23
Mayıs
2024
Perşembe
ANASAYFA

İnsanlar parasızlıktan kartla borçlanıyor- Güngör URAS

İnsanlar parasızlıktan kartla borçlanıyor. Parasızlıktan kart borçlarını ödeyemiyor. Parasızlıktan otomobillerini, evlerini satıyor. Parasızlıktan intihar ediyor.

İnsanların otomobillerini kredi kartı borcu için sattıklarını, kredi kartı borcundan intihar ettiklerini söyleyerek, kredi kartı kullanımını sınırlamak soruna çözüm getiremez.

Sorunun temelinde parasızlık yatıyor. Parasızlığın temelinde ise işsizlik var. Gelir dağılımındaki bozulma var. Dar ve sabit gelirlilerin reel gelirlerinin uzun süredir artmaması nedeniyle ortaya çıkan fakirlik var.

BDDK binasının temizliğinde çalışan zavallı işçi kardeşim, kredi kartı yüzünden intihar etmedi. BDDK’nin ödediği "asgari ücret"le kendi karnını ve ondan ekmek bekleyenlerin karnını doyuramadığı için intihar etti. Asgari ücretle karnını doyuramayınca, kredi kartının verdiği imkanla bir süre idare etmeye çalıştı. Ama limit dolunca, ödeme günü gelince... Deniz bitti...

Borçla karın doyuruyorlar

Kredi kartı ödemesi nedeniyle otomobillerini, evlerini satanlar, kredi kartı nedeniyle satmadı. Gelirleriyle geçimini sürdüremediğini görünce, otomobilini veya evini satmadan önce bir süre borçlanarak satışı ertelemek istedi. Geliri artmayınca, gecikmiş satışı gerçekleştirmeye mecbur kaldı.

Bankaların kredi kartları ile ihtiyaç sahiplerine, özellikle orta ve alt gelir grubundaki halka sağladıkları ödeme kolaylıklarını sınırlandırmak soruna çözüm getirmez.

Sorunun temelinde fakirlik var... Milli gelirimiz düşük. Kişi başı milli gelirimiz 3-4 bin dolar dolayında. Avrupa Birliği’ne dahil ülkelerde bu rakam 15-30 bin dolar arasında. Kişi başı milli gelirimiz sadece az değil, dağılımı da çarpık. İstikrar tedbirleri ve de yüksek faiz uygulaması çarpıklığı artırıyor. Bugünkü sistemde fakirden devlete, devletten zengine hızlı bir gelir pompalaması var.

İnsanlar güç durumda olmasa, marketler "ekmeği ve maydanozu" kredi kartıyla 6 taksitte satar mı? "Ekmeği ve maydanozu" 6 taksitle satın alacak duruma düşmüş insanlar, kredi kartını "keyif için mi, yoksa mecburiyetten mi" kullanıyor?

Temel sorun fakirlik

BDDK binasının temizliğinde "asgari ücretle" çalışan işçi kardeşim, kredi kartıyla borçlanarak "Har vurup harman mı savurdu?" Yoksa bir süre karnını mı doyurdu?

Bu işçi kardeşimin hayattayken asgari ücretle karnını nasıl doyurabildiğini hiç mi hiç merak etmeyenlerin, onun sorunlarıyla ilgilenmeyenlerin intihar ettikten sonra suçlu arayışında "kredi kartlarını sınırlamaya" kalkmalarında bir çarpıklık yok mu?

Ekonomi yönetimi borç ödemekten ibaret değildir. Borsaya, dövize, faize bakarak, zenginlerin koluna girilerek ekonominin ne durumda olduğu izlenemez. Önemli olan yatırımdır. Üretimdir. İstihdamdır. Artan gelirin insanlar arasında dengeli dağılımıdır.

Bu konularda sorun var. Tarımda sorun var. Büyük göç var. İşsizlik var. Bunları yazana "kötü gözle bakılıyor."

Her olumsuz gelişmeye bir "kılıf" bulunuyor. BDDK de, ana sorunu görmezden gelerek kılıf arayışına çıktı. Sıkıntı, bankaların bolca kredi kartı dağıtmalarından kaynaklanmıyor. Ana sorun fakirlik. Sıkıntı fakirlikten kaynaklanıyor. Gelir yetersizliğinden kaynaklanıyor. İnsanların karınlarını doyurma çaresizliğinde borca batmalarından kaynaklanıyor.

Güngör URAS/ Milliyet Gazetesi
Yayın Tarihi : 25 Şubat 2005 Cuma 12:12:00


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?