28
Mayıs
2024
Salı
ANASAYFA

Irak'ta en büyük facia - Taha Akyol / Milliyet

IRAK'ta mezhep savaşını tetiklemek için, hiçbir şey "12 İmam"dan birinin türbesine saldırmak kadar etkili olamazdı; İmam Hasan Askeri'nin türbesinin bombalanmasıyla bu felaket tetiklendi!
Şiilere yaklaşık üç yıldır yapılmakta olan saldırılara birkaç örnek:
Ağustos 2003, Ayetullah Muhammed Bakır El Hekim ve yanındaki 83 Şiinin öldürülmesi!
Mart 2004, Kerbela ve Bağdat'ta 181 Şiinin öldürülmesi!
Ağustos 2004, Necef'te Şii camiine havan toplarıyla saldırı, 35 ölü!
Aralık 2004, yine Necef ve Kerbela'da cenaze töreninde bomba, 60 ölü!
Şubat 2005, 'aşure katliamı', aşure gününde İmam Hüseyin'in matemi için camide toplanan Şiilere bomba, 100'den fazla ölü!
Mart 2005, Musul'da Şiilerin düğün ve cenaze törenlerine saldırı, toplam 150 ölü!
Zaten derin bir matem felsefesine sahip olan Şiiler, Büyük Ayetullah Sistani'nin itidal çağrısına da uyarak, acılarını içlerine gömmüş, misilleme yapmamışlardı.
Ama "12 İmam"dan Hasan Askeri türbesinin bombalanması, sabırları taşırdı!

El Kaide'nin planı!
El Kaide'nin Irak 'führer'i terörist Zerkavi, Mayıs 2003'te açıkça söylemişti:
"Mezhep savaşı çıkararak Amerika'yı Irak'ta boğmak!"
Yapılan, budur işte!
Şii itikadına göre, Hz. Peygamber'den sonra tek ruhani ve dünyevi 'velayet' (otorite) İmam Ali ile onun soyundan gelen 11 imama aittir; toplam "12 İmam".
Bunların 11'incisi Hasan Askeri idi; 12'ncisi 'Mehdi' olacaktı. Halk arasındaki bu itikattan korkan zalim Emeviler, İmam Hasan Askeri öldüğünde, eşinin hamile olup olmadığını bile kontrol ettirmişlerdi!
Halbuki, Hasan Askeri'nin oğlu zaten doğmuştu, adı Mehdi idi, 'saklanmış'tı! O zaman 5 yaşındaydı ama bir gün 'gelecek'ti; hâlâ beklenen "Mehdi" odur!
12 İmam'ın ruhaniyetini bugün ayetullahlar temsil eder. "Mehdi" gelene kadar bütün iktidarlar gasıptır!
Şiilik böylece çok derin mazlumiyet ve muhalefet duygularıyla yoğruldu. Hasan Askeri türbesinin bombalanması, bu bin iki yüz yıllık itikada ve köklü duyguya sahip Şiileri elbette ayağa kaldırdı!
Ayetullah Sistani gibi bilge bir şahsiyet bile "protesto gösterileri" çağrısında bulundu. Radikal Mukteda El Sadr ise "intikam" çağrısı yaptı!
Bu satırlar yazılırken öldürülen Sünni imam sayısı 15'e, yakılıp yıkılan Sünni cami sayısı 100'e yaklaşıyordu! Sünni din adamları ise yayımladıkları bildiride Ayetullah Sistani'yi eleştiriyorlardı!

Ufukta kan var!
Halbuki, mesela 'Aşure katliamı' olduğunda Sünni Ulema Birliği Başkanı Şeyh Dr. Hâris el Zari, ulemadan Şeyh Yunus Yahya gibi isimler "Masum Şii kardeşlerimiz" diye başlayan bildirilerle terörist saldırıları kınamışlardı.
Şimdi ise Sistani'yi suçluyorlar!
Demek ki, mezhepler arası gerilim çok tırmanmış!
Bunda Saddam'ın Şiileri ezmiş olması, Irak'ın yeni kurumlarını ve güvenlik güçlerini kurarken Amerikalıların Şiilere daha fazla güvenip yer vermesi, sonra bundan çark ederek denge arayışına girmelerinin Şiilerde yarattığı tedirginlik, Sünnilerin siyasi sürece bir türlü iştirak ettirilememesi, devlet kurumlarından dışlanması gibi siyasi faktörlerin rolü çok büyüktür.
Maalesef Irak'ın yakın geleceğinde daha çok kan görünüyor! Şii İran'la, Sünni Haşimilerin yönettiği Ürdün'ü bile içine alabilecek korkunç gelişmeler olabilir diye çok endişeliyim.
.
Yayın Tarihi : 24 Şubat 2006 Cuma 10:33:17


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?