Kocaman bir ayıp yaşadık!

Keşke hiç olmasaydı, ama oldu bir kere... Dengir Mir Mehmet Fırat ile Kemal Kılıçdaroğlu kapıştılar.

Ben, tek kelime ile utandım. Yüce Meclis, ayaklar altına alındı. Siyasetin seviyesi iyice düştü.

O kadar tepkiliyim ki, neyi - niçin ve nasıl söyledikleri umurumda değil. Bu münasebetsizlik TBMM çatısı altında yaşanmamalıydı. Siyasetin seviyesinin bu kadar düştüğü, halkın gözlerinin önünde bu şekilde tescil edilmemeliydi.

Köksal Toptan, Türkiye’nin 2 numaralı adamı. Düellocuları, düellodan yarım saat önce yanına çağırdı. Neler konuştunuz Köksal Bey? - Yapmayın çocuklar, ana avrat sövmeyin mi dediniz?

Çadır Şovu’na Uğur Dündar da katıldı. Bir, işin meddahı eksik kalmıştı... Böyle bir teklifi nasıl kabul ettiniz Uğur Bey? Boyum bosum yerinde, kapışırlarsa araya girerim diye mi düşündünüz?

Zemberekler iyice gevşedi. Bu münasebetsizlik artık tarihe geçti. Tarihe geçmek her zaman olumlu ve hayırlı bir icraat ile olmuyor ne yazık ki.

Zemzem Kuyusu’na işeyen BEVVAL’ler

Bevval-i Çeh-i Zemzem adını hiç duydunuz mu, dostlar? Çeh-i Zemzem, Zemzem Kuyusu demektir. Bevval, ün sahibi olmak için bu kuyuyu pisleten adamdır. Bevval, işeyen anlamınadır.

Bevval, bir Arap çobandır. Vasıfsız, yeteneksizdir. Hayatı herkese özenmekle, kıskanmakla geçmektedir. Günün birinde, kafasında kendini şöhrete ulaştırabileceğini düşündüğü bir fikir geliştirir. Planını uygular. Zemzem Kuyusu’na işer.

Bir anda büyük bir ün salar. Bir süre sonra, adı da sanı da unutulur gider. Belleklerde tek bir şey kalır geriye: Bevval-i Çeh-i Zemzem.

Şöhret kazanmak için Zemzem Kuyusu’na işeyen adamın geride bıraktığı tek miras bu olur.

Birbirinin yüzüne bakmayı gerektirir

Evet. Siyaset böyle bir şeydir. Diyalogdur. Consensus’tur. Taviz’dir. Uzlaşma’dır. Bunun dışında siyaset olmaz.

Merak ediyorum. Düello sonrası neler olacak? Birbirimizin yüzüne nasıl bakacağız? Olan, hiçbir bakımdan yararlı değildir. Eğer ortada bir mesele varsa, şikâyette bulunulur. Savcılık harekete geçer.

Akl-ı selim sahipleri, böyle yapar. Horoz dövüşü meraklıları ise her zaman vardır. Milletin çoğunluğu, bunlardan hoşlanmaz. Sert muhalefet yapabilirsiniz, ama her zaman açık kapı bırakırsınız. Bunlar ayıp şeylerdir. Siyasetçinin tarifi - neyin, nerede ve ne zaman söylenmesini bilen adamdır.

Siyaset bir tiyatrodur, tamam. Mücadele esas olarak seyirciler içindir, buna da eyvallah. Ama buradaki seyirci, aynı zamanda seçmendir. Böyle tiyatrolar, seçmeni bıktırır. Temsili yarıda bırakabilir. Aile, çocuklarını da getirdiği bir tiyatroda müstehcen beyanlar duyarsa, çocuklarının gözlerini ve kulaklarını kapatıp evine gider.

Kasaba pazarları cuma günü kurulur. Köylü erken gelir, alışveriş ve diğer işlerini görür. Öğlenini kılar. Sonra köyüne dönmek için yola çıkar. Siyasetçiler de cumaları kasabaya gider. Seyirciler, TV karşısındaymış gibi eğlenir, iyi vakit geçirirler.

Eğlencelerin oya tahvil edildiği ise bugüne kadar görülmemiştir.