Diplomasiyi çözmek zor: Hele “ilkeler”i, “çıkarlar”ın önünde tutanlar için...
Güney Osetya ve Abhazya’nın bağımsızlığının tanınması konusu da çözümü zor düğümlerden biri...
* * *
Daha 6 ay önce, şubatta, Türkiye’nin Belgrad Büyükelçiliği öfkeli Sırpların saldırısına uğradı.
Elçilik görevlileri kapıya yığınak yaptı. Büyükelçi elde silah pencerede bekledi.
Neden?
Çünkü Kosova “Sırpların etnik temizlik girişimine maruz kaldığı” iddiasıyla bağımsızlığını ilan ettiğinde Ankara, “toprak bütünlüğü” konusundaki geleneksel hassasiyetini ve temkinliliğini bir kenara bırakmış, Belgrad’daki büyükelçisini bile şaşırtan bir acullukla Kosova’yı ilk tanıyan ülkeler arasında yer almıştı.
Priştine’deki bağımsızlık kutlamalarında Türk bayrağını Amerikan bayrağının yanında dalgalandırmış, belki de böylece Kuzey Irak askeri operasyonu için vize almaya çalıştığı Washington’a bir jest yapmıştı.
Dışişleri Bakanı, “Türkiye’nin Kosova’nın bağımsızlığını memnuniyetle karşıladığını” açıklamış, Başbakan, Kosova Başbakan’ını arayıp kutlamıştı.
“Bir NATO operasyonuyla ülkelerinin parçalandığına” inanan Sırplara göre ise Türkiye’nin bu tavrı “hasmane” idi. Bu yüzden Belgrad’daki Türk büyükelçisi güven mektubunu sunamadı.
Balkanları iyi bilen bir diplomat dostum, o günlerde “Çok acele ettik. Yarın Kuzey Irak bağımsızlığını ilan ederse ilk tanıyan Sırbistan olur” yorumunu yapmıştı. HHH
Aradan 6 ay geçti.
NATO’nun Kosova’da kurduğu devlete Rusya, Güney Osetya ve Abhazya’da cevap verdi.
Ve roller değişti.
Kosova’nın “etnik temizlik tehdidi” bahanesiyle bağımsızlık ilanına tepki gösteren Moskova, “soykırım tehdidi altında” oldukları gerekçesiyle Osetlerin ve Abhazların bağımsızlığını tanıdı.
Diğer ülkeleri de tanımaya çağırırken Kosova’nın bağımsızlığını tanıyan Batı’nın bu konuda “emsal yarattığını” söyledi.
Batı, “Moskova’nın müdahalesi Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarına aykırıdır” diyor.
Doğru.
Ama NATO’nun Kosova’ya müdahalesi de BM kararlarına dayanmıyordu.
Cumhurbaşkanı Gül dün NTV’ye “Rusya acele etti” dedi, ama Kosova’da da Türkiye acele etmişti.
Ankara bu kez bekliyor.
Neden?
Komşularıyla müttefikleri arasında sıkıştı da ondan...
“Gürcistan’ın toprak bütünlüğü”nü savunsa Moskova, “Sırbistan’ın toprak bütünlüğü yok muydu? Kosova’da niye tanıma için sıra başı oldunuz” diye soracak.
Dahası, KKTC’yi hatırlatacak.
Abhazların da Kosovalılar gibi “kendi kaderini tayin hakkı” olduğunu savunsa, Kuzey Irak’taki Kürtler, “Niye bizim kaderimiz söz konusu olunca toprak bütünlüğünden dem vuruyorsunuz da konu Abhazlar olunca ‘Kendileri bilir’ diyorsunuz” diye ayağa kalkacak.
* * *
Çifte standart uygular hale düşmemek için ilkeli siyaset şart...
Basit bir kural var:
Karnınız ağrıyorsa taşa oturmayacaksınız.
Ferman sende ama güzel yaşamak bizde, Senden ayığız bu sarhoş halimizle, Sen insan kanı içersin, biz üzüm kanı, İnsaf be Sultanım, kötülük hangimizde? ÖMER HAYYAM