığına inananların oranı? Yüzde 91.13
Okulları hijyen açıdan temiz ve güvenli bulanlar: 2.56
Peki okulların en büyük sorunu ne? İşte cevap: Sınıfların kalabalıklığı (54.03), temiz olmaması (27.51)
Ve işte can alıcı bir soru daha: Meslek okulları, öğrencilere meslek kazandırıyor mu? Yüzde 85.93 buna inanmıyor.
Bu eğitim sistemiyle dünyada söz sahibi bireyler yetiştirebilir miyiz? Evet diyen sadece yüzde 5.16
Din dersi zorunlu olmalı mı? Evet: 68.44, isteğe bağlı olmalı: 15.71, tamamen kaldırılmalı: 6.78
Okullar meslek seçiminde öğrencileri doğru yönlendiriyor mu? Evetçiler sadece yüzde 9.12
Yabancı dil okullarda öğrenilir mi? Yüzde 63 öğrenileceğine inanıyor.
Bedava kitap başarılı bir uygulama mı? Yüzde 95.97 evet diyor.
Özetin özeti: Her ne kadar aksini iddia edenler olsa da eğitimde memnuniyet oranı giderek azalıyor. Bu hiç hayra alamet değil. Sandık için önemli bir işaret. Bizden hatırlatması.

Abbas Güçlü / Milliyet
Yayın Tarihi : 29 Ağustos 2008 Cuma 10:05:11


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?