28
Mayıs
2024
Salı
ANASAYFA

İzan cephesi lazım - Can Dündar / Milliyet

Geçen yaz Karadeniz yazı dizisi için Rize'ye gittiğimde yerel bir gazetede şu haber dikkatimi çekmişti:
"Deniz Caddesi'nde bir papaz görüldü".
Haber, Rize semalarında UFO görülmüş gibi dehşet verici bir üslupla kaleme alınmıştı.
Konuştuğum Rizeliler, Papaz'ı son gördükleri yeri tarif ediyor, "Yaylaya doğru kaçtı. Gençler peşinde... Yakalamaya çalışıyorlar" diyordu.
Rize Müftüsü o günlerde bir demeç verip, "İlimizi ziyaret eden Hıristiyan din adamlarının sayısı her gün artıyor. Amaçları farklı. Onlara karşı milli birliğimizi korumalıyız" dedi.
Konuyu sorduğum MHP Trabzon İl Başkanı ise gelen papazların bir Rum Pontus devleti hayali kurduklarını, aralarında Batı'ya çalışan ajanlar bulunduğunu söylemiş ve eklemişti:
"Huzuru bozuyorlar. Karadeniz insanı muhafazakârdır."
***
Bunlar yaklaşan tehlikenin ipuçlarıydı.
Nihayet dün korkulan oldu ve tırmandırılan galeyan, bir papazın canına mal oldu.
50 yıl önce 6-7 Eylül'de yaşananın bir benzeri yapıldı ve kilisede bir Hıristiyan din adamına kurşun sıkıldı.
Hiç kimse bu alçakça cinayeti "muhafazakâr bölge halkının" misyonerlik faaliyetlerine misillemesi sayıp dolaylı onay vermeye kalkmamalıdır.
Fatih'in İstanbul'u fethettiği gün verdiği güvenceden beri bu topraklar din ve ibadet özgürlüğünün koruma altında olmasıyla övünegelmiştir.
Dünkü kurşun, aynı zamanda bu ata mirasına saldırıdır.
Tahrikçilerin asıl şimdi konuşması lazımdır.
***
Madalyonun öbür yüzüne gelince:
Bir karikatürle İslam dünyasını ayağa kaldıran Batılılara da aynı uyarıyı yapmanın zamanıdır.
İnananların kutsal saydığı değerlere saldırmak hiçbir şekilde "ifade özgürlüğü" kılıfıyla mazur gösterilemez.
Bir dönem, baskıcı rejimler karşısında "basın ve ifade özgürlüğü"nü hepimiz bayrak haline getirmiştik. Oysa şimdi, günümüzün küresel medyası karşısında ezilen, hakkı yenen, gururu zedelenen insanların haklarını korumak daha acil bir sorun haline geldi.
Küçücük bir kıvılcım, nicedir provaları yapılan "medeniyetler çatışması"nın fitilini ateşlemeye yetti.
Avrupa'nın tavrıyla kriz büyümeye doğru gidiyor.
***
Tam bu noktada bize düşen, Papaz'ı kurşunlayanların ya da karikatür özgürlüğü adına İslam Peygamber'iyle alay edenlerin safına düşmeden tüm dünyayı birbirinin kutsalına saygı duyan bir itidal cephesinde buluşmaya çağırmaktır.
Danimarkalı karikatürcüye de, Trabzonlu tetikçiye de, yaptıklarıyla hem kendi dinlerine hem dünya barışına nasıl zarar verdikleri anlatılmalıdır.
Karadeniz'deki misyonerlik faaliyetlerine karşı kışkırtıcı yayın yapanlar ya da basın özgürlüğü adına tacizkâr karikatürleri yayımlayanlar da yarattıkları tablo karşısında bir kez daha düşünmelidirler.
Medeniyetler buluşması için bunca emek harcayan Türkiye'nin, medeniyetler çatışmasının zemini olması kabul edilemez.
Laik Türkiye, dünyadan her inanca saygı isteyecekse önce kendi topraklarındaki her inanç sahibini özenle korumak zorundadır.
Büyük dikkat gerektiren günlerdeyiz.
.
Yayın Tarihi : 6 Şubat 2006 Pazartesi 12:46:56


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?