20
Mayıs
2024
Pazertesi
ANASAYFA

Kemal Yavuz - Akşam Gazetesi

'Demokrasi'; Mümkün mü?, Yeterli mi?

Amerika'daki 11 Eylül'den sonra, Avrupa'daki 11 Mart, aklı başında her toplumu kaygıya sürükledi ve konu üzerinde derin düşünmeye yöneltti. Dünyaya ne oluyordu? Önce 'gerçek tabloya' bakalım. Bir tarafta, 800 milyon insan zengin, sağlıklı, tahsilli ve refah içinde fakat tedirgin, diğer yanda 5,3 milyar insan fakir, sağlıksız, cahil ve kızgın. Bazı rakamlar verelim: Bugün 30 trilyon $' lık dünya yıllık mal ve hizmetin, % 85'ini (25,5 trilyon $) dünyadaki insanların %15'i kullanırken, geri kalan % 85 insana bu gelirin sadece %15'i (4,5 trilyon $) kalıyor. Dünyanın en zengin 200 kişisinin serveti (122'si ABD'li), en yoksul 3 milyar insanın gelirinden daha fazla: En yoksul 83 ülkenin son 8 yılda ödedikleri dış borcun 'sadece faizi', ana paranın 6 katına çıktı. Geri kalmış ülkelerde yetersiz beslenme, kirli içme suyu ve aşı olamamaktan 'her gün' 42 bin çocuk ölüyor. Bugün, XXI. y.y. da, dünyada her yıl 90 milyon insan 'Açlıktan' ölüyor. Sebep? Sadece iki tespit: Joseph Stiglits (Nobel ödüllü, Dünya Bankası Baş Ekonomisti 'idi!') 'Gelişmiş ülke ve çok uluslu şirketleri, az gelişmiş ülkelerden milyarlarca dolar çalıyor.' Daha da 'münakaşasız' bir tespit: BM Kalkınma Programı 1999 yılı Raporundan: 'Küreselleşmenin kurallarını yeniden yazmak gerekiyor. Gelişmeler, yeni dünya düzeninden faydalanan kişi ve ülkelerle, düzenin sonuçlarına katlanmak zorunda kalanlar arasında 'saçma ve tehlikeli' bir kutuplaşma olduğunu gösteriyor.' Ve bu noktada, bir özlü söz: 'Aç insan, önce inançlarını (insani, toplumsal) yer!'

Tüm insanlığın üzerine, göz göre göre gelen bu 'kabus'un durdurulması nasıl mümkün olabilir? 'Küreselleşme', 'Yeni Dünya Düzeni' diye insanlığa yutturulmaya kalkışılan bu 'soygun düzeni'ni durdurmakla. Milli gelirleri, her yıl yükselen 'gelişmiş ülkelerin', bu gelirlerinin sadece %1'ini, gelişme 'çırpınışları' içindeki ülkelere 'yardım' olarak vermeleriyle.

Şimdi, 'böyle bir dünya'da, bir devlet çıkıp 'Dünyanın tek patronu benim, dünyada ben yeni bir düzen kuracağım' diyor. Ve 'nedense!' Her yıl 200 milyondan fazla (25 Avrupa ülkesinin toplam nüfusunun yarısı) insanın açlık içinde kıvrandığı Afrika'yı değil de (zira orası, yeterince sömürüldü!), 'dünya enerji kuşağı'ndaki 22+4 ülkeyi seçip, onlara 'demokrasi ve modern yaşam' getireceğini iddia ettiği bir planı (BOP) yürürlüğe koyuyor. Duy da - aklın varsa - inanma!

Aslında olay, o kadar karmaşık ki. Bugün, gerçek anlamda 'demokratik' bir seçim yapılsa Irak'ta Şiiler iktidara gelir, kıyamet kopar; Suriye'de Sünniler iktidara gelir, kıyamet kopar; Filistin'de Hamas lideri iktidara gelir, kıyamet kopar; Mısır'da Müslüman Kardeşler iktidara gelir, kıyamet kopar; Cezayir'de aşırı dinciler iktidara gelir, kıyamet kopar; ya Orta Asya ülkeleri, hepsinin başında eski komünist yöneticiler var, gerçek bir serbest seçimle hepsi gider ama arkasından 'kıyamet' gelir. Demek ki, ülkelerin sosyal ve siyasal düzeni, 'Ben yaptım, oldu!' ile 'olmuyor'.

Aklı başında her insan, bir ülkede, kişi ve toplum bazında, ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınma olmadan 'demokrasi' olamayacağını görüyor. En yakın misal, bizim ülkemiz. Sağlam bir kültür zemini üzerinde en az yüzelli senelik bir sosyal ve siyasal birikime rağmen, demokrasimizin hali meydanda, bir 'hendekten' çıkıp, başka bir 'hendeğe' yuvarlanıyor.

Tarihin, belli bir akışı vardır. Onu ancak 'gerçekten büyük' liderler değiştirebilir. Bu, sadece 'güce' dayanarak yapılacak iş değil.

KEMAL YAVUZ - AKŞAM GAZETESİ
Yayın Tarihi : 21 Mart 2004 Pazar 16:35:26


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?